Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ödeme emrinin mavi zarf yerine beyaz zarfla tebliğ edilmesi, zarf üzerinde memurun, ad ,soyad ve imzasının bulunmaması, kapıya 2 nolu haber kağıdının yapıştırılmaması nedeniyle tebliğin usulsüz olduğunu, Mahkemece tebliğin usulsüz olduğunun kabul edilerek imzaya ve borca yönelik itirazlarının incelenmesi gerekirken usulsüz tebliğ şikayeti reddedilerek imzaya ve borca itirazları incelenmeden davanın süre yönünden reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu öne sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. 7201 sayılı Kanunun 23. maddesinde, tebliğ mazbatasında yer alması gereken hususlar sayılmış olup, mazbatada tebliği çıkaran mercinin imzasının bulunması koşuluna yer verilmemiştir....

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; şikayet dilekçesindeki beyanlarını tekrar etmekle birlikte müvekkiline gönderilen 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiğini, müvekkilinin hacizden 11.12.2018 tarihinde haberdar olduğunu ve şikayetin süresinde olduğunu beyanla mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İİK'nın 82/1- 12'de düzenlenen haline münasip evin haczedilmezliği şikayeti, İİK'nın 16/1 maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte borçlunun, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ile birlikte takibe dayanak yapılan bonoda çift vade olduğunu, senetteki imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürerek takibin iptali istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, usulsüz tebligat şikayetinin süresinde yapılmadığı gerekçesiyle şikayetin ve itirazın süreden reddine karar verildiği görülmektedir.Somut olayda usulsüzlüğü iddia edilen tebliğ işlemi yapılmadan önce, borçlu vekilinin, 01.07.2014 tarihinde icra dairesine müracaat ederek talepte bulunması nedeniyle...

    İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki beyan ve iddialarını tekrarla, müvekkili şirket yetkilisi Mustafa Gülbeyaz'ın 24/10/2016 tarihinden bu yana cezaevinde bulunduğunu, ödeme emri tebliğ tarihinde de hükümlü olarak cezaevinde olduğunu, mahkemece davacı şirketin ödeme emri tebliğ tarihinde Mustafa ve Yaşar Gülbeyaz tarafından temsil edildiği ve Yaşar Gülbeyaz'ın cezaevinde olmadığı gerekçesi ile davanın reddi kararının yasal olmadığını, davanın nitelendirmesinin hakimin yetkisinde bulunup davanın gerek usulsüz tebliğ gerekse gecikmiş itiraz olarak nitelendirilmesinin hatalı bulunduğunu, İİK 54. Maddenin açık olup davacı şirkete mümessil atanması ve atanan bu mümessile tebligat yapılması gerektiğini, şirket yetkilisinin cezaevinde olmasının İİK 65....

    İİK'nun 82/12. maddesine dayalı haczedilmezlik şikayeti, aynı Kanun’un 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tabidir. Bu süre haczin öğrenildiği tarihten başlar. Borçluya hacze ilişkin tebligat yapılmamış veya usule uygun yapılmamış ise borçlunun bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, aksi ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Somut olayda, borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunduğu taşınmazına 29/05/2014 tarihinde tapuda haciz şerhi işlendiği, borçlunun usulsüz tebliğ edildiğini iddia ettiği 103 davetiyesinin 15/05/2015 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür....

      DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİĞ NEDENİYLE ŞİKAYET KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 8....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ödeme emri tebliğ evrakının tüzel kişi şirketin çalışanı olmayan Davuk Osok isimli şahsa tebliğ edilmesinden ötürü tebliğ işleminin usulsüz olduğu gerekçesiyle şikayetin kabulü ile İstanbul 5. İcra Müdürlüğünün 2021/47 Esas sayılı dosyasından borçluya 15.01.2021 tarihinde yapılan tahliye emri tebliğ işleminin iptaline, tahliye emri tebliğ tarihinin 08.02.2021 olarak düzeltilmesine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuran İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kiralayan vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz nedenleri yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından borçlu hakkında başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde, örnek 7 numaralı ödeme emrinin borçluya 16.07.2014 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 31.10.2014 tarihinde icra mahkemesine başvurusunda ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürerek, tebliğ tarihinin 31.10.2014 olarak düzeltilmesini istediği anlaşılmaktadır....

          Dairemizce yapılan değerlendirmelere göre; Mahkemece, usulsüz tebligat şikayeti yönünden borçlunun iddiası doğrultusunda araştırma yapılarak tebligatın usulsüz olduğunun belirlenmesi ve usulsüz tebligat şikayetinin İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca (7) günlük süre içinde yapıldığının tespiti halinde tebligat tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine, öğrenme tarihine göre itirazın süresinde yapıldığı sonucuna varılırsa borçlunun imzaya vaki itirazının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu, borçlunun usulsüz tebligat şikayeti yönünden gerekli delillerin toplanması ve sonrasında oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken herhangi bir araştırma yapılmaksızın yazılı şekilde sonuca gidilmesinin usul ve yasaya uygun bulunmadığı, bu durumda yargılama işlemlerinin eksik bırakıldığı anlaşıldığından davacı borçlu vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden...

          Somut olayda, taşınmazın muhammen bedelinin üzerinde bir bedel üzerinden satışı gerçekleşmiş ise de, davacının usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte icra dosyasında belirlenen kıymet takdir raporundaki değere İstanbul Anadolu 14. İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/238 Esas sayılı dosyasıyla itirazda bulunduğu, davacının ihalenin feshi isteminde de kıymet takdir raporunda belirlenen değere ve tebliğin usulsüzlüğüne yönelik itiraz ve şikayetlerini ileri sürmüş olmasına göre bu şikayetin sonucunun beklenilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi yahut davacının ihalenin feshi isteminde de öne sürdüğü bu hususların incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Zira davacının kıymet takdirine ilişkin usulsüz tebliğ ve taşınmaz değerine yönelik şikayetinin sonucu davacının davada hukuki yararının bulunup bulunmadığını ortaya koyacaktır....

          UYAP Entegrasyonu