Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlunun, icra mahkemesine başvurusunda usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte borca ve imzaya itiraz ettiği, mahkemece verilen kararın alacaklı tarafından temyizi üzerine, dairemizin ...... sayılı ilamı ile gerekçeli karar ile kısa karar arasında çelişki olduğu gerekçesi ile bozulduğu, mahkemece bozmaya uyularak verilen kararda tebligat usulsüzlüğü ile ilgili şikayet hakkında karar gerekçesinde hiç bir değerlendirme yapılmadığı gibi hüküm fıkrasında da buna ilişkin bir karar verilmediği, bozma öncesi, ara kararla tebligatın usulsüz olduğuna karar verildiği görülmektedir. 6100 sayılı HMK’nun 297. maddesi, kamu düzeni amacıyla konulmuş emredici...

    Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Erzincan İcra Müdürlüğü'nün 2020/3265 Esas sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde davacı borçlu T1 ödeme emri ve borç senetlerinin bizzat kendisine 24/8/2020 tarihinde tebliğ edildiği, imzaya ve borca itiraz şikayetinin ise icra mahkemesine 15/09/2020 tarihinde yapıldığı, kambiyo senetlerine özgü ilamsız icra takibinde borca ve imzaya itiraz şikayetinin ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük yasal süresi içerisinde yapılması gerektiği, ayrıca icra müdürlüklerinin işlemlerinin adli tatilde de devam ettiği, dolayısı ile bu sebepten sürenin uzamayacağı 24/08/2020 tarihinde ödeme emri kendisine tebliğ edilen borçlunun borca ve imzaya itirazının icra mahkemesine 15/09/2020 tarihinde yapmış olması sebebiyle, 5 günlük hak düşürücü sürenin geçmiş bulunduğu bu sebeple ilk derece mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı borçlu vekilinin istinaf dilekçesinde belirtmiş olduğu tebligat usulsüzlüğünün...

    Balcı sk.No:20/04 Şişli/İstanbul" olarak gösterildiği, borçlu şirketin ticaret sicil adresinin aynı zamanda bilinen adresi olarak kabul edilmesi gerektiğinden ve bu adrese çıkartılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi üzerine aynı adrese Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre tebliğ işlemi yapılması nedeniyle ödeme emri tebliğinin usulüne uygun olarak yapıldığı anlaşılmıştır. (Yargıtay 12.H.D.'sinin 12.03.2018 tarih,2017/3413 esas,2018/2344 karar sayılı ilamı.) Öte yandan, davacı borçlu şirkete ödeme emrinin 22.09.2018 tarihinde tebliğ edildiği, tebliğ işleminin usulüne uygun olduğu, borçlu şirket vekilinin yasal beş günlük itiraz süresinden sonra 12.11.2018 tarihinde mahkememize başvurarak imzaya itirazda bulunduğu anlaşıldığından açılan davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Açılan davanın süre aşımı nedeniyle reddine" karar verildiği görülmüştür....

    DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 170. maddesi uyarınca imzaya itiraz ve İİK'nın 169/a maddesi uyarınca borca itiraz istemine ilişkindir. İİK'nın 168/5. maddesi uyarınca, itiraz süresinin başlaması için borçluya ödeme emrinin tebliğ edilmesi zorunlu olup, ödeme emri tebliğ edilmeden borçlunun takibi öğrenmiş olması itiraz süresini başlatmaz. Öğrenme ile sürenin başlayabilmesi için borçluya usulsüz de olsa tebliğ edilmiş bir ödeme emrinin bulunması gerekir. Böyle bir durumda, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereği öğrenme tarihi tebliğ tarihi kabul edileceğinden, itiraz süresi de bu tarihten itibaren başlayacaktır. Somut olayda, davacılar adına çıkarılan ödeme emrinin 20/09/2019 ve 21/10/2019 tarihlerinde bila tebliğ iade edildiği, borca itiraz dilekçesinin verildiği 23/09/2019 tarihinde davacılara ödeme emrinin tebliğ edilmediği, ödeme emrinin davacılar vekili Av. T2 18/12/2019 tarihinde tebliğ edildiği tartışmasızdır....

    DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi, İİK'nın 169/a. maddesi uyarınca borca itiraz ve İİK'nın 170. maddesi uyarınca imzaya itiraz istemine ilişkindir. Davacının, tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir. Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren 7 gün içinde yapılmalıdır. Somut olayda davacı borçlu, takibi 09/04/2019 tarihinde öğrendiğini bildirmiş olup, usulsüz tebligat şikayeti yasal süresindedir....

    Adana 7.İcra Müdürlüğü'nün 2019/15489 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı T3 vekili tarafından, borçlular Gülden Yılmaz ile T1 hakkında 15.000,00 TL asıl alacağın tahsili amacıyla, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davacı borçluya 29/11/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davacı borçlunun Adana 7. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2020/32 Esas sayılı dosyası ile ödeme emri tebliğ işleminin iptaline ilişkin şikayette bulunulduğu, Adana 7. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2020/32 Esas sayılı mahkeme ilamının incelenmesinde şikayetin kabulü ile ödeme emri tebliğ işleminin iptaline karar verilmiş ise de ödeme emri tebliğ tarihinin belirtilmediği, davacı vekili tarafından 10/02/2020 tarihinde imzaya ve zamanaşımına ilişkin itiraz edilerek dava açıldığı anlaşılmıştır. Davacı tarafından takibe dayanak imzaya itiraz edilmekle birlikte, takibin kesinleşmesinden önceki zamanaşımı itirazı ileri sürülmüştür....

    İcra Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile; İzmir 13. İcra Müdürlüğünün 2019/291 esas sayılı dosyasındaki 26/02/2019 tarihli tebligatın usulsüz olduğunun tesbiti ile, TK. Nun 32. Maddesi gereğince öğrenme tarihi olan 10/05/2019 tarihinin tebliğ tarihi olarak tespitine, 10/05/2019 tebliğ tarihi esas alınarak takibin kesinleşmesinden önce davacının malvarlığına konulan hacizlerin kaldırılmasına, imzaya itiraz talebinin reddine, asıl alacağın %20'si oranındaki tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine, asıl alacağın %10'u oranındaki para cezasının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına karar verilmiştir....

    Bilirkişi raporunun, şikayete konu tebligat mazbatası ve imzaya itiraza esas senet suretleri esas alınarak, mukayese imzaların bulunduğu belge asılları üzerinde laboratuvar ortamında kıyaslama yapılmak suretiyle hazırlandığı, hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu anlaşılmıştır. TK'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi olarak kabul edilir ( Yargıtay 12. HD'nin 13.10.2022 tarihli, 2022/2757 E, 2022/10295 K. sayılı içtihadı). Somut olayda, davacı borçlu tarafından usulsüz tebligattan 17.06.2021 tarihinde haberdar olunduğu belirtilmiş olup, dosya içerisinde daha önce haberdar olunduğuna ilişkin herhangi bir belge ve bilgiye rastlanmamıştır. Davacı borçlunun belirttiği öğrenme tarihi itibariyle şikayet ve imzaya itiraz yasal süresinde yapılmıştır....

    İcra Hukuk Mahkemesince, kıymet takdirine itiraza ilişkin şikayeti inceleme yetkisinin haciz kararını veren esas icra müdürlüğünün bağlı olduğu İstanbul İcra Hukuk Mahkemesine ait olduğu, yine kıymet takdiri raporunun usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin şikayeti inceleme yetkisinin de İİK 4. Maddesi uyarınca tebliğ işlemini yapan esas icra müdürlüğünün bağlı olduğu İstanbul İcra Hukuk Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. İstanbul 6. İcra Hukuk Mahkemesince ise, kıymet takdirinin Erzurum 4. İcra Müdürlüğü tarafından yapıldığı İİK’nın 128/a maddesine göre şikayeti inceleme yerinin talimat icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. İcra İflas Kanunu’nun 128/a. maddesi gereğince kıymet takdirinin tebliğ edildiği ilgililer, raporun tebliğinden itibaren yedi gün içinde raporu düzenleten icra dairesinin bulunduğu yerdeki icra mahkemesinde şikayette bulunabilirler....

      İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 21/01/2020 NUMARASI : 2019/370 ESAS, 2020/107 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının yasal süresi içerisinde istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili aleyhine İstanbul 28.icra müdürlüğünün 2018/11652 esas sayılı dosyası ile icra takibinde bulunulduğunu, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, takibe konu senet üzerindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, ileri sürerek şikayet ve imzaya itirazda bulunmuştur. Davalı vekili davanın reddini talep etmiştir....

      UYAP Entegrasyonu