Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Her ne kadar borçlu icra mahkemesine gecikmiş itiraz olarak başvurmuş ise de, itiraz dilekçesi içeriğine ve talebin ileri sürülüş şekline göre başvurunun usulsüz tebligat şikayeti niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Usulsüz tebliğe ilişkin şikayetin, İİK.nun 16/1. maddesi uyarınca; borçlunun, tebligatın usulsüzlüğünden haberdar olduğu tarihten itibaren yedi gün içerisinde icra mahkemesine bildirilmesi gerekir. Borçlu şikayet dilekçesinde; öğrenme tarihinin 02.04.2015 tarihi olduğunu, bir başka anlatımla tebligattan anılan tarihte haberdar olduğunu bildirmiş, icra mahkemesine ise bu tarihten itibaren İİK.nun 16/ 1. maddesinde belirtilen yasal 7 günlük süreyi geçirdikten sonra 10.04.2015 tarihinde başvurmuştur. Bu durumda, mahkemece, şikayetin süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı gerekçe ile istemin reddi doğru değil ise de, sonuçta istem reddedildiğinden sonucu itibariyle doğru olan mahkeme kararının onanması gerekmiştir....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; Tebligatın usulsüzlüğüne ilişkin şikayetin REDDİNE, usulsüz tebliğ şikayeti reddedildiğinden takibe konu borca faize ve ferilerine ve yetkiye itiraz davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı tarafından dava dilekçesinde belirtilen nedenlerle istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; usulsüz tebliğ ve borca itiraza ilişkindir....

    aleyhine icra takibi başlatıldığını 08/01/2021 tarihinde tebliğ edilen 103 davetiyesi ile öğrendiğini ve dosyada yapılan incelemede "örnek no:7 ödeme emri" tebligatının usulsüz olduğu ve takibin usulsüz tebligat ile kesinleştirildiğinin tespit edildiğini ve takip konusu borcun tamamına (asıl alacak, faiz, vekalet ücreti ve tüm fer'ileri yönünden) yasal süresi içerisinde 11/01/2021 tarihinde itirazda bulunulduğunu, tebligatın usulsüz olması sebebi ile takibin itiraz neticesinde İİK 66. madde gereğince durdurulmasına, usulsüz tebligata istinaden yapılan kesinleştirme işlemlerinin ve kesinleşme neticesinde konulan hacizlerin fekki icra müdürlüğünden talep edilmişse de, taleplerinin 12/01/2021 tarihinde reddedildiğini belirterek, müvekkilinin adresine yapılan ve iade edilen tebligatın usulsüzlüğüne, ödeme emrinin tebliğ tarihinin 08/01/2021 olarak kabulü ile borca itirazın yasal süresi içerisinde yapıldığına karar verilmesini talep etmiştir....

    Borçlu, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu da iddia ettiğine göre, mahkemece, öncelikle borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik şikayeti konusunda inceleme yapılıp, anılan şikayetin yerinde görülmesi halinde, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihinin düzeltilerek borçlunun diğer itirazlarının incelenmesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek, ödeme emri teblgatının usulsüz olup olmadığı ve buna ilişkin şikayetin süresi içinde yapılıp yapılmadığı saptanmadan yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Borçlunun şikayeti, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik şikayet niteliğinde olup, İİK.nun 16/1. maddesi gereğince; şikayetin bu işlemin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Somut olayda, borçlunun, .... İcra Müdürlüğünce gönderilen ödeme emrinin tebliği üzerine 10.11.2014 tarihinde icra müdürlüğüne itiraz dilekçesi sunduğu görülmektedir. Bu durumda borçlunun, usulsüz tebliğ işlemini 10.11.2014 tarihinde öğrendiğinin kabulü gerekeceğinden 31.12.2014 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuru, İİK.nun 16/1.maddesinde öngörülen yedi günlük süreden sonradır. O halde mahkemece, şikayetin süre aşımı nedeniyle reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulü isabetsizdir....

        İcra Müdürlüğünün 2019/8904 Esas sayılı dosyasıyla başlatılan takipte ödeme emri ile 103 davetiyesinin müvekkiline tebliği işleminin usulsüz olduğunu, her iki tebligatın da beyanı alınan komşuların isimleri tespit edilip imzaları alınmadan yapıldığını, takipten 17/02/2020 tarihinde haberdar olduklarını, takip konusu kambiyo senedinin açık olarak düzenlenmesinden kaynaklanan itiraz haklarını saklı tuttuklarını, faize ve tüm ferilerine itiraz etiklerini bildirerek öğrenme tarihi olan 17/02/2020 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesine, faize ve tüm ferilere itirazlarının kabul edilmesine karar verilmesini istemiştir. YANIT : Davalıya usulüne uygun davetiye tebliğ edilmiş, davalı vekili davaya cevap vermemiş, duruşmadaki beyanında, tebliğ işleminin yasaya ve usulüne uygun olması nedeniyle şikayetin reddine, mahkeme aksi kanaatte ise yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmemesine karar verilmesini istemiştir....

        Maddesi gereğince müvekkili şirkete mümessil tayin edilmesi ve tebliğin ona yapılması gerektiğini, alacaklı görünenin müvekkili şirket yetkilisi Mustafa Gülbeyaz'ın gelini olup şirket yetkilisi kayınpederinin cezaevinde olduğunu ve şirketin organsız kaldığını bildiğini beyanla, davanın öncelikle usulsüz tebligat şikayeti olarak kabulü ile takipten haberdar olunan 03/02/2021 tarihinin ödeme emri tebliğ tarihi olarak kabulü ile takibe süresinde itiraz edildiğinden takibin durdurulmasına, bu taleplerinin kabul görmemesi halinde müvekkili şirket yetkilisinin tebliğ tarihinde cezaevinde bulunması sebebi ile gecikmiş itirazlarının kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesini istemiştir....

        *İcra emri usulsüz tebliğ şikayeti yönünden yapılan incelemede; Mahkeme dosya üzerinde yaptığı inceleme sonucunda kıymet takdiri raporunun bizzat kendisine 11/10/2018 tarihinde tebliğ edildiği ve bu tarih itibariyle takipten haberdar olduğu kabul edilerek süre aşımı sebebiyle icra emrinin iptali istemi ile borca ve faize itiraz istemlerinin reddine karar vermiş ise de, borçlu bu tebligattaki (11/10/2018 tarihli) imzaya kendisine ait olmadığını ileri sürerek itiraz ettiğini bildirmiş, mahkemece bu iddia yönünden bir değerlendirme yapılmadığı görülmüştür. Borçlunun tebligattaki imzanın kendisine ait olmadığı iddiasının bilirkişi marifetiyle tespit edilerek araştırılması, bunun sonucuna göre usulsüz icra emri tebliğ şikayetine ilişkin bir değerlendirme yapılması gerekir....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: Dava konusu uyuşmazlık usulsüz tebligat şikayeti ile imzaya/borca itiraza ilişkindir. Körfez İcra Müdürlüğünün 2019/2072 esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davalı alacaklı tarafından davacı borçlular ve dava dışı borçlu aleyhine bir adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı, örnek 10 ödeme emrinin davacı borçlu T6 26/11/2018 tarihinde, davacı borçlu şirkete ise 02/12/2019 tarihinde tebliğ edildiği, eldeki davanın ödeme emirlerinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ile borca itiraz olarak 07/02/2020 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece yapılan yargılamada; davalı alacaklının takipten 05/02/2021 tarihinde feragat etmesi nedeniyle, icra dosyası feragat ile kapatıldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....

        Ceyda Coşkun İpektepe tarafından 10/09/2019 tarihli borca itiraz dilekçesi verildiği, icra müdürlüğünün 12/09/2019 tarihli kararı ile takip borçlusunun T1 Ltd. Şti." şirketi olması nedeniyle itirazın reddine karar verildiği, bunun üzerine takip borçlusu şirket vekili Av. T2 tarafından 31/01/2019 tarihli dilekçe ve ekindeki ticaret sicil belgeleri ile borca itiraz edildiği, icra müdürlüğünce 01/11/2019 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiği, aynı vekil tarafından İzmir 12. İTM'nin 2019/151 Esas, 2019/48 Karar sayılı dosyası ile usulsüz ödeme emri tebliğ işleminin şikayeti ile borca itiraz davası açıldığı, mahkemece davacı vekilinin talebi doğrultusunda davadan sonra takibin durdurulması karar verildiği gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığı kararı verildiği, yine 12....

        UYAP Entegrasyonu