Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğinin usulsüzlüğü nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi şikayetidir. Borçlunun tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir. Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılmalıdır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edilir....

Bu halde icra mahkemesi, öncelikle davacının usulsüz tebliğ şikayetini incelemeli, tebliğin usulsüz olduğuna kanaat getirirse ve takipten haberdar olunduğu tarihten itibaren yasal süresi içerisinde dava açılmış ise sair itiraz ve şikayetlerin incelemesine geçmeli, ödeme emri tebliğinin usulüne uygun olduğu veya davanın takipten haberdar olunan tarihten itibaren yasal süresi içerisinde açılmadığı sonucuna varırsa, davanın süre yönünden reddine karar vermelidir. Ödeme emrinin borçluya tebliğ tarihine göre yasal süresi içerisinde açılmadığı görüldüğü halde davacı borçlunun usulsüz tebliğ şikayeti taraf delilleri toplanıp incelenmeden, bu hususa gerekçeli kararda yer verilmeden davalı alacaklının imza incelemesine ilişkin delil avansını yasal süresi içerisinde yatırmadığından bahisle davacının imzaya itirazının kabulüne karar verilemez....

Davacı şirket yetkilisinden sonra tebligatı almaya yetkili araştırılmaksızın doğrudan çalışana tebligat yapılması usulsüz ise de bu ihtarname sonrasında borçlu şirket hakkında İstanbul 10.icra müdürlüğünün 2016/2328 esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinde bulunulduğu ve borçlunun şikayeti üzerine icra emrinin iptaline karar verilmiş olduğundan bu icra dosyasında icra emrinin tebliği ve şikayet üzerine yargılama süreci içerisinde ihtarname içeriğinden borçlu tarafça haberdar olunduğundan ihtarnamenin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti yerinde bulunmamıştır....

Muhatap, şikayet dilekçesinde öğrenme tarihi bildirilmemiş ise en geç şikayet tarihinde öğrendiğinin kabulü gerekir.Somut olayda borçlu vekilinin 23.09.2014 tarihinde icra takip dosyasına vekaletname sunduğu, şikayet konu ödeme emri tebliğ işleminin ise 25.09.2014 tarihinde yapıldığı görülmüştür. Buna göre borçlunun icra takip dosyasına vekaletname sunduğu tarihte henüz borçluya tebliğ edilmiş bir ödeme emri bulunmadığından, bir diğer anlatımla şikayete konu tebliğ işlemi o tarihte mevcut olmadığından, daha sonra yapılan ödeme emri tebliğ işlemini öğrendiğinin kabulü mümkün değildir....

    Davalı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığı, davacının icra emrinin usulsüz tebliğ edildiği, borçtan fazla taşınmazın satışının amaçlandığı, takibin kanuna aykırı yapıldığını ileri sürerek icra emrinin ve takibin iptalini talep ettiği mahkemece talebin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Mahkemece verilen hükümde usulsüz tebligat şikayeti ret edildiği halde, diğer taleplerin süresinde olup olmadığı yönünde bir değerlendirme yapılmadan karar verilmesi hatalı olup, hükümde çelişki yaratılmıştır. Zira usulsüz tebligat şikayetinin ret edilmesi ile itiraz ve şikayet süresi şeklen yapılan tebligat ile başlatılacaktır. Öte yandan, dosya içerisinde icra emrinin tebliğine ilişkin evrak görülmemiş olup, PTT sisteminden yapılan sorgulamada tebliğ tarihinin 10/02/2020 olarak görüldüğü, oysa gerekçeli kararda bu tarihin 11/02/2020 olarak yazıldığı, bunun çelişkili olduğu görülmektedir....

    DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİĞ ŞİKAYETİ VE BORCA İTİRAZ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-borçlular vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket adına şirket çalışanı olmayan Gülhan Acar'a usulsüz tebliğ yapıldığını, tebligattan 26/11/2019 tarihinde haberdar olduklarını, müvekkillerden T2 yapılan tebligatın Gülhan Acar adına yapıldığını, müvekkilin Gülhan Acar adında bir çalışanının bulunmadığını, yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, takipten 26/11/2019 tarihinde haberdar olduğunu, takip talebinde müvekkilden 1.057.331,56 TL masraf alacağı talep edildiğini, müvekkilin böyle bir masraf borcu bulunmadığını, takip alacaklısının kötü niyetli olduğunu belirterek usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne, ıttıla tarihinin 26/11/2019 tarihi olarak belirlenmesine, takibin iptaline, %20'den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, mahkemece verilen kararın usule ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkili hakkında icra takibi yapıldığını ve ödeme emri gönderildiğini, ancak tebliğin müvekkiline yapılmadığını, müvekkilinin hiçbir tanışıklığı olmayan Yasin Yücel isimli kişiye tebliğ edildiğini, taraflarınca tanınmayan ve aynı konutta bulunmayan birine usulsüz yapılan tebligatın yok hükmünde olduğunu, borca taraflarınca 29/01/2021 tarihinde itiraz edildiğini, buna rağmen usulsüz tebligata göre itiraz günü sayıldığından süre geçirilmiş kabul edildiğini, bu durumun hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, müvekkilinin borçlu olmadığı bir dosyayı icra tehdidi altında ödeme durumu ile karşı karşıya kaldığını ve telafisi imkansız zararların doğacağını, bu nedenle ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına, yapılan tebliğin geçersiz sayılarak tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 29/01/2021 olarak kabul edilmesini ve takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, ilamlı icra takibinde maaş haczi müzekkeresinin usulsüz tebliği şikayeti, davacı yetkililerin borçlu olarak eklenmelerine ilişkin memur işlemini şikayet ve ödenen paranın iadesi istemlerine ilişkindir. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. maddesine göre, hükmi şahıslara tebligat selahiyetli mümessillerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır. Aynı Kanunun 13. maddesine göre de, tebliğ yapılacak bu kişiler, herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde, tebliğ orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İcra dosyasının incelenmesinde; Davacılar hakkında kambiyo senetlerine mahsus takip başlatıldığı, ödeme emirlerinin davacı asillere 18/02/2017 tarihinde Tebligat Kanunu 21.maddeye göre tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 14/02/2017 tarihinde mahkemeye başvurarak hem usulsüz tebliğ şikayetinde bulunduğu, hemde ödeme emrinin bir takım eksikliklerden dolayı iptalini istediği, mahkemenin 2017/933 E. 2018/119 K.sayılı ilamıyla usulsüz tebliğ şikayetinin reddine, ödeme emri iptali talebinin kabulü ile ödeme emrinin iptaline karar verdiği, karar doğrultusunda davacılar vekiline tekrar yeni ödeme emri gönderildiği ve 08/03/2018 tarihinde tebliğ edildiği, bu tebliğ üzerine eldeki davanın yani İİK 170/a maddesine dayalı şikayet davasının açıldığı anlaşılmaktadır....

    Kat: 3 B.B sayılı taşınmazın haczedildiğine ilişkin 103 davet kağıdının 13/03/2017 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, tebliğden itibaren haczedilmezlik şikayetinin 7 günlük süre geçtikten sonra 08/08/2017 tarihinde yapıldığı, davacının 19/12/2017 tarihli cevaba cevap dilekçesinde usulüz tebligat iddiasında bulunduğu, dava dilekçesinde 103 davetiye tebliğinin usulsüz olduğuna dair herhangi bir beyanda bulunmadığu, usulsüz tebligata ilişkin şikayet süresinin 7 gün olduğu, davacı tarafça usulsüz tebligata ilişkin süresinde yapılmış bir itiraz olmadığı, süresinde olmayan usulsüz tebliğ itirazının kabul edilemeyeceği bu durumda meskeniyete ilişkin şikayetin süresinde olmadığı anlaşılmakla şikayetin süreden reddine karar verilmiştir....

    UYAP Entegrasyonu