KARAR: Yukarıda açıklanan nedenler ve gerekçe ile; 1- Davacının aşkın hacze yönelik istinaf başvurusunun usulden reddine, 2- Davacının haczedilmezlik şikayeti yönünden istinaf başvurusunun esastan reddine, 3- Alınması gereken istinaf karar harcından (maktu) peşin olarak alınan harcın mahsubu ile 21,40 TL bakiye istinaf karar harcının istinaf yasa yoluna başvurana tamamlatılmasına, 4- Davacı tarafından istinaf yoluna başvuru için yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 5- Taraflarca yatırılan istinaf gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde yatıranlara iadesine, Dairemizin bu kararına karşı, haczedilmezlik şikayeti yönünden İcra ve İflas Kanunu'nun 364/1 ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 361- (1). ve 365- (1). maddeleri uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, dairemize yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek dilekçe ile Yargıtay ilgili hukuk dairesine gönderilmek...
ın, şirketin yetkili temsilcisi olmaması nedeniyle borçlu şirket adına usulsüz tebligat şikayeti ve borca itirazın kabulü istemiyle icra mahkemesine başvurması mümkün değildir. O halde, mahkemece, istemin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Ayrıca kabule göre de, TK'nun 32. maddesi uyarınca öğrenme tarihinin tebliğ tarihi olarak tespitine karar verilmesi gerekirken ödeme emrinin iptaline karar verilmesi de doğru bulunmamıştır. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Öte yandan, şikayetin haczedilmezlik şikayeti olduğu açık olup, haczedilmezlik şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takipte borçlu sıfatı taşımayan üçüncü kişilerin bu şikayette bulunmaya hakkı yoktur. (Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2018/12368 Esas- 2019/18176) Açıklanan nedenlerle 3. kişinin açmış olduğu haczedilmezlik şikayetinin aktif husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerekir ki, ilk derece mahkemesinin kararı da bu cihettedir. HMK'nun 355. Maddesi kapsamında dairemizce resen nazara alınması gereken herhangi bir kamu düzenine aykırılık da bulunmamaktadır. Dolayısı ile, tarafımızca da izah ve iştirak olunan bu gerekçeler ile ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacı 3. kişinin istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b-1 maddesi uyarınca esastan reddine oy birliğiyle karar verilmiştir....
Davacı/şikayetçi, dava dilekçesinde takibi UYAP Vatandaş Portal üzerinden 10/05/2022 tarihinde öğrendiğini beyan etmiş, ancak kendisine gönderilen 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiğini iddia etmemiştir. 103 davetiyesi tebliğinin usulsüz olduğu iddiasını ilk olarak istinaf dilekçesinde ileri sürmüştür. HMK'nın 357/1.maddesi gereğince, bölge adliye mahkemelerince re'sen gözönüne tutulacaklar dışında ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar istinaf aşamasında dinlenemeyeceğinden, davacının 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin istinaf sebebi, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmediğinden incelenmemiştir. İİK'nın 82/12. maddesine dayalı haczedilmezlik şikayeti İİK'nın 16. maddesi uyarınca öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapılmalıdır....
maddesine göre yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu, gecikmiş itirazdan söz edebilmek için öncelikle usulüne uygun ödeme emri tebliği gerektiği, bu yönüyle İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesinin borçlunun talebini usulsüz tebliğ şikayeti olarak değerlendirmesi, hukuki tavsifin hakime ait olması kuralına uygun ve isabetli olduğu ancak; Bölge Adliye Mahkemesince borçlunun başvurusunda usulsüz tebligattan 08/06/2018 tarihinde haberdar olduğu ve buna göre süresinde mahkemeye başvurmadığından şikayetin süreden redddine karar verilmişse de; borçlunun dava dilekçesindeki "....ödeme emri tebliği 08/06/2018 tarihinde mahalle muhtarına tebliğ edilmiştir. Ancak itirazın son günü olan 18/06/2018 tarihine kadar icra dairesine gelip itirazda bulunamadığı...." sebebiyle "Büyükorhan ilçesinde bulunamadım." şeklindeki beyandan usulsüz tebliğden haberdar olduğu sonucuna varılamaz. Borçlu bu ifade ile gecikmiş itirazın nedenlerini izah etmeye çalışmaktadır....
Tüm dosya kapsamına göre, davacının mernis adresine çıkartılan tebligatın iade gelmesi üzerine davacıya aynı adreste satış ilanının TK'nun 21/2 maddesi gereğince 25/06/2019 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olduğu, davacının kıymet takdiri ve hazırlık işlemlerinden en geç bu tarih itibariyle haberdar olduğunun kabulü gerekip, İİK'nun 16. maddesi gereğince bu hususların 7 günlük süre içerisinde şikayet yoluyla mahkeme önüne getirilmemesi nedeniyle, artık kıymet takdirine ilişkin itirazların ihalenin feshi davasında incelenmesinin mümkün olmadığı, davacının açmış olduğu haczedilmezlik şikayeti ihaleye engel olmadığı gibi, davacı tarafından satışın durdurulması yönünde verilmiş tedbir kararı bulunduğunun ileri sürülmediği, bu yönde herhangi bir belge ibraz edilmediği, kaldı ki, ihaleden önce haczedilmezlik şikayetine ilişkin mahkemece 04/07/2019 tarihli verilen yetkisizlik kararında tedbir talebinin esas mahkeme tarafından değerlendirilmesi gerektiğinden, bu aşamada reddine karar...
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/339 KARAR NO : 2022/2472 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : KÜTAHYA İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 03/12/2021 NUMARASI : 2021/427 ESAS 2021/478 KARAR DAVA KONUSU : Haczedilmezlik Şikayeti - Taşkın Haciz Şikayeti - Şikayet KARAR : Yukarıdaki mahal esas ve karar numarası ayrıntılı olarak belirtilen İlk Derece Mahkeme kararının süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya mündericatına tüm bilgi ve belger okunup tetkik edildikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonunda duruşma açılmasına gerek görülmeksizin gereği görüşülüp düşünüldü....
İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan icra takibinde haciz safhası olmadığından, bir diğer anlatımla şikayete konu olabilecek haciz bulunmadığından, haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinin reddi gerekir. Açıklanan nedenlerle mahkeme kararının gerekçesi haczedilmezlik şikayeti yönünden düzeltilerek, şikayetin reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Bu bağlamda icra mahkemesi, şikayeti incelerken tanık dinleyebilir, bilirkişiye başvurabilir ve gerekli ise keşif de yapabilir (Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, syf 104). O halde mahkemece, şikayet eden tarafa delillerini bildirmesi ve yatırılan 503, 55 TL gider avansının eksik olması halinde tamamlanması için kesin süre verilerek deliller toplandıktan sonra meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti hakkında bir karar verilmelidir. Hal böyle olunca Yerel Mahkemece, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına bozma ilamında gösterilen ve yukarıda ilave edilen gerekçelerle uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır....
Hukuk Dairesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Takip borçlusunun icra mahkemesine başvurusu usulsüz tebliğ edilen tebligatın öğrenme tarihinin düzeltilmesi şikayeti olup, borçlunun dilekçesinde gecikmiş itiraz ettiğini ileri sürmüş olması, hukuki nitelendirme Hakime ait olduğundan sonuca etkili olmayıp ilk derece mahkemesince de tebligat usulsüzlüğü şikayeti olarak inceleme yapıp şikayetin süreden reddine karar vermiştir....