DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve borca itiraz nedeniyle takibin durdurulması istemine ilişkindir. Çeşme İcra Müdürlüğünün 2022/403 Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde, davalı alacaklı tarafından borçlu davacılar aleyhine 350.000,00 TL kira alacağın tahsili ve tahliye istemiyle icra takibine geçildiği, borçluların Alaçatı Mah., Kemalpaşa Cad., No:115/B, Çeşme/ İzmir adresine çıkarılan 13 örnek ödeme emrinin, TK'nın 21/1. maddesine göre 09/06/2022 tarihinde tebliğ edildiği, borçlular vekilinin 06/07/2022 tarihinde borca itiraz dilekçesi verdiği, icra müdürlüğünce borca itirazın süresinde olmaması nedeniyle itirazın reddedildiği anlaşılmıştır. Borçlunun ödeme emrinin tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir. Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılmalıdır....
Hukuk Dairesinin 22/09/2022 tarih, 2022/7290 esas ve 2022/9215 karar sayılı ilamı, 01/06/2016 tarih, 2016/2498 esas ve 2016/15531 karar sayılı ilamlı). Bu durumda tebliğ memurunun, muhatabın tevziat saatlerinden sonra adresine dönüp dönmeyeceği, dönecekse ne zaman döneceğini tevsik etmeksizin yaptığı tebliğ işlemi TK'nın 21/1. maddesine ve Yönetmelik hükümlerine uygun olmayıp usulsüzdür. Davacı/borçlu her ne kadar dilekçesinde gecikmiş itiraz deyimini kullanarak başvuru yapmış ise de, ilk derece mahkemesi kararında da isabetli olarak açıklandığı üzere, gecikmiş itirazdan bahsedilebilmesi için öncelikle usulüne uygun bir tebligatın varlığı gerekmekte olup, başvurunun usulsüz tebliğ şikayeti olarak nitelendirilerek tebliğ işlemi usulsüz olduğundan şikayetin kabulüne karar verilmesi yerinde olmuştur. Açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
Davalı vekili tarafından 23/10/2020 tarihinde borca itiraz dilekçesi verildiğinden, İİK'nın 62. maddesi uyarınca icra takibi durdurulması ve 23/10/2020 tarihinde konulan hacizlerin kaldırılmasına ilişkin icra memur işlemi şikayet konusu edilmiştir. İcra mahkemesi kararlarının infazı için kesinleşmesi zorunlu olmayıp, usulsüz tebligat şikayeti kararının infazı için kesinleşmesi gerektiğine ilişkin yasal bir düzenleme de bulunmadığından, davalının yasal süresi içinde borca itiraz etmesi nedeniyle takibin durdurulmasına ve itiraz tarihinden sonra konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Uyuşmazlık, davacı borçlu hakkında başlatılan icra takibinde usulsüz tebliğ şikayetinin yanında sair itiraz ve şikayetlere ilişkindir. 2004 sayılı İcra Ve İflas Kanunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na göre özel kanun olup, Hukuk Muhakemeleri Kanunu, icra mahkemesince görülen şikayet ve itirazlarda ancak İcra ve İflas Kanununda açıkça gönderme olduğunda ya da işin niteliğine uygun düştüğü ölçüde uygulanır. İİK'nun 18/3. maddesi; “Aksine hüküm bulunmayan hallerde icra mahkemesi, şikayet konusu işlemi yapan icra dairesinin açıklama yapmasına ve duruşma yapılmasına gerek olup olmadığını takdir eder; duruşma yapılmasını uygun gördüğü takdirde ilgilileri en kısa zamanda duruşmaya çağırır ve gelmeseler bile gereken kararı verir” hükmünü içermektedir....
İcra Dairesinin 2019/ 761 Esas sayılı dosyasına yönelik İİK'nun 169. maddesi uyarınca yapılan borca itirazın süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiği görülmektedir. Somut olayda dava dilekçesinin incelenmesinde, iş bu temyize konu davada borçlunun usulsüz tebliğ şikayeti ve ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi talebinin bulunmadığı görülmekle, Bölge Adliye Mahkemesince talep aşılarak tebligat usulsüzlüğü hususunda da karar verilmesi doğru değil ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ......
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 08/03/2021 NUMARASI : 2021/98 ESAS - 2021/262 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (Usulsüz Tebligat Şikayeti) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı İcra Hukuk Mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmakla; dosyadaki tüm kayıtlar okunup gereği düşünüldü; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara 28. İcra Müdürlüğünün 2020/1292 Esas sayılı dosyasından müvekkili aleyhine başlatılan takibi müvekkilinin e-devlet üzerinden öğrendiğini, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini belirterek, usulsüz olarak tebliğ edilen ödeme emrinin ve tebligatın iptali ile takibin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda; ''...Ankara 28....
Bu durumda icra hakimi tebliğ işleminin 7201 Sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak yapılıp yapılmadığını inceleyecek ve aynı kanunun 32. maddesi gereğince öğrenme tarihine göre tebliğ tarihini düzeltecektir. Somut olayda, davacı taraf usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte gecikmiş itirazda da bulunduğunu beyan etmektedir. HMK'nun 297/2 maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi usulen zorunludur. Somut olayda, davacı tarafça dava dilekçesinde, usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte gecikmiş itirazda da bulunulmuş ve ödeme emrinin tebliği tarihinin öğrenme tarihi olan 04/09/2019 tarihi olarak düzeltilmesi talep edilmiş ise de; ilk derece mahkemesince, davacı tarafın gecikmiş itiraz istemi hakkında herhangi bir değerlendirmede bulunulmamış ve hüküm kurulmamıştır....
(HMK'nun 353- (1)-b-1 maddesi uyarınca ) KARAR: Yukarıda açıklanan nedenler ve gerekçe ile; A-1- Usulsüz tebligat şikayeti yönünden istinaf dilekçesinin reddine, B-2- Gecikmiş itiraz yönünden; -Davacının istinaf başvurusunun HMK'nun 353- (1)-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine, C-179,90 TL istinaf karar harcı peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, D-Davacı tarafından istinaf yoluna başvuru için yapılan masrafların davacı üzerinde bırakılmasına, E-Taraflarca yatırılan istinaf gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde yatıranlara iadesine, Dairemizin bu kararına karşı, usulsüz tebligat şikayeti yönünden İcra ve İflas Kanunu'nun 365/1- son maddesi uyarınca KESİN, gecikmiş itiraz yönünden İcra ve İflas Kanunu'nun 364/1 ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 361- (1). ve 365- (1). maddeleri uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, dairemize yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk...
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Uyuşmazlık, davacı 3.kişinin icra takip dosyasından gönderilen 89/1- 2- 3.haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayeti ile ıttıla tarihinin 24/08/2020 olduğunun tespiti, hacizlerin kaldırılması ve satışın durdurulması istemine ilişkindir. İstanbul Anadolu 22. İcra Müdürlüğünün 2019/21896 Esas sayılı takip dosyası ile davalı alacaklı tarafından, dava dışı takip borçlusu Bekir Tüysüz hakkında kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatıldığı, takibin şeklen kesinleşmesi üzerine davacıya 89/1- 2- 3 haciz ihbarnamelerinin gönderildiği, 89/1 haciz ihbarnamesinin davacı 3.kişinin bizzat kendi imzasına 29/01/2020 tarihinde tebliğ edildiği, akabinde davacı 3.kişiye 89/2 ve 3.haciz ihbarnamelerinin tebliğ edildiği ve alacaklı vekilinin talebi üzerine dosyaya borçlu olarak eklendiği ve hakkında haciz işlemleri uygulandığı anlaşılmaktadır....
İcra MahkemesiTARİHİ : 07/02/2006NUMARASI : 2006/81/57 Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı tarafından, borçlu şirket hakkında (iki adet çeke dayalı olarak) kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatılmıştır. Borçlu vekili İcra Mahkemesine başvurusunda ödeme emri tebligatının usulsüzlüğü şikayeti yanında yetki itirazında bulunmuş ve ayrıca İİK.nun 170/a ve 58.maddelerine dayanarak ödeme emri ile takibin iptalini istemiştir. Mahkemece ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinden bahisle borçlunun tebligat usulsüzlüğü şikayeti kabul edilmiş, ancak, sair itiraz ve şikayetleri konusunda bir hüküm kurulmamıştır....