Somut olayda, usulsüz tebligata ilişkin şikayete konu icra dosyasından davacı borçlu T1 14.12.2019 tarihinde kıymet takdirinin, 14.10.2020 tarihinde de satış ilanının tebliğ edildiği, borçlunun 19.12.2020 tarihinde ödeme emri tebligatının usulsüzlüğüne ilişkin şikayette bulunduğu, şikayetinde kıymet takdiri ve satış ilanı tebligatının usulsüz olduğunun ileri sürülmediği anlaşılmıştır. Usulsüz tebligat şikayetinin 7 günlük yasal süresinde yapılıp yapılmadığı kamu düzenine ilişkin olup, bu hususun re’sen gözetilmesi gerektiği dikkate alındığında, borçlunun usulsüz tebligat şikayeti, İİK.nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreden sonradır (Yargıtay 12. HD'nin 31.05.2021 tarihli, 2021/1917 E, 2021/5694 K. sayılı içtihadı)....
Davalı tarafından kambiyo senetlerine mahsus takip başlatıldığı, davacının usulsüz tebliğ şikayeti ve borca itiraz istemi ile mahkemeye başvurduğu, mahkemece ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği tespit edilmiş ancak ödeme emrinin tebliğinden sonra 103 davetiyesinin tebliğ edildiği, buna ilişkin usulsüzlük iddiasının bulunmadığı, bu haliyle borçlunun ödeme emrinin usulsüzlüğünü en geç 103 davetiyesinin tebliğ tarihi olan 04/11/2019 tarihinde öğrendiği, bu tarihten sonra süresinde şikayet yoluna başvurmadığı gerekçesiyle süre aşımından talebin reddine karar verildiği, davacı tarafından istinaf yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır....
ŞİKAYET Şikayetçi/Borçlu, takibe konu tebliğ ile ilgili olarak, PTT veri tabanı tebligat sorgulamasında tebliğ yapılamadığından bahisle 19.01.2018 tarihinde Tebligat Kanunu’na aykırı olarak tebligatın muhtara bırakılarak takibin kesinleştirildiği, 63 KC 727 plakalı aracının üzerinde yakalama şerhi bulunduğu, aracın 09.11.2019 günü memurlar tarafından haczedildiği sırada öğrenildiği, sonrasında 12.11.2019 tarihinde icra müdürlüğünden dosya ayrıntıları öğrenilerek icra müdürlüğü dosyasına borca itiraz talebi sunulduğu, ödeme emrinin 19.01.2018 tarihinde «usulsüz olarak» borçludan ayrı oturan annesinin adresine tebliğ edilmiş olduğu ve tebligatın muhtara teslim edildiğinin öğrenildiği, dosyada ödeme emri tebliğ mazbatasının mevcut olmadığı ve UYAP sistemine de taranarak eklenmediğinin görüldüğü şikayeti ile anılan tebligatın usulsüz olduğu ve tebliği öğrenme tarihi olan 09.11.2019 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesi ve icra dosyasına yapılan itirazın süresi içerisinde yapıldığının...
İcra Müdürlüğünün 2011/3862 Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; başlangıçta alacaklının Türkiye İş Bankası A.Ş., borçluların Mehmet T1 Ali Rıza Bozkurt, Selma Topaloğlu ve Dursun Topaloğlu olduğu, takibin genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibi olduğu, borçlulardan Dursun Topaloğlu'na ödeme emrinin 03/10/2011 tarihinde tebliğ edilmesinin ardından adı geçen borçlunun 12/10/2015 tarihinde vefat ettiği, alacaklının talebi üzerine bu borçlunun mirasçılarına muhtıra tebliğ edildiği, davacıya tebliğ çıkarılan muhtıranın 24/05/2016 tarihinde TK.nun 21/2 maddesi gereği tebliğ edildiği görülmüştür. Davacı taraf kendisine gönderilen muhtıranın usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürerek tebliğ tarihinin düzeltilmesini talep etmekle birlikte takibe konu borca karşı itirazlarını da sunmaktadır. Borçlunun tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir....
Somut olayda, temyizen incelenmesi istenen karar, usulsüz tebliğ şikayetinin yasal süre aşımından reddine ilişkin olup, anılan kararın temyiz kabiliyeti bulunmamaktadır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Uyuşmazlık, usulsüz tebliğ şikayeti ile satış kararı ile satış işlemlerinin iptali istemine ilişkindir. Davacının usulsüz tebliğ şikayeti yönünden istinaf dilekçesi incelendiğinde; Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesine göre; “Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur.” Şikayetçinin bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Hukuk Genel Kurulu'nun 12/02/1969 tarih ve 1967/172- 107 sayılı kararında da benimsendiği üzere, beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca usulsüz tebligat şikayeti ve ilamsız icra takibinde yetki itirazı ile hacizlerin kaldırılması istemine ilişkindir. Bodrum 1....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu hakkında bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde, borçlu icra mahkemesine başvurusunda, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu şikayeti ile birlikte imza itirazında bulunarak takibin durdurulmasını talep etmiş, mahkemece usulsüz tebliğ şikayeti reddedilmekle birlikte imza itirazının esası incelenerek reddine karar verilmiştir....
Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayet, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren yedi günlük sürede icra mahkemesine yapılmalıdır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğinden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Borçlu icra mahkemesine başvurusunda, diğer itirazlarının yanında ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu da ileri sürdüğü halde, mahkemece bu konuda bir değerlendirme yapılmadığı, olumlu ya da olumsuz herhangi bir karar verilmediği görülmektedir. O halde mahkemece; öncelikle tebligatın usulsüz olduğuna ilişkin şikayetin incelenerek tebligatın usulsüz olduğu sonucuna varılması halinde, tebligat tarihinin TK.'...
Dairemizce yapılan değerlendirmede; öncelikle davacı tarafın usulsüz tebligat şikayeti ve hacizlerin kaldırılması talebi bakımından yapılan incelemede; davacı vekili tarafından icra dosyasındaki icra emrinin farklı bir avukata tebliğ edildiği gerekçesiyle usulsüz tebliğ edilen ödeme emrinin tebliğ tarihinin düzeltilmesi talep edilmiş ise de, usulsüz tebligat nedeniyle öğrenme tarihinin düzeltilmesine ilişkin şikayetin İİK'nun 16. maddesi gereğince 7 günlük süreye tabi olduğu, davacı vekilinin dava dilekçesinde iş bu takibi 15/12/2021 tarihinde öğrendiklerini belirttiği, yine icra dosyasına bakıldığında 21/12/2021 tarihinde davacı tarafça usulsüz tebligat şikayetine ilişkin dilekçe sunulduğu, bu durumda takipten 15/12/2021 tarihi itibariyle haberdar olunmasına rağmen, davanın 7 günlük şikayet süresi geçtikten sonra 17/01/2022 tarihinde açıldığı görüldüğünden, mahkemece usulsüz tebligata ilişkin şikayetin süreden reddine, yine davacı tarafından icra emri tebliğ edildikten sonra takibin...