na 11.11.2014 tarihinde tebliğ edildiği, usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte yetki itirazının ise yasal 5 günlük süreden sonra 19.12.2014 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, öncelikle usulsüz tebligat şikayetinin değerlendirilerek, ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğinin tesbiti halinde, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihinin düzeltilmesine ve düzeltilen tebliğ tarihine göre yetki itirazı süresinde ise itirazın esası yönünden inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, usulsüz tebligat şikayeti değerlendirilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Mahkemece, şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmiş, kararın temyiz edilmesi üzerine üzerine, Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda, özetle; usulsüz tebligat şikayeti ile ilgili karar verildikten sonra işin esasına girilmesi gerektiği yönünde verilen bozma kararına uyulmasına rağmen bozma gereklerine uygun şekilde usulsüz tebligat şikayeti nedeniyle ödeme emrinin hangi tarihte tebliğ edilmiş sayıldığına ilişkin hüküm kurulmaması isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile şimdilik diğer yönler incelenmeksizin mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı istinaf dilekçesinde özetle; 103 davetiyesine ilişkin tebliğ işleminin usulsüz olduğunu, mazbatada ismi geçen Mehmet Çelik isimli bir komşusunun bulunmadığını, hatta bu şahsın farklı bir mahallede oturduğunu, Mahkemece gerek duyulması halinde Mehmet Çelik'in tanık olarak dinlenebileceğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dava, İİK 82/12 maddesi kapsamında açılan haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetidir. Bu dava İİK 16/1 maddesi anlamında şikayet niteliğindedir ve ileri sürme süresi öğrenme tarihinden itibaren 7 gündür. Somut olayda davacıya hacze ilişkin 103 davetiyesinin tebliğ tarihi 31/07/2019 tarihidir. Davacının dava dilekçesinde yapılan tebligatın usulsüz olduğuna ilişkin bir iddiası da bulunmadığına göre meskeniyet şikayeti için başvuru süresi 103 davetiyesinin tebliği ile başlamış durumdadır. Dava tarihi ise 04/11/2019 tarihidir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1- 12. maddesi uyarınca meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. Uşak 2. İcra Müdürlüğünün 2019/4840 esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklı davalı tarafından borçlu davacı aleyhine başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız takip olduğu, takip kapsamında davacıya ait taşınmaza 20/11/2019 tarihinde haciz konulduğu, 103 davetiyesinin davacıya 18/12/2019 tarihinde tebliğ edildiği, 15/01/2021 tarihinde taşınmazın kıymet takdir işleminin yapıldığı anlaşılmıştır. İİK'nın 82/1. maddesine dayalı haczedilmezlik şikayeti, İİK'nın 16/1 maddesi uyarınca yedi günlük süreye tabidir. Bu süre, öğrenme tarihinden itibaren işlemeye başlar. Somut olayda davacı vekilinin dava dilekçesinde 103 davetiyesinin tebliğinin usulsüz olduğunu iddia ettiği ancak 27/04/2021 tarihli celsede yine davacı vekilinin davacının, haczi, kıymet takdirine gelindiğinde öğrendiğini beyan ettiği görülmüştür....
Davalı, icra hukuk mahkemesinde dava konusu taşınmazla ilgili haczedilmezlik şikayeti (meskeniyet iddiası)'nin bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalının haczedilmezlik şikayeti (meskeniyet iddiası)'nin icra hukuk mahkemesince kabul edilerek kesinleştiği ve davaya konu taşınmaz üzerindeki borçlunun babasından intikal edecek hissesi üzerine konulan haczin kalktığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir....
kendisine 103 davetiyesi de tebliğ edilmediğini, bu nedenle kendisine usulsüz olarak tebliğ edilen taşınmaz haczi hakkında öğrenme tarihi olan 03.03.2022 tarihi itibariyle haczedilmezlik şikayetini ileri sürdüklerini, taşınmazın müvekkilinin haline uygun olduğunu beyanla meskeniyet iddialarının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
İİK'nın 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nın 16/1. maddesi uyarınca yedi günlük süreye tâbi olup, bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda, haczin bildirimine ilişkin İİK'nın 103. maddesi gereğince düzenlenen davet kağıdı borçluya usulsüz olarak tebliğ edilmiş olsa bile aynı taşınmaza ilişkin kıymet takdir raporu 10.12.2021 tarihinde tebliğ edilmiş olup, şikayet dilekçesinde kıymet takdir raporunun usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin bir iddia da bulunmadığına göre borçlunun 28.12.2021 tarihinde İcra mahkemesine haczin kaldırılması istemiyle yapmış olduğu başvuru, öğrenme tarihine göre yasal yedi günlük süreden sonradır. O halde, İlk Derece Mahkemesince, borçlunun meskeniyet şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararın bozulması gerekmiştir....
memuru tarafından TK.21/2 maddesine göre tebligatın yapıldığı, oysaki, normal gönderilen tebligatın tebliğ memuru tarafından iade edilmesinin gerektiği, daha sonra adres kayıt sistemindeki adrese buna ilişkin şerh verilerek TK.nun 21/2 maddesine göre tebligat çıkartılması gerektiği, usulsüz tebligat şikayetinin yerinde olduğu, dayanak senet üzerinde teminat amaçlı verildiğine yönelik bir ibare bulunmadığı, davacının dayandığı protokolde ve tutanak başlıklı belgede dayanak senede yönelik bir atıf bulunmadığı, teminat senedi iddiasının kanıtlanamadığı, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiası kabul edildiğinden hacizlerin geçersiz olduğu, bu durumda haczedilmezlik şikayeti hakkında karar verilmesine yerolmadığı kararı verilmesinin gerektiği gerekçesi ile tebligatın usulsüzlüğü şikayetinin kabulüne, ödeme emri tebliğ tarihinin 06.12.2019 olduğunun kabulüne, davanın reddine, haczedilmezlik şikayeti hakkında karar verilmesine yerolmadığına karar verildiği anlaşılmıştır....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; alacağın müvekkili şirkete temlik edildiğini, ödeme emrinin tebliğ edilmesi üzerine borçlu tarafından yasal süresi içerisinde herhangi bir itirazda bulunulmadığından takibin kesinleştiğini, dosyanın hiçbir aşamasında borçlu tarafından itirazda bulunulmadığını, takibe, ödeme emrine, borca ve faize itiraz ile takibin durdurulmasına yönelik taleplerinin reddi gerektiğini, İİK md 82/12'e dayalı haczedilmezlik şikayetinin İİK md 16/1 gereği 7 günlük süreye tabi olduğunu, davanın süre yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir....
HACZEDİLMEZLİK ŞİKAYETİ 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 82 ] 1580 S. BELEDİYE KANUNU (MÜLGA) [ Madde 133 ] 1580 S. BELEDİYE KANUNU (MÜLGA) [ Madde 19 ] "İçtihat Metni" Mahalli mahkemesinden verilen merci kararının müddeti içinde temyjzen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü. Şikayeti iki Cırcıp Sulama Birliği Başkanlığı'nın haczedilmezlik iddiasıyla ilgili olarak dayandığı yasal düzenleme 6200 sayılı DSİ Kanunu, 1580 sayılı Belediyeler Kanununun 19/7. maddesi, 442 sayılı Köy Kanunu ve 5442 sayılı iller idaresi Kanunlarıdır. 1580 sayılı Belediye Kanununun birlik tesisi ile ilgili 133 ve takip eden maddelerinde birlik mallarının ve bankadaki paralarının haczedilemeyeceğine ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır....