Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayet, aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede yapılmalıdır (HGK. 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 E., 1991/344 K.). Somut olayda, ödeme emrinin borçluya 31.08.2015 tarihinde tebliğ edildiği, icra takip dosyasından düzenlenen 103.madde davetiyesinin ise 16.10.2015 tarihinde tebliğ edildiği; borçlu, sadece 31.08.2015 tarihli ödeme emri tebliğ işlemini şikayet konusu yapmış olup, 103 davetiyesi tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik bir iddiada bulunmadığına göre, en geç anılan davetiyenin tebliğ edildiği 16.10.2015 tarihte takibi öğrendiğinin kabulü gerekir. Buna göre öğrenme tarihi olan 16.10.2015 tarihine göre borçlunun 07.12.2015 tarihinde icra mahkemesine taptığı şikayet İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen 7 günlük yasal süreden sonradır....
Hukuk Genel Kurulunun 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 Esas ve 1991/344 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere; ".. usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesi önüne getirmesi gereklidir." Borçlunun bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Somut olayda borçlu, şikayet dilekçesinde, takibi, 17.04.2015 günü öğrendiğini belirtmiş, buna göre de icra müdürlüğüne itiraz dilekçesi vermiş, icra mahkemesine ise, bu tarihten itibaren yasal (7) günlük süreyi geçirdikten sonra 13.08.2015 tarihinde başvurmuştur. Bu durumda, mahkemece, şikayetin süre aşımından reddi gerekirken, istemin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
İcra Müdürlüğü'nün 2012/1846 Esas sayılı dosyasından borçlu adına 14/08/2012 tarihinde ödeme emrinin, 30/09/2014 tarihinde ise kıymet takdir raporunun tebliğ edildiği görülmektedir. Borçlu vekili ise şikayet dilekçesinde, sadece 14/08/2012 tarihli ödeme emri tebliğ işlemini şikayet konusu yapmış olup, açıkça şikayet konusu yapılmayan 30/09/2014 tarihli kıymet takdir raporunun tebliğ işlemine göre 07/05/2015 tarihinde yapılan başvuru, yukarıda açıklanan yasa hükmünde öngörülen 7 günlük şikayet süresinden sonradır. Bu durumda mahkemece, ödeme emrine ilişkin usulsüz tebligat şikayetinin süre yönünden reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile isteminin kabulüne karar verilmesi isabetsizdir....
Hukuk Genel Kurulu'nun 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 esas, 1991/344 karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere “...usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın, bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesi önüne getirmesi gereklidir”. Borçlunun bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi, karşı tarafça ancak yazılı belge ile ıspatlanabilir. Hukuk Genel Kurulunun 12.02.1969 tarih ve 1967/172-107 sayılı kararında da benimsendiği üzere, beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ıspat edilemez. Somut olayda, alacaklı vekilince borçlunun usulsüz tebligat şikayetinden sonra 10.02.2015 tarihinde icra dairesine sunduğu haricen borçlunun kısmi ödeme yaptığına dair 20.03.2014 tarihli belgenin tarihi borçlunun tebligata muttali olduğu tarih olarak kabul edilemez....
Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayet, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede yapılmalıdır (HGK. 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 E., 1991/344 K.). Somut olayda, ödeme emrinin borçluya 12.03.2013 tarihinde tebliğ edildiği, icra takip dosyasından düzenlenen 103. madde davetiyesinin ise 08.05.2014 tarihinde tebliğ edildiği; borçlu vekilinin 20.10.2015 tarihinde icra dosyasının UYAP sistemine taranmasını talep ettiği, borçlu vekilinin şikayet dilekçesinde sadece 12.03.2013 tarihli ödeme emri tebliğ işlemini şikayet konusu yaptığı ve 103 davetiyesi tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik bir iddiada bulunmadığına göre, en geç anılan davetiyenin tebliğ edildiği 08.05.2014 tarihinde takibi öğrendiğinin kabulü gerekir....
Borçlunun şikayeti, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik şikayet niteliğinde olup, İİK.nun 16/1. maddesi gereğince; şikayetin bu işlemin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Somut olayda, borçlunun, .... İcra Müdürlüğünce gönderilen ödeme emrinin tebliği üzerine 10.11.2014 tarihinde icra müdürlüğüne itiraz dilekçesi sunduğu görülmektedir. Bu durumda borçlunun, usulsüz tebliğ işlemini 10.11.2014 tarihinde öğrendiğinin kabulü gerekeceğinden 31.12.2014 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuru, İİK.nun 16/1.maddesinde öngörülen yedi günlük süreden sonradır. O halde mahkemece, şikayetin süre aşımı nedeniyle reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulü isabetsizdir....
Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi ise başlı başına ihalenin feshi sebebidir. Bu duruda borçluya satış ilanının usulsüz tebliğ edilmesi tüm taşınmazlar yönünden ihalenin feshini gerektirdiğinden, mahkemece açıklanan nedenlerle şikayet kabul edilerek tüm taşınmazlar yönünden ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ :Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre alacaklının temyiz itirazlarının reddine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Usule aykırı tebliğin hükmünün 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 53. maddelerinde düzenlendiği, anılan maddelerde, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatap tebliğe muttali olmuş ise tebliğin geçerli sayılacağı, şikayet edene 2. haciz ihbarnamesinin 20/01/2021 tarihinde bizzat kendisine tebliğ edilmek suretiyle usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, o halde muhatabın usulsüz tebliği 20/01/2021 tarihinde öğrenmiş sayılacağı" gerekçesi ile birinci haciz ihbarnamesinin usulsüz tebliğine yönelik şikayetin kabulü ile; 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince birinci haciz ihbarnamesi tebliğ tarihinin şikayet eden yönünden 20.01.2021 olarak düzeltilmesine, 2 haciz ihbarnamesinin iptaline karar verilmiştir....
İcra Dairesinin 2019/7708 E sayılı dosyası incelendiğinde, 1.970.040,51 TL miktarlı alacağın tahsili için genel haciz yoluyla takibe başlandığı, ödeme emrinin 04/07/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 23/07/2019 tarihinde itiraz dilekçesi verdiği, davanın 26/07/2019 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. Tebligatın usulsüzlüğü şikayetinin İİK'nun 16. Maddesi gereğince öğrenme tarihinden itibaren işlemeye başlayan 7 günlük hak düşürücü süre içerisinde yapılması gerekmektedir. Şikayetçi borçlu, şikayet dilekçesinde "dosyayı incelemem neticesinde tebliğin Behçet Şenbayram'a yapıldığını 17/07/2019 tarihinde öğrendim" şeklinde beyanda bulunduğuna göre, şikayetçinin usulsüz tebliğ işlemini 17/07/2019 tarihinde öğrendiğinin kabulü gerekir. Şikayet tarihi, 26/07/2019 olduğundan, yasal süresi içerisinde yapılmayan şikayetin mahkemece reddine karar verilmesi doğru olmuştur....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca usulsüz tebligat şikayeti, haczin kaldırılması isteminin reddine ilişkin icra memur işlemini şikayet ve haczin kaldırılması istemine ilişkindir. Somut olayda, davacıya İİK'nın 355. maddesi uyarınca gönderilen maaş haciz müzekkerelerinin usulsüz tebliğ edildiği iddia edilmiş, gerek hacze itiraz dilekçesinde, gerekse dava dilekçesinde, maaş haciz yazısının 27/01/2020 tarihinde öğrenildiği belirtilmiş olup, İİK'nın 16/1 maddesi uyarınca davacının usulsüz tebliğ işlemini öğrendiği tarih dikkate alındığında, şikayetin yasal süre geçtikten sonra 24/02/2020 tarihinde yapıldığı anlaşıldığından, usulsüz tebligat şikayetinin süre aşımından reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir. Davacının bu konuda icra müdürlüğüne yaptığı başvurunun reddine karar verilmesi ve bu kararın tebliğ tarihi somut uyuşmazlıkta sonuca etkili değildir....