ın UYAP kayıtlarında tebliğ tarihinde cezaevinde bulunduğu, bu nedenle sanığa yapılan tebligatın usülsüz olduğu gözetilerek gerekçeli kararın adı geçen sanığa usulüne uygun tebliğ ediliptebligat belgesinin dosya içerisine konulması sağlanarak eksikliğin giderilmesi, sunarsa temyiz dilekçesi ve bu konuda düzenlenecek ek tebliğname de eklendikten sonra incelenmek üzere iadesi için dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 23.09.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi....
ın gerekçeli kararın tebliğ tarihi itibariyle cezaevinde olup olmadığı araştırılarak, sanığın cezaevinde tutuklu ya da hükümlü olmasının anlaşılması halinde yokluğunda verilen 27.10.2011 tarihli hükmün, “...i” adresine yapılan tebliğinin usülsüz olduğunun anlaşılması karşısında; yasa yol ve yöntemini gösterir biçimde gerekçeli kararın adı geçene tebliğ edilerek, buna ilişkin belge ile sunarsa temyiz dilekçesi eklendikten ve bu konuda ek tebliğname düzenlendikten sonra incelenmek üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na İADESİNE, 03.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
ın mernis adresine 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi gereğince 18/07/2019 tarihinde tebliğ edilmiş ise de, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10. madde bir ve ikinci fıkrasının, "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde "1- Davacının tebligat usulsüzlüğü şikayetinin REDDİNE, 2- Tebligat usulsüzlüğü şikayeti reddedildiğinden süresinde olmayan kambiyo vasfına yönelik şikayetin ve takibin iptali talebinin REDDİNE, 3- Şartları oluşmadığından davalının tazminat isteminin REDDİNE" karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili tarafından; dava dilekçesindeki nedenler tekrar edilerek, mahkemece verilen red kararının usul ve yasaya uygun olmadığı, tebligatın usulsüz olduğunun tespiti için bilirkişi incelemesi yapılması gerektiği, buna karşılık bu yöndeki taleplerinin reddedildiği belirtilerek istinaf yasa yoluna başvurulduğu görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; tebligat usulsüzlüğü şikayeti ile birlikte kambiyo vasfına yönelik şikayete ilişkindir....
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Ödeme emrinin davacıya Tebligat Kanunu'nun 21/2 maddesi gereğince değil, 21/1 maddesi gereğince tebliğ edildiğini, davacı tarafın dava dilekçesinde Tebligat Kanunu'nun 21/2 maddesine göre mernis adresine usulüne uygun tebligat yapılmadığını iddia ettiğini, talebin öncelikle bu yönden reddi gerektiğini, ayrıca yapılan tebligatın usulüne uygun olduğunu, komşunun isminin İsmail Turalıoğlu olduğunun anlaşıldığını, ayrıca aksi düşünülse dahi posta memurunun yazısının okunaklı olmaması nedeniyle tebligatın usulüne uygun olmadığına karar verildiğinden müvekkili aleyhine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava İİK'nun 16. maddesi ve T.K.'nun 21/1. maddesi uyarınca açılmış, usulsüz tebligat şikayeti davasıdır....
a, şikayeti ve davaya katılmak isteyip istemediğinin sorulmadığı, dosyada adı geçen müştekiye temyiz hakkını kullanabilmesi için, hükmün tebliğ edildiğine ilişkin bilgi ve belgeye rastlanmadığı anlaşıldığından, hükmün müştekiye tebliğ edildiğini gösteren bilgi ve belgeler var ise dosyasına eklenmesi, aksi halde anılan tebligat noksanlığı giderilerek alınacak tebligat parçaları ile bunlara dair belgelerin eklenmesinden ve temyiz vaki olursa bu hususta ek tebliğname düzenlendikten sonra iade edilmek üzere, incelenmeyen dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 08/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
a da şikayetinin ve katılma talebinin sorulmadığı, dosyada adı geçen müştekilerin temyiz hakkını kullanabilmesi için, hükmün tebliğ edildiğine ilişkin bilgi ve belgeye rastlanmadığı anlaşıldığından, hükmün müştekilere tebliğ edildiğini gösteren bilgi ve belgeler var ise dosyasına eklenmesi, aksi halde anılan tebligat noksanlığı giderilerek alınacak tebligat parçaları ile bunlara dair belgelerin eklenmesinden ve temyiz vaki olursa bu hususta ek tebliğname düzenlendikten sonra iade edilmek üzere, incelenmeyen dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 25/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE :Dava, usulsüz tebligat şikayetine ilişkindir. Öncelikle belirmek gerekir ki; davacı tarafça dava dilekçesinde usulsüz tebligat şikayetinin yanında borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi istemi de yer almakta ise de davacı vekilinin yargılama sırasındaki yazılı ve sözlü beyanlarında davalarının yalnızca usulsüz tebligat şikayetine yönelik olduğunu beyan etmesi karşısında artık davaya usulsüz tebligat şikayeti olarak devam edilmesi gerektiğinden mahkemece davacı tarafın menfi tespit istemi hakkında hüküm kurulması yerinde değildir. Öte yandan taraf teşkili dava şartı olduğundan, davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir. Şikayet, İcra ve İflas Hukukunda düzenlenmiş kendine özgü bir yol olup, Medeni Usul Hukuku kapsamında bir dava veya kanun yolu değildir....
Bu durumda, mahkemece; borçlunun tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayeti yasaya uygun olarak kabul edildiğine göre, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca tebligat tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken "tebligatın iptaline ve ödeme emrini öğrenme tarihinin 28.09.2015 olarak tespitine" karar verilmesi isabetsiz olup, kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ... 7....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : İncelenen tüm dosya kapsamına göre; davacılar vekilinin icra mahkemesine yaptığı başvuruda, usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte takibin iptalini talep ettiği, mahkemece usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne, borca itirazın reddine karar verildiği, karara karşı davacılar vekilinin istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmıştır. İİK’nun 169/a-l. maddesi gereğince; borcun bulunmadığı veya itfa yahut imhal edildiği, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlandığı takdirde mahkemece itiraz kabul edilir. Somut olayda; borçlunun icra mahkemesine başvurusu, İİK’nun 169 ve 169/a maddeleri kapsamında borca itiraz niteliğindedir. Takip dayanağı çek, TTK. 'da belirtilen tüm yasal unsurları içermekte olup, yasal süresinde bankaya ibraz edilmiştir....