Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda örnek 10 numaralı ödeme emri borçluya 13.02.2015 tarihinde tebliğ edilmiştir. Tebliğ usulsüzlüğüne ilişkin açıkça bir şikayeti olmayan borçlu; İİK.nun 168. maddesinde öngörülen yasal 5 günlük süreden sonra 27.03.2015 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuruda borca itiraz ettiğini bildirmiştir. İİK'nun 168/ 4-5. maddesi gereğince borçlunun itirazlarını beş gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekmektedir. Bu durumda mahkemece, açıkça usulsüz tebliğ şikayeti olmayan borçlunun borca itirazının yasal beş günlük süreden sonra yapıldığı nazara alınarak süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek reddedilmesi doğru değil ise de; sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru mahkeme kararının onanması gerekmiştir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'nun 366. ve HUMK.'...

    İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ: Mahkemece; tebliğ mazbatasında araştırmanın yapıldığı ve haber bırakılan komşu isminin yer almadığı, bu haliyle tebligatın usulsüz tebliğ edildiği, davalı tarafça davacının daha erken bir tarihte tebligattan haberdar olduğunun da yazılı delille ispat edilemediği görülmekle davacının usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin 20/09/2021 tarihi olarak düzeltilmesine; takibe konu senette yer alan imzanın davacıya ait olup olmadığına yönelik aldırılan bilirkişi raporunda imzanın davacının elinin ürünü olabileceğine dair kanaat bildirilmekle beraber kesin bir kanaatin bildirilmediği, davalı takip alacaklısı tarafından mevcut rapora itiraz edilmediği ve imzanın davacıya aidiyeti hususunda ispat yükünün davalı alacaklıda olduğu ve davalı tarafça imzanın davacıya ait olduğu kesin olarak ispat edilemediğinden davacının imzaya itiraz talebinin kabulü ile takibin davacı yönünden durdurulmasına, imzaya itiraz kabul edilmekle borca itiraz...

    Somut olayda; davacı borçlunun 26/03/2019 tarih, 9795 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde belirtilen adresine gönderilen örnek no:10 ödeme emrinin bila tebliğ iade edilmesi üzerine, bu adrese yeniden gönderilen örnek no:10 ödeme emrinin davacı borçluya TK'nın 35/4. maddesi uyarınca 16/07/2019 tarihinde tebliğ edildiği, tebliğ yapılan adresin davacı borçlunun tebliğ tarihindeki ticaret sicil adresi olduğu ve tebliğin usulüne uygun olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda borçlunun usulsüz tebliğ şikayetinin reddine dair ilk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygundur. Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takiplerinde yetkiye, borca ve imzaya itiraz etmek isteyen, senedin kambiyo vasfına ilişkin şikayette bulunmak isteyen borçlunun itiraz ve şikayetlerini ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren 5 günlük yasal süre içerisinde icra mahkemesinde ileri sürmesi gerekir. Aksi takdirde itiraz ve şikayetler süre aşımından reddedilir....

    Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece tebligatın usulsüzlüğünün kabul edildiğini, tebliğ tarihi 05.11.2020 olarak düzeltilmiş ancak borca itirazlarının haksız olarak reddedildiğini, Mahkemece kabul edilen tebliğ tarihi sürecinde COVİD-19 salgınından kaynaklı çalışma koşullarında oluşan değişiklikler ve zor şartlar nedeniyle icra dairesine bildirimde bulunulamadığını ve borca itiraz için mahkemeye başvurulduğunu, Yerel mahkemece verilen borca itirazlarının reddi sonucunda ve mahkemece belirlenen tarih itibariyle icra dairesine bildirimde bulunma süresi geçmiş olduğundan müvekkili borçlu haksız yere borçlusu olmadığı bir icra dosyası için mağduriyet yaşayacağını, mevcut davanın süresi içerisinde açıldığı ve tebligatın usulsüz olduğu ortadayken içinde bulundukları pandemi sürecinde gerçekleştirilemediği bir aşamadan dolayı müvekkilinin haksızlığa uğratılması hak arama hürriyetine aykırı olduğunu, somut olayda da tebligatın usulsüz olduğu, itiraz süresi içerisinde mahkemeye...

    Bu durumda, davacının en geç suç duyurusunda bulunduğu tarih olan 07.02.2020 tarihi itibariyle takipten haberdar olduğu ve 7 günlük şikayet süresi geçtikten sonra 04.03.2020 tarihinde usulsüz tebliğ şikayetinde bulunduğu anlaşıldığından, davacının usulsüz tebliğ şikayetinin süreden reddi gerekmektedir. İİK'nın 168.maddesinin 3 ve 4.fıkralarına göre; kambiyo senedi vasfına ilişkin şikayetlerin ve imzaya itirazın ödeme emri tebliğinden itibaren 5 gün içerisinde ileri sürülmesi gerekmektedir. Yukarıda açıklandığı üzere, davacının ödeme emrinden/takipten en geç 07.02.2020 tarihinde haberdar olduğunun kabulü nedeniyle, davacının 04.03.2020 tarihi itibariyle ileri sürdüğü kambiyo vasfına yönelik şikayeti ve imzaya itirazı da süresinde değildir....

    İLK DERECE MAHKEME KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince "Tüm dosya kapsamı ve icra dosyası birlikte değerlendirildiğinde; İcra dosyasının yapılan incelemesinde davacı borçlunun Ticaret Sicilinde kayıtlı adresine çıkartılan ilk ödeme emri tebligatının 13.07.2017 tarihinde iade edildiği, bunun üzerine alacaklı vekilinin talebi ile ticaret sicilde kayıtlı aynı adrese çıkartılan ödeme emri tebligatının 16.05.2018 tarihinde TK 35 maddesine göre usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği anlaşılmakla, davacı borçlunun usulsüz tebligat şikayetinin reddine karar verilmiştir. Davacı borçlu şirkete 16.05.2018 tarihinde ödeme emrinin usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, bu tarihten itibaren yasal 5 günlük süre içinde davacının imzaya ve borca itirazlarını ileri sürmesi gerekirken yasal 5 günlük süre geçtikten sonra 17.05.2019 tarihinde imzaya ve borca itirazda bulunduğu anlaşılmakla imzaya ve borca itirazın süre aşımından reddine " dair karar verildiği görülmüştür....

    Takip dosyasından düzenlenen örnek 7 ödeme emrinin alacaklı yanın şikayeti üzerine iptal edildiği de iddia ve ispat edilmediğinden davacı yanın imzaya itirazları hususunda artık dikkate alınması gereken örnek 7 ödeme emridir. İlamsız takip yolunda da borca, yetkiye ve imzaya dair itirazların İİK 62. Maddesi gereğince icra müdürlüğüne yapılması gerektiği açıktır. Davacı borçluya gönderilen ödeme emri tebliğ zarfı üzerinde örnek 10 ödeme emri ekli olduğunun yazılması takip dosyasından düzenlenen örnek 10 ödeme emri bulunmaması karşısında sonuca etkili değildir. Bu durumda davacı borçluya gönderilen ödeme emrinin örnek 7 ödeme emri olması karşısında mahkemece imzaya itirazların incelenmesi isabetli olmamıştır. Diğer taraftan davacı borçlu açtığı davada ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğünü iddia etmiştir....

    Yukarıda belirtilen nedenlerle, her bir talep hakkında Mahkemece karar verilmesi zorunluluğu göz önünden bulundurularak, duruşma açılması ve taraf teşkili sağlandıktan sonra öncelikle usulsüz tebliğ şikayeti incelenip tebligatın usulsüz olduğunun belirlenmesi halinde, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince şikayetçiden takibi öğrenme tarihi tespit edilerek usulsüz tebligat şikayetinin 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 16/1. maddesi uyarınca (7) günlük süre içinde yapıldığının tespiti halinde tebligat tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine, öğrenme tarihine göre yetkiye, imzaya ve borca itirazın süresinde yapıldığı sonucuna varılırsa, öncelikle borçlunun yetki itirazı ve sonucuna göre diğer itiraz sebepleri incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve değerlendirme ile karar verilmesi isabetsiz olup (Yargıtay 12....

    DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi, İİK'nın 169/a. maddesi uyarınca borca itiraz ve İİK'nın 170. maddesi uyarınca imzaya itiraz istemine ilişkindir. Davacının, tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir. Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren 7 gün içinde yapılmalıdır. Somut olayda davacı borçlu, takibi 09/04/2019 tarihinde öğrendiğini bildirmiş olup, usulsüz tebligat şikayeti yasal süresindedir....

    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece imzaya itiraz davasının red edildiğini, tebligattan 17/02/2021 tarihinde haberdar olduklarını, aynı gün içinde de davayı açtıklarını, muhataba tebligatın öncelikle şerhsiz olarak ardından 21/2'ye göre tebliğ yapılması gerektiğini, müvekkilin icra takibinde haberdar olma tarihinin 17/02/2021 tarihi olduğunu davanın esastan görülmesi gerekirken süreden reddine karar verilmesinin hukuken yerinde olmadığını belirterek istinaf talebinin kabulüne, mahkeme kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Davanın konusu imzaya itiraz davasıdır. Alacaklı tarafından borçlu aleyhine bonaya istinaden kambiyo senedine dayalı icra takibi başlatılmıştır. İİK 168/4'e göre ödeme emri tebliğ tarihinden itibaren yasal 5 günlük süre içinde imzaya itiraz davası açılması gerekir....

    UYAP Entegrasyonu