Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Somut olayda, borçluya örnek 12 ödeme emri, 23/02/2015 tarihinde, “muhatap o anda evde olmaması sebebi ile muhatap yerine muhatap ile birlikte aynı konutta ve sürekli oturduğunu beyan eden görünüşe göre 18 yaşını bitirmiş .... kardeşi Tuba Kalkan'a tebliğ edilmiştir” şerhi ile tebliğ edilmiş olmakla, tebliğ işlemi şeklen Tebligat Kanunu'nun 16. maddesine uygun olarak yapılmış ise de, tebligatın Hancıoğlu Cad....

    ya tebellüğ edilen ve usulsüzlüğü ileri sürülen Örnek ... ödeme emri tebligat mazbatasınında; tebliğ yapanın isim ve imzasını ve tarihi içermediğinden tebligatın usulsüz olduğu belirlenmiş ise de; Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren (7) gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu nedenle, mahkemece, öncelikle borçlunun, takibi ve ödeme emri tebligatını öğrenme tarihinin tespiti gerekir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılarak Muhatabın öğrenme tarihi, tebliğ tarihi olarak kabul edilmesi gerekir....

      Taraflar arasındaki kambiyo senedine özgü takipte usulsüz tebligat şikayeti, imza, borca itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulü ile; davacının usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne, ... 3. İcra Müdürlüğünün 2020/8179 Esas sayılı dosyasında davacıya yapılan ödeme emri tebliğinin usulsüz tebliğ edildiğinin tespitine, öğrenme tarihi olan 10.12.2020 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabulüne, davacının imzaya itirazının, tahrifata ilişkin itirazının ve borca itirazının reddine, takibin geçici olarak durdurulmasına karar verildiğinden ... 3. İcra Dairesinin 2020/8179 Esas sayılı dosyasında asıl alacağın %20 oranında inkar tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, davacı borçlunun asıl alacağın %10'u oranında para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir. Kararın davacı/borçlu vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir....

        DAVA Borçlu vekili dilekçesinde; aleyhine başlatılan ilamsız icra takibinde ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini(isim ve imzadan imtina eden kişi belli değil) ileri sürerek öğrenme tarihinin 07.07.2021 olarak düzeltilmesini ve müvekkilinin yerleşim yerinin Ankara olduğunu, yetkisiz yerde takip başlatıldığından bahisle Çubuk İcra Müdürlüğü yönünden yetki itirazının kabulünü talep etmiştir. II. CEVAP Şikayet/itiraz dilekçesi tebliğ edilmemiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre çıkartılan ödeme emri tebliğ evrakında bilgi alınan, haber bırakılan kişinin kim olduğu yazılı olmadığından tebligatın usulsüz olduğu, yetki itirazı bakımından itirazın icra dairesine yapılması gerektiğinden bu konudaki itirazın Mahkemece değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, ......

          Dairemizce yapılan değerlendirmede; Dairemizin kaldırma kararı uyarınca mahkemece usulsüz tebligat şikayeti incelenerek diğer şikayet sebepleri incelenmeksizin usulsüz tebligat şikayeti ile yetkisizlik itirazının kabulüne karar verildiği görülmüştür. Davalı alacaklı vekili tarafından dosya borcunun kapandığı, davanın konusuz kaldığı iddia etmiş ise de dava tarihinden önce borcun tamamen tahsil edilmediği, geçerli bir takibin bulunduğu, dava tarihinden sonra yapılan ödeme nedeniyle davacı borçlunun şikayetinden açıkça feragat etmediği anlaşılmıştır. Çek için takip alacaklısı tarafından, borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki genel yetkili icra dairesinde (HMK 6 maddesi), muhattap bankanın bulunduğu yer ile yine İİK'nın 50/1 maddesi uyarınca çekin keşide edildiği yerdeki icra dairesinde takip yapılabilir....

          Hukuk Dairesi HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret İLK DERECE MAHKEMESİ : Fethiye İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki usulsüz tebligat şikayeti ve haczedilmezlik şikayetinden dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince; usulsüz tebligat iddiası yönünden şikayetin kabulü ile, şikayetçi borçlu muris ...'e yapılan 26.11.2020 tarihli tebliğ işleminin usulsüz olduğunun tespitine, tebliğ tarihinin 23.12.2020 tarihi olduğunun kabul ve tespitine, haczedilmezlik iddiası yönünden şikayetin reddine karar verilmiştir. Kararın şikayet eden-borçlu mirasçıları vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun reddine karar verilmiştir....

            Hukuk Dairesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde borçlunun usulsüz tebligat şikayeti ve yetki itirazı ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece şikayetin reddine karar verildiği, karara karşı borçlunun yasal süresinden sonra istinaf talebinde bulunduğu, Bölge Adliye Mahkemesi’nce istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne karar verildiği, karara karşı alacaklının temyiz yoluna başvurduğu görülmüştür....

              Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesine göre; “Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur.” Şikayetçinin bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Hukuk Genel Kurulu'nun 12/02/1969 tarih ve 1967/172-107 sayılı kararında da benimsendiği üzere, beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez. Somut olayda şikayetçiye 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnameleri de tebliğ edilmiş ve bunlara yönelik olarak herhangi bir usulsüz tebligat şikayeti ileri sürülmemiştir....

                Somut olayda; davacı borçlu tarafından kendisine tebliğ edilen Örnek 10 ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinin iddia edildiği, mahkemece, davacının iddiaları doğrultusunda ödeme emrinin tebliğ tarihinin 29/11/2018 olarak kabulüne karar verildiği, bu hususa ilişkin istinaf başvurusu olmadığı, bu halde, tebliğ tarihine göre yasal 5 günlük süre içerisinde dava ve ıslah başlıklı dilekçesini icra mahkemesine sunduğu, her iki dilekçenin de İİK.'nun 168/1- 5.maddesinde belirlenen 5 günlük süre içinde verildiği anlaşılmıştır. Davacı borçlu vekilinin 03/02/2019 tarihinde mahkemeye sunduğu dilekçesi ise, takipte talep edilen işlemiş faiz ve faiz oranına itirazı ve kambiyo vasfına ilişkin şikayeti kapsamaktadır. Sözkonusu dilekçede davacı borçlu vekili açıkça dava dilekçelerini bu konuda ıslah ettiklerini bildirmiş ve ayrıca yine dava dilekçelerinde belirttikleri hususlar da nazara alınmak suretiyle davalarının kabulünü talep etmiştir....

                Her ne kadar borçlu tarafından şikayet dilekçesinde, hem ihalenin feshi hem de ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi ile haczedilmezlik şikayeti birlikte istenilmiş ise de, her bir başvurunun incelenme yöntemleri ve sonuçları da farklıdır. Bu durumda mahkemece, ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve haczedilmezlik şikayeti yönünden dosyanın tefrik edilmek suretiyle yargılamanın sürdürülmesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek sonuca gidilmesi doğru bulunmamıştır. Diğer taraftan şikayetçi borçlu, satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek ihalenin feshi isteminde bulunmuştur. İİK'nun 127. maddesi gereğince; taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir....

                  UYAP Entegrasyonu