Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

, takibe dayanak çek üzerindeki imzanın da müvekkiline ait olmadığını, ayrıca dosya işlemsiz bırakılmakla çekteki zamanaşımı süresinin de dolduğunu ileri sürerek usulsüz tebliğ şikayeti ile yetkiye, borca, imzaya, feriler ile zamanaşımına itirazlarının kabulüne, tazminat ve para cezasına karar verilmesini talep etmiştir....

Dairemizce yapılan değerlendirmede; öncelikle usulsüz tebligat şikayeti yönünden yapılan incelemede, davacılar vekili müvekkillerinin yurt dışında olduğundan bahisle yapılan tebligatların usulsüz olduğunu iddia etmiş ise de, davacı borçlulara yerleşim yerleri adresleri itibariyle tebligatların TK'nun 21/2 maddesi gereğince usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davacıların yurt dışında olmasının TK'nun 21/2 maddesi gereğince tebliğ yapılmasına engel teşkil etmeyeceği görüldüğünden usulsüz tebligat şikayetinin reddine, bu nedenle yetki itirazı ile İİK'nun 61. maddesine aykırılık şikayetinin süresinde yapılmadığının kabulü gerektiği anlaşıldığından mahkemenin de kabulü bu yönde olup, belirtilen talepler konusunda süreden red kararı verildiği anlaşılmıştır....

İcra Hukuk Mahkemesince, kıymet takdirine itiraza ilişkin şikayeti inceleme yetkisinin haciz kararını veren esas icra müdürlüğünün bağlı olduğu İstanbul İcra Hukuk Mahkemesine ait olduğu, yine kıymet takdiri raporunun usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin şikayeti inceleme yetkisinin de İİK 4. Maddesi uyarınca tebliğ işlemini yapan esas icra müdürlüğünün bağlı olduğu İstanbul İcra Hukuk Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. İstanbul 6. İcra Hukuk Mahkemesince ise, kıymet takdirinin Erzurum 4. İcra Müdürlüğü tarafından yapıldığı İİK’nın 128/a maddesine göre şikayeti inceleme yerinin talimat icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. İcra İflas Kanunu’nun 128/a. maddesi gereğince kıymet takdirinin tebliğ edildiği ilgililer, raporun tebliğinden itibaren yedi gün içinde raporu düzenleten icra dairesinin bulunduğu yerdeki icra mahkemesinde şikayette bulunabilirler....

    İ.İ.K.’nun 168/5. maddesi hükmü gereğince, borçlunun, yetki itirazını sebepleri ile birlikte ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içinde icra mahkemesine bildirmesi zorunludur. Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince; tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Öte yandan, borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürmesi, İİK'nun 16. maddesi anlamında bir "şikayet" olup, aynı maddenin 1. fıkrası gereğince borçlunun bu şikayetini, işlemi öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede icra mahkemesine yapması gerekir. Somut olayda, örnek 10 numaralı ödeme emrinin borçluya 31.05.2017 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise 07.06.2017 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuruda icra dairesinin yetkisine itiraz ettiği, 06.10.2017 tarihinde cevaba cevap dilekçesi ile ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayetini ileri sürdüğü anlaşılmıştır....

      isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. 1- Usulsüz tebliğ şikayeti yönünden Dairemizce yapılan incelemede, davacı borçlu adına çıkartılan örnek 10 ödeme emri tebligatında "Adreste kimse bulunmaması üzerine muhatap komşusu Ahmet Çınar'dan soruldu muhatabın işte (nerede olduğu bilinmediği) sözlü beyan etti....

      Borçlu, yetkili icra dairesinden gönderilen ödeme emrinin usulsüz olduğunu, usulsüz tebligattan 03/02/2015 günü haberdar olduğunu ileri sürerek 04/02/2015 tarihli itirazları gereğince takibin durdurulmasını istemiş olup, borçlunun bu yöndeki istemi, tebligat usulsüzlüğü şikayeti olmakla, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca ıttıla tarihinden itibaren yedi gün içerisinde ileri sürülmesi gerekmektedir. Somut olayda; 22/01/2015 günü tebliğ edilen örnek 7 ödeme emrinden borçlu 03/02/2015 tarihinde haberdar olduğunu beyan ederek, bu tarihten itibaren yasal yedi günlük süreden sonra 25/02/2015 tarihinde icra mahkemesine başvurmuştur. O halde mahkemece, tebligat usulsüzlüğü şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir....

        Somut olayda, borçlu, sair itirazları yanında işletilen faizin hatalı ve fahiş olduğunu ve kambiyo vasfı şikayetini ileri sürdüğü halde, mahkemenin bu yöndeki itiraz ve şikayeti değerlendirmediği görülmektedir. O halde, mahkemece, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin şikayet kabul edildiğine göre, borçlunun süresinde yapmış olduğu kambiyo vasfı şikayeti ve faize itirazı konusunda inceleme yapılarak bir karar verilmesi gerekirken, bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte yetki itirazı, usulsüz tebligat şikayeti ile 2004 sayılı İİK' nın 58.maddesine gereğince takip talebinde yabancı para alacağının TL karşılığının gösterilmediği şikayetine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk - 2004 sayılı İİK'nın 58. maddesi -(HGK’nın 12.05.1999 tarih 99/12-271 E, 99/301 K., Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2021/3058 Esas 2021/7358 Karar sayılı ilamları) 3. Değerlendirme 1.Bölge Adliye Mahkemeleri'nin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2....

            gönderilmesine, yetki itirazı kabul edildiğinden davacı-şikayetçinin sair itiraz ve şikayetleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....

            Aziz Nesin Blv. 53- 56 Karşıyaka/İZMİR'' adresinin geçerli tebligat adresi olarak bildirildiğini, sözleşme uyarınca adreste yapılacak değişikliğin bankaya bildirilmesi gerektiğini, davacının takibi öğrendiğini iddia ettiği tarihte borca itiraz etmeyerek sadece tebligatın usulsüz yapıldığını ve yetki itirazında bulunduğunu, bunun dürüstlük ilkelerine aykırı olduğunu belirterek, yeniden yargılama yapılarak şikayetin ve yetki itirazının reddine karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü şikayeti ve İİK'nın 62. maddesi uyarınca yetki itirazına ilişkindir. İzmir 5....

            UYAP Entegrasyonu