Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda, temyizen incelenmesi istenen karar, usulsüz tebliğ şikayetinin yasal süre aşımından reddine ilişkin olup, anılan kararın temyiz kabiliyeti bulunmamaktadır....

    Yine kambiyo hukuku bakımından şikayet de aynı Kanunun 168/3. maddesi açık hükmüne göre 5 günlük süreye tâbidir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğinden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Dava dilekçesi ile davacıların takipten, tebliğden haberdar oldukları tarihin 09/07/2019 tarihi olduğunu bildirdikleri anlaşılmıştır. Borçluların kendilerine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürmesi ve davacıların usulsüz tebliğe ilişkin yaptığı şikayetin de 5 günlük süreden sonra başvurduğu anlaşılmıştır. Yine Buna göre; borçluların imzaya ve borca itirazının da, İİK'nun 168. maddesi gereğince yasal 5 günlük sürede yapılmadığı da görülmektedir....

    Somut olayda; kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte, borçlunun usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte zaman aşımı itirazında bulunduğu, Mahkemece; usulsüz tebliğ şikayeti ile ilgili olarak değerlendirmede bulunulmasına rağmen bu konuda herhangi bir hükme yer verilmediği, zaman aşımı itirazının ise süreden reddedildiği görülmektedir. Oysa ki, yukarıda yer verilen hükümler doğrultusunda Mahkemece, şikayet/itiraz dilekçesindeki nedenler tartışılarak her bir talep hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekmektedir....

      DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİĞ ŞİKAYETİ VE ZAMANAŞIMI İTİRAZI KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; Bakırköy 1. İş mahkemesine ait karara istinaden Bakırköy 3. İcra müdürlüğünün 2019/23881 E.sayılı dosyası ile ilamlı icra takibi başlatıldığını, icra emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, icra dosyasından 15/01/2020 tarihinde haberdar olduklarını, tebliğ alan Mehmet Güler'in müvekkilin çalışanı olmadığını, takibin dayanağı olan mahkeme kararı bakımından 10 yıllık takip süresinin takip tarihi itibariyle dolduğunu, İİK 39/1, TMS 156/2 gereğince ilamlar için 10 yıllık zamanaşımı bulunduğunu, ilamın zamanaşımına uğradığını, zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı -alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı adına icra emrinin usulüne uygun tebliğ edildiğini, söz konusu ilamın Bakırköy 1....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; Uyuşmazlık; bonoyu dayalı kambiyo takibinde, ödeme emrinin usulsüz tebliği şikayetine, borca ve fer'ilere itiraza, ayrıca takibin kesinleşmesinden sonraki zaman aşımı nedeniyle icranın geri bırakılması istemine ilişkindir. A) DAVACI TARAFIN ÖDEME EMRİNİN USULSÜZ TEBLİĞİ ŞİKAYETİ İLE BORCA VE FER'İLERE İLİŞKİN İTİRAZI YÖNÜNDEN YAPILAN İSTİNAF İNCELEMESİNDE; Bu yöndeki şikayet, süresiz nitelikte olmayıp, öğrenme tarihinden itibaren, İİK. 'nun 16. Maddesi uyarınca yasal 7 günlük süre içerisinde şikayette bulunulması zorunludur. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup, mahkemece resen nazara alınması gerekir....

      İcra Hukuk Mahkemesince, usulsüz tebliğ şikayeti ve kıymet takdirine itiraza ilişkin şikayetini inceleme yetkisi, tebligatı çıkaran ve haciz kararını veren esas icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Bursa 7. İcra Hukuk Mahkemesince ise, İİK 128/a maddesi gereğince kıymet takdirine itiraz davalarında yetkili mahkeme, kıymet takdirini yapan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesi olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. İcra İflas Kanunu’nun 128/a. maddesi gereğince kıymet takdirinin tebliğ edildiği ilgililer, raporun tebliğinden itibaren yedi gün içinde raporu düzenleten icra dairesinin bulunduğu yerdeki icra mahkemesinde şikayette bulunabilirler. Somut olayda; kıymet takdirinin, Eskişehir 4. İcra Müdürlüğünce yapıldığı anlaşılmakla şikayeti inceleme yetkisi Eskişehir 4. İcra Hukuk Mahkemesi’ne aittir....

        Somut olayda, alacaklı tarafından kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibine başlandığı, örnek 10 numaralı ödeme emrinin borçlunun ödeme emri adresi ile aynı adres olan ticaret sicili adresine gönderildiği, tebliğ evrakının bila tebliğ iade edilmesi üzerine, aynı adreste 7201 Sayılı Tebligat Kanununun 35.maddesine göre 18.01.2011 tarihinde tebliğ işleminin yapıldığı, ayrıca tespit edilen adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine yapılan tebligatın ise bila tebliğ iade edildiği görülmüştür. Borçlunun tespit edilen adres kayıt sistemindeki adresine 7201 Sayılı Tebligat Kanununun 21.maddesine 6099 Sayılı Yasanın 5. maddesi ile eklenen 2. fıkrası uyarınca ödeme emri tebliği yapılması gerekirken bu prosedüre uyulmadan 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 35.maddesine göre tebligat yapılması yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere aykırıdır....

          Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayet, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren yedi günlük sürede icra mahkemesine yapılmalıdır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğinden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Borçlu icra mahkemesine başvurusunda, diğer itirazlarının yanında ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu da ileri sürdüğü halde, mahkemece bu konuda bir değerlendirme yapılmadığı, olumlu ya da olumsuz herhangi bir karar verilmediği görülmektedir. O halde mahkemece; öncelikle tebligatın usulsüz olduğuna ilişkin şikayetin incelenerek tebligatın usulsüz olduğu sonucuna varılması halinde, tebligat tarihinin TK.'...

            Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu iddiası İİK.nun 16. maddesi kapsamında şikayet olup açıkça ve delilleriyle ileri sürülmesi gerekir (HGK'nun 27.01.2010 tarih 2009/12-539 E.,2010/16 sayılı kararı). Somut olayda borçlunun icra mahkemesine verdiği dilekçesinde kendisine gönderilen ödeme emri tebligatının usulsüz olduğuna dair açık bir iddiası bulunmamaktadır. Şikayet dilekçesinde yer alan: "ödeme emrinin muhtara bırakıldığı, ödeme emrinden 21.09.2015 tarihinde haberdar olunduğu" şeklindeki beyanlar usulsüz tebligat şikayeti olarak yorumlanamaz. Zira tebligat usulsüzlüğü ayrıca, açıkça ve delilleriyle ileri sürülmüş değildir. O halde yöntemine uygun olarak açıkça ve delilleriyle ileri sürülen bir tebligat usulsüzlük şikayeti bulunmadığı halde mahkemece hukuki tavsifte hataya düşülerek 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uygulanmak suretiyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

              Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesine göre; “Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur.” Şikayetçinin bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Hukuk Genel Kurulu'nun 12/02/1969 tarih ve 1967/172-107 sayılı kararında da benimsendiği üzere, beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez. Somut olayda, şikayetçi 3. kişi ... ’a 06.02.2017 tarihinde 103 davet kağıdı tebliğ edilmiş ve buna yönelik olarak usulsüz tebligat şikayeti ileri sürülmemiştir....

                UYAP Entegrasyonu