Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında özetle; "...İcra dosyasının tetkikinde davacı şirketin ödeme emri tebliğ edilen adresine 14/07/2020 günü 103 davetiyesi ve 04/08/2020 günü ise kıymet takdiri raporunun tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Bu tebliğ muameleleri yönünden herhangi bir usulsüzlük şikayeti yapılmadığı gibi bunların ayrıca şikayet edildiği de ileri sürülmemiştir. Bu halde davacının en geç 14/07/2020 günü takipten haberdar olduğu kabul edilmelidir. Bu tarihte nazara alındığında ödeme emrinin usulsüz tebliğine dair şikayet için 7 günlük müddet geçmiştir....

Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle; takip talebinde genel haciz yolu ile takip talep edildiğini, takip dosyasında bir örneği bulunan ve borçluya gönderilen ödeme emrinin örnek 7 olduğunu, borçlunun itirazlarını icra müdürlüğüne yapması gerektiğini, mahkemenin takip dosyasındaki imzalı ve mühürlü ödeme emrini ve takip talebini yok sayarak borçlunun talebi bulunmadığı halde, takip türünü değiştirerek ödeme emrini iptal ettiğini, senet üzerinde yazan adrese ödeme emri tebliğ edildiğini, ödeme emri tebliğinin usulüne uygun olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına, davanın tamamen reddine karar verilmesini, şayet tebligatın usulsüz olduğu kanaatine varılıp da dava tamamen reddedilmeyecek olursa, sadece usulsüz tebligatın iptali ile tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

İcra Müdürlüğünün 2015/3722 Esas sayılı dosyası ile davacı hakkında icra takibine başlandığını, dosyadan gönderilen ödeme emrinin tebliğ tarihinde davacının mernis adresinin Torbalı olması nedeniyle davacının eski mernis adresine yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, davacının takipten 01/07/2020 tarihinde haberdar olduğunu belirterek, usulsüz tebliğ edilen ödeme emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir. YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, borçlu davacıya ödeme emrinin usulüne uygun bir şekilde 01/06/2015 tarihinde tebliğ edildiğini, davacının bu tarihte takipten haberdar olduğunu, davacının icra takibine süresi içerisinde itirazda bulunmaması nedeniyle takibin kesinleştiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davanın reddine karar verilmiştir....

Şikayete konu ödeme emrinin tebliğ tarihi düzeltildiğinden şikayetçi borçlunun taşınmazına konulan haczin hakkındaki takip kesinleşmeden konulduğu ve hükümsüz kaldığı anlaşılmakla şikayetçi borçlunun meskeniyet şikayeti hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği...'' şeklindeki gerekçe ile "davacının şikayetinin kabulüne, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca Eskişehir 6. İcra Müdürlüğünün 2018/2609 Esas sayılı dosyasında şikayetçi borçluya ödeme emrinin tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 25/10/2019 olarak düzeltilmesine, ödeme emrinin tebliğ tarihi düzeltildiğinden davacının haczedilmezlik şikayetine yönelik karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmiştir....

No:19 İç Kapı No:2 Çayırova / KOCAELİ olup müvekkilinin yaşadığı binada Caner ATALAY isimli birisinin olmadığını, müvekkiline çıkartılan tebligatta sadece ödeme emri olduğunu, dayanak belge sureti olmadığını, ödeme emrinin ekinde takip dayanağı belge olmadığından ödeme emrinin iptali gerektiğini, dosyanın karar verilene kadar tedbiren durdurulmasını, tebligat usulsüz olduğundan öğrenme tarihinin 13/02/2022 olduğunun kabulünü ve ödeme emrinin iptalini talep etmiştir. DOSYADA TOPLANAN DELİLLER: Kocaeli İcra Müdürlüğü'nün 2022/8863 Esas sayılı dosyası İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: Mahkemece; Usulsüz tebligat şikayeti yönünden şikayetin kabulü ile ödeme emrinin iptali talebi yönünden şikayetin reddine yönelik karar verilmiştir....

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; "Şikayet eden vekilince icra emrinin asile yapıldığı vekile tebliğ edilmediği yönündeki şikayeti dikkate alındığında takip dayanağı ilamda borçlunun vekilinin adının dosya içerisinde yer aldığı anlaşılmış ancak bu durumda icra emirlerinin asile tebliğ işlemi usulsüz olmayıp vekile de icra emrinin sonradan tebliği ile eksik tebliğ işleminin tamamlanması ile yetinmek gerekeceğinden davacının davasının usulsüz tebligat şikayeti yönünden reddine, icra emrinin vekile tebliği suretiyle takibin devamına" dair karar verildiği anlaşılmıştır....

DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi, İİK'nın 58. maddesi uyarınca ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. HMK'nın "hükmün kapsamı" başlığını taşıyan 297/2 maddesinde, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hüküm ile taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği öngörülmüştür. Buna göre, dava dilekçesinde öne sürülen taleplerin ve dava nedenlerinin her birinin ayrı ayrı tartışılarak, bunlar hakkında hangi sonuca ulaşıldığı ve verilen kararın ne olduğu hükümde birer birer açıklanıp gösterilmelidir. Bu husus, kamu düzenine ilişkin olup, Mahkemece kendiliğinden nazara alınmalıdır....

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı alacaklılar tarafından müvekkili hakkında ilamsız icra takibine başlandığı, ödeme emrinin müvekkilinin bilinen en son adresine tebliğ edilmek yerine, toplamda 4 defa iade dönen adrese 20.04.2022 tarihinde TK'nun 21/2. maddesine göre usulsüz olarak tebliğ edildiğini, yapılan tebligatın usul ve yasaya aykırı olduğunu, icra takibinden 02.06.2022 tarihinde banka hesaplarına bloke konulduğunda öğrenildiğini, ödeme emrinin İİK'nun 58. ve 60. madde hükümlerinde yer alan hususları taşımadığını, ödeme emrinde faiz miktarı ve faiz başlangıç tarihinin belirtilmediğini, takibe dayanak olduğu ileri sürülen belgelerde müvekkilinin ad, soyad ve imzasının bulunmadığını ve ayrıca takibe konu belgelerin de müvekkiline ödeme emri ile birlikte gönderilmediğini, tüm bu hususların usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtip, davanın kabulü ile ödeme emrinin ve takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

-K. sayılı ilamı ile 6100 sayılı HMK'nun 297/2. maddesi gözetilmek suretiyle borçlunun dilekçesinde ileri sürdüğü icra emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ile borca ve faize itirazları incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere bozulduğu, bozma üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; borçluya kıymet takdir raporunun 10.10.2018 tarihinde tebliğ edildiği, buna göre de icra mahkemesine 06.05.2019 tarihinde yaptığı başvurunun süresinde olmadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Somut olayda, borçlunun, hesap kat ihtarının usulüne uygun tebliğ edilmediği şikayeti ile birlikte icra emrinin usulüne uygun tebliğ edilmediğini de ileri sürerek borca ve faize itiraz ettiği, diğer taraftan aynı tarihte ... 7. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2019/403 E. sayılı dosyasında, ihalenin feshine yönelik şikayetinde, aynı takip dosyasındaki kıymet takdir raporu ve satış ilanı tebliğ işlemlerinin de usulsüz olduğunu ileri sürdüğü anlaşılmaktadır....

    Şikayetçi 28.01.2016 tarihinde tebliğ işleminden haberdar olduğunu belirttiğine göre 28.01.2016 tarihi itibariyle usulsüz tebligata muttali olduğunun kabulü ile tebligat usulsüzlüğü şikayetinin bu nedenle kabulüne ve belirttiği tarihe göre tebliğ tarihinin düzeltilmesi gerekmektedir. Bu durumda, mahkemece, borçluya yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu gözetilerek, borçlunun usule aykırı tebliği öğrenme tarihi olarak beyan ettiği 28.01.2016 tarihinin ödeme emrinin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesine karar verilerek, zaman aşımı itirazı yönünden işin esasının incelenmesi gerekirken, usulsüz tebliğ şikayeti hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmaması ve zamanaşımı itirazının süreden reddi isabetsizdir....

      UYAP Entegrasyonu