Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda, borçlu şirket adına çıkarılan tebligat "Aynı adreste evrak almaya yetkili daimi çalışan Erdem Güzelgün imzasına" şerhi ile 22/07/2020 tarihinde tebliğ edilmişse de, tebliğ işlemi sırasında, tebligatı alan şahsın şirket yetkilisinden sonra gelen kimse veya evrak almaya yetkilendirilmiş, evrak müdürü gibi bir çalışan olup olmadığı tespit ve şerh edilmeden ve yine bu işlerle görevlendirilmiş başka bir çalışan olup olmadığı araştırılmadan doğrudan tebligat yapıldığı, buna göre Tebligat Kanunu'nun 12. maddesi ve Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 21. maddesinde belirtilen sıra nazara alındığında ödeme emri tebligatının usulsüz olduğu görülmektedir....

Ne var ki, tebligat, sadece muhatabını ilgilendiren bir işlem olup; satış ilanının ve kıymet takdiri raporunun tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edildiği hususu ancak kendisine tebligat yapılmadığını iddia eden ilgilisi tarafından bizzat ileri sürülebilir. Somut olayda, davacı hissedarlar kıymet takdiri tebligatının usulsüz tebliğ edildiğini iddia etmiş olmakla davacı hissedarlar vekiline kıymet takdirine ilişkin raporun 06/04/2012 tarihinde tebliğ edildiği görülmektedir. Bunun yanı sıra yine davacılar davalı hissedar ...’a yurt dışı tebligatlarının usulsüz yapıldığını iddia etmiş olup, şikayetçi hissedarların diğer ilgililere tebligat yapılmadığı ya da usulsüz tebliğ edildiği hususunu fesih sebebi olarak ileri süremeyeceği tartışmasızdır. O halde satış ilanı ve kıymet takdiri raporu tebligatlarının usulsüzlüğü nedeniyle ihalenin feshini isteme hakkı, sadece kendisine tebligat yapılmayan ilgilisine aittir....

    Tebligat mazbatasında yukarıda da belirtildiği üzere beyanı alınan kişinin sıfatının yer almadığı, site güvenlik görevlisi olarak çalışan kişinin muhatabın adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclis üyeleri, kolluk amir ve memurlarından olmadığı aşikardır. Bu nedenle borçluya gönderilen ve TK 21/1. maddesi uyarınca yapılmaya çalışılan tebliğ işlemi usulsüzdür. "Usulüne Aykırı Tebliğin Hükmü" başlığını taşıyan Tebligat Kanunu'nun 32.maddesi uyarınca; tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi kabul edilir. Bu hükme göre, usulsüz bir tebligat mutlaka geçersiz olmayıp, usulsüz tebligatı muhatabının öğrenmesi halinde, bu öğrenme tarihi itibari ile hüküm doğurur. Anılan maddeden kaynaklanan usulsüz tebligat şikayetinde bulunmak hakkı ise tebligatın muhatabına aittir....

    o adrese tebligat çıkarılacağı açıklanmıştır....

    olduğunu, buna bağlı olarak TK'nın 21/2. maddesine göre tebligat yapma şartlarının oluşmadığını, usulsüz tebligat nedeniyle tebliğ tarihinin davacının beyan ettiği ıttıla tarihi olarak kabul edilmesi gerektiğini belirterek tebliğ tarihinin 09/12/2020 tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir....

    Mahkemece; Davacının usulsüz tebligat şikayetinin reddine, şeklinde karar verildiği görülmüştür. Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, mahkeme kararının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkiline gönderilen ilk tebligatın davalı tarafından bildirilen adresine gönderildiğini, TK 9....

    ve tamamına açıkça itiraz ettiğini, müvekkilinin ikamet adresinin Osmaniye İli olup yetkili icra dairesinin Osmaniye İcra Daireleri olduğunu belirterek usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile ödeme emrinin iptaline, gecikmiş itirazlarının kabulüne ve Mersin 5.İcra Dairesinin yetkisizliğine, hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

    Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Bu durumda, aksine bir belge bulunmadığı sürece, muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Şikayetçi 28.01.2016 tarihinde tebliğ işleminden haberdar olduğunu belirttiğine göre 28.01.2016 tarihi itibariyle usulsüz tebligata muttali olduğunun kabulü ile tebligat usulsüzlüğü şikayetinin bu nedenle kabulüne ve belirttiği tarihe göre tebliğ tarihinin düzeltilmesi gerekmektedir....

      Mahkemece iade edilen dosya, gerekçeli karar tebligatı davalı ... (...)’a TK'nun 10/2. maddesi gözardı edilmek suretiyle doğrudan Tebligat Kanununun 21/2. maddesi uyarınca usulsüz yapılarak, geri çevirme gerekleri yerine getirilmeden Dairemize gönderilmiştir. Bu itibarla; mahalline iade kararının gereğinin yerine getirilmemesinin yasal sorumluluk doğurabileceği nazara alınarak, bu defa, davalı ... (...)’ın adresine 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde gerekçeli kararın tebliği sağlanarak ve yasal temyiz süresi beklenildikten sonra temyiz incelemesi yapılarak Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHALLİNE İADESİNE, 15.01.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

        DAVA Borçlu; ödeme emrine ilişkin tebligatın Tebligat Kanunu hükümlerine aykırı şekilde yapıldığını, orada bulunmadığı hususunun tespit edilmeden doğrudan çalışan olduğu iddia edilen Nur Yağmur Gürer'e tebligat yapılmasının Tebligat Kanunu hükümlerine aykırı olduğunu, tebligatı alan kişinin çalışanı da olmadığını, usulsüz tebliğe ilişkin şikayetlerinin kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin usulsüz tebligata muttali olma tarihi olan 24.06.2021 tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Alacaklı; davanın süresinde açılmadığını, borçlunun hukuki yararının bulunmadığını, ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini, davanın husumet itirazları nedeniyle usulden reddine, aksi kanaatte ise davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III....

          UYAP Entegrasyonu