İcra Müdürlüğü'nün 2012/1846 Esas sayılı dosyasından borçlu adına 14/08/2012 tarihinde ödeme emrinin, 30/09/2014 tarihinde ise kıymet takdir raporunun tebliğ edildiği görülmektedir. Borçlu vekili ise şikayet dilekçesinde, sadece 14/08/2012 tarihli ödeme emri tebliğ işlemini şikayet konusu yapmış olup, açıkça şikayet konusu yapılmayan 30/09/2014 tarihli kıymet takdir raporunun tebliğ işlemine göre 07/05/2015 tarihinde yapılan başvuru, yukarıda açıklanan yasa hükmünde öngörülen 7 günlük şikayet süresinden sonradır. Bu durumda mahkemece, ödeme emrine ilişkin usulsüz tebligat şikayetinin süre yönünden reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile isteminin kabulüne karar verilmesi isabetsizdir....
Şikayet, genel haciz yoluyla ilamsız takipte ödeme emrinin borçluya usulsüz tebliğ edildiği iddiasına dayalı tebliğ tarihinin düzeltilmesi istemine ilişkindir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Borçlunun kendisine gönderilen tebligatların usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğindedir. İİK’nın 16/1. maddesi gereğince şikayetin öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması zorunludur. Somut olayda; borçlu şirket vekili Av. İsmail Davarcıoğlu tarafından icra dosyasına 23.12.2021 tarihinde usulüne uygun şekilde harçlandırılmış vekaletname sunularak aynı gün kapak hesabı yapılması talebinde bulunulduğu görülmekte olup, davacı bu tarih itibarıyla takipten haberdardır....
-K A R A R- Şikayetçi vekili, şikayet olunanın alacaklı olduğu takip dosyasına sıra cetvelinde birinci sırada yer verildiğini, söz konusu takip dosyasında ödeme emrinin Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre usulsüz olarak tebliğ edilmesine ve bu tebliğ işleminden sonra ilanen tebligat yapılmasına rağmen ihtiyati haczin kesinleşme tarihinin usulsüz olarak yapılan ilk tebligata göre belirlendiğini, bu nedenle müvekkilinin alacaklı olduğu takip dosyasının sıra cetvelinin ikinci sırasında yer aldığını ileri sürerek, sıra cetvelinin birinci sırasının iptaline, müvekkilinin alacaklı olduğu takip dosyasının birinci sıraya alınmasına karar verilmesini talep etmiştir. Şikayet olunan vekili, sıra cetvelinin doğru olarak düzenlendiğini savunarak, şikayetin reddine karar verilmesini istemiştir....
Bu madde hükmünün uygulanabilmesi için ise usulsüz de olsa bir tebligatın varlığı ön koşuldur. Öte yandan, tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sıra cetveline şikayet davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde katılma yolu ile şikayetçi vekili ve şikayet olunan vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Şikayetçi vekili, 25.03.2015 tarihli sıra cetvelinde ikinci sırada şikayet olunanın, 3. sırada ise şikayetçinin alacağına yer verildiğini, şikayet olunanın alacaklı olduğu dosyada borçluya yapılan ödeme emri tebliğinin usulüne uygun olmadığını, TK 21. maddedeki usule uyulmadan tebliğ yapıldığını, bu nedenle şikayet olunanın geçerli bir haczinin de bulunmadığını ve şikayetçinin haczinin önceki tarihli olduğunu ileri sürerek, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve şikayet etmiştir....
Borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürmesi, İİK'nun 16. maddesi anlamında bir "şikayet" olup, aynı maddenin 1. fıkrası gereğince borçlunun bu şikayetini, işlemi öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede icra mahkemesine yapması gerekir. Öte yandan, 7201 sayılı Tebligat Kanun'un 32. maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir....
Köyü'nde bulunan 33 parsel numaralı taşınmazın 2/12 payına ilişkin olarak 02.03.2015 tarihinde gerçekleştirilen ihalenin feshi istemiyle icra mahkemesine başvurulduğu anlaşılmaktadır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince tebliğ işlemi, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatap tebliğden haberdar olmuş ise, tebliğ işlemi geçersiz olmayıp muhatabın usulsüz tebliği öğrendiği tarih tebliğ tarihi kabul edilir. Bu nedenle borçluya satış ilanı tebliği usulsüz olsa bile, borçlu satış gününden makul süre önce satışı öğrenmiş ise, öğrendiği tarih, kendisine satış ilanı tebliğ edilen tarih kabul edilmelidir. Böyle bir durumda, salt tebliğ işleminin usulsüz olduğu gerekçesi ile ihalenin feshi yoluna gidilemez. Somut olayda, şikayetçi borçlu ...'nun 29.01.2015 tarihinde ......
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının İcra Dairesine 20.09.2021 tarihinde tebligat usulsüzlüğü iddiasıyla itiraz dilekçesi sunulduğu, itiraz dilekçesinde 18.09.2021 tarihinde tebligattan haberi olduğunu söyleyerek işbu davada şikayet hakkı ise 28.09.2021 tarihinde kullanıldığı, 20.09.2021 tarihinde takip dosyasına sunulan itiraz dilekçesi içeriğinde, yapılan tebligatın sözde usulsüz olduğu davacı tarafından ileri sürülmüş olmakla ve bu suretle sözde usulsüz işlem bilinmekle, 28.09.2021 tarihinde kullanılan şikayet hakkının süresinde olmasından söz edilemeyeceği, bu davanın işbu sebeple usulden reddine karar verilmesi gerektiği, davacı taraf sözde usulsüz tebligat itirazı dışında vekil olarak icra dosyasına vekaletnamenin sunulmadığı şeklinde asılsız itirazda bulunduğu, 01.09.2021 tarihinde icra dairesine evraklar kira sözleşmesi, vekaletname ve takip talebi sunularak İcra Müdürlüğü tarafından takip başlatıldığı, bu nedenlerle; davanın öncelikle; tebliğ işlemindeki sözde usulsüzlüğün...
Satışa hazırlık işlemlerine yönelik şikayet üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber, süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde icra mahkemesi kararının, ihalenin feshi aşamasında incelenmesi mümkündür. Ancak, yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, aynı şikayet nedenleri ile ihalenin feshini talep edemezler. Şartname ve satış ilanında KDV'nin hatalı gösterilmesi satış öncesi döneme ilişkin bir şikayet olup, satış ilanı usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği halde süresinde şikayete konu edilmeyen satış öncesi işlemler kesinleştiğinden bu yöne ilişkin olarak ihalenin feshi talebinde bulunulamaz .Bu nedenle davacı borçlunun istinaf sebepleri yerinde değildir....
Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayet, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren yedi günlük sürede icra mahkemesine yapılmalıdır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğinden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Borçlu icra mahkemesine başvurusunda, diğer itirazlarının yanında ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu da ileri sürdüğü halde, mahkemece bu konuda bir değerlendirme yapılmadığı, olumlu ya da olumsuz herhangi bir karar verilmediği görülmektedir. O halde mahkemece; öncelikle tebligatın usulsüz olduğuna ilişkin şikayetin incelenerek tebligatın usulsüz olduğu sonucuna varılması halinde, tebligat tarihinin TK.'...