WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Genel Kurulu'nun 12/02/1969 tarih ve 1967/172- 107 sayılı kararında da benimsendiği üzere, beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez (Yargıtay 12.HD'nin 16/06/2020 tarihli, 2019/8587 Esas, 2020/4815 Karar sayılı içtihadı) Somut olayda, davacı borçluya 7 örnek ödeme emri 21/06/2019 tarihinde tebliğ edilmiş ve buna yönelik olarak usulsüz tebligat şikayeti ileri sürülmüştür. Davacı vekili her ne kadar takipten 10/09/2019 tarihinde haberdar olduklarını belirtip 12/09/2019 tarihinde mahkemeye başvurmuş ise de, davacı taraf 07/08/2019 tarihinde bizzat tebliğ edilen kıymet takdiri üzerine takipten haberdar olmuş ve bu öğrenme tarihine göre de İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreyi geçirdikten sonra 12/09/2019 tarihinde ödeme emrinin usulsüz tebliğ şikayeti ile icra mahkemesine başvurmuştur....

Borçlu icra mahkemesine başvurusunda, takibin iptaline yönelik diğer şikayeti yanında ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu da ileri sürdüğü halde, mahkemece bu konuda bir değerlendirme yapılmadığı anlaşılmaktadır. Anılan durum yukarıda değinilen HMK'nun 297. maddesi hükmüne aykırıdır. Mahkemece; ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna ilişkin şikayetin incelenerek tebligatın usulsüz olduğu sonucuna varılması halinde, usulsüz tebligattan haberdar olunan tarihe göre şikayetin süresinde olması durumunda, tebliğ tarihinin TK.'nun 32. maddesi yarınca düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, bu konuda herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın bu konudaki şikayeti de kapsar biçimde yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

    İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 02/06/2021 NUMARASI : 2020/511 ESAS- 2021/756 KARAR DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİĞ ŞİKAYETİ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 3 icra müdürlüğünün 2020/619 E. sayılı dosyasında başlatılan icra takibinde müvekkil adına ödeme emri tebligatının "Pınar Mahallesi, 1235 Sokak, No:27/13 Esenyurt adresine 31/01/2020 tarihinde tebliğ edildiğini, TK 10.maddeye göre tebligatın bilinen adrese yapılacağını, adres kayıt sisteminde bulunan adresine tebliğ yapılmadığını, yapılan tebligatın usulsüz olduğunu belirterek usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile ıttıla tarihinin 16/06/2020 tarihi olarak belirlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Davanın konusu, usulsüz tebliğ şikayeti ve takip konusu bononun kambiyo senedi vasfını taşımadığına yöneliktir. Ödeme emri davacı borçlu adına 23/12/2015 tarihinde tebliğ edilmiştir. Usulsüz tebliğ şikayeti İİK 16. maddeye göre, ıttıla tarihinden itibaren 7 gün içinde yapılması gerekir. Davacı tarafından icra dosyasından 12/02/2020 tarihinde haberdar olduğu, ileri sürülmüş ise de, davacının 20/05/2019 tarihinde icra dosyasından dilekçe ile fotokopi talep ettiği, ayrıca dosyada düzenlenen bilirkişi raporunu davacıya 11/12/2019 tarihinde usulüne uygun tebliğ edildiği gözetildiğinde, davacının icra dosyasından 12/02/2020 tarihinde öğrendiği iddiası hukuken yerinde değildir. Davacının icra dosyasından 20/05/2019 tarihinde haberdar olduğu gözetildiğinde ıttıla tarihinden 7 günlük süre geçtikten sonra 13/02/2020 tarihinde dava açılması sebebiyle usulsüz tebliğ şikayeti süresi içinde yapılmamıştır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takibe karşı borçlunun, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, alacaklıya borcu olmadığını, işletilen yıllık % 27 ticari faizin hatalı ve fahiş olduğunu, bonoda çift vade bulunduğunu ileri sürerek ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi, takibin ve ödeme emrinin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği, ancak beyan edilen öğrenme tarihine göre süresinde yapılan borca itirazın ise ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği...

      Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesine göre; “Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur” denilmektedir. Somut olayda, şikayetçi 14/11/2019 tarihli duruşmada kendisine gönderilen 89/1 haciz ihbarnamesinden şikayet tarihi olan 25/12/2015 tarihinde haberdar olduğunu bildirmiş ve mahkemece bu tarihin öğrenme tarihi olarak kabulüne karar verilmiş ise de, şikayete konu ... 7. İcra Müdürlüğünün 2012/ 6047 E. Sayılı icra takip dosyasından haciz ihbarnamelerine itiraz edilmemesi nedeniyle borçlu hale gelen şikayetçi....’nun çalıştığ......

        Tebligat usulsüz olsa dahi, borçlu Tebligat Kanunu'nun 32. maddesine göre usulsüz tebligatı öğrendiğini beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi sayılacağından, bu hususta bir şikayeti olmayan borçlu yönünden tebligat parçasında yazılı tebliğ tarihinin geçerli olduğunun kabulü gerekir. Somut olayda kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde alacaklının takibin kesinleşmesi nedeniyle haciz konulma talebinin icra müdürlüğünce reddedildiği, bu ret kararının icra mahkemesinde şikayet yolu ile iptalinin istendiği, mahkemece bu ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğu, tebliğ çıkaran merciin tebligatın yasaya uygun olup olmadığını denetleme görevi bulunduğu gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir....

          Şikayet dilekçesinin incelenmesinde, şikayetçinin usulsüz tebliğ nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve icra dosyasına yapılan itirazın süresinde olduğundan bahisle takibin durdurulmamasına ilişkin işlemin kaldırılmasına, takibin durdurulmasına ilişkin talepte bulunduğu, ilk derece mahkemesince talep aşılmak suretiyle hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği görülmektedir. Oysa taleple bağlılık ilkesi uyarınca, hacizlerin kaldırılması talebi bulunmadığı nazara alınarak talepten fazlasına karar verilemez....

          Somut olayda borçluların, dava dilekçesinde takip dayanağı çekte tahrifat yapıldığı, çekin teminat senedi olduğu ve borcun bulunmadığı iddiası ile ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayetini birlikte ileri sürmesi ve yerel mahkemece ilk verilen kararın istinaf incelemesinde Bölge Adliye Mahkemesi’nce usulsüz tebligat şikayeti hakkında karar verilip, daha sonrasında diğer borca itirazlar hakkında karar verilmesi gerektiğinden bahisle ortadan kaldırılmasına rağmen kaldırma kararı sonrası gerek İlk Derece Mahkemesince gerek Bölge Adliye Mahkemesince, iş bu usulsüz tebligat şikayeti hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği görülmektedir....

            Madde 58’e aykırı olarak düzenlenmiş ve usulsüz tebliğ edilen ödeme emrinin ve geçersiz ödeme emrine dayanan icra takibinin iptaline, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Uyuşmazlık, Bursa 9. İcra Müdürlüğü'nün 2021/11030 esas sayılı dosyasında usulsüz tebliğ şikayeti ile ödeme emrinin ve takibin iptali istemine ilişkindir. HMK'nun 297/2 maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi usulen zorunludur....

            UYAP Entegrasyonu