Tüm bunlara göre, ödeme emri borçlu Perihan'a " muhatap adreste bulunamadığı için sürekli ... eşi beyan eden ehil ve reşit olan T1 tebliğ edildi." şerhiyle tebliğe çalışılmış ise de; posta görevlisince muhatap yerine kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muhatapla aynı konutta oturup oturmadığı hususu tespit ve tevsik edilmediğinden ve bu husus hakkında tebligat mazbatasına şerh düşülmediğinden yapılan tebligat usulsüzdür. (Yargıtay 12. Hukuk Dairesi E:2012/19303 , K: 2012/30628) Yine benzer nitelikteki Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin E: 2011/12374 , K: 2012/2853 sayılı kararında da "Tebligat yapılan ile davalıların aynı konutta oturdukları tebligat mazbatasına yazılmamış olduğundan yapılan tebligat geçerli değildir" denilmektedir....
Tebliğ memurunun, ödeme emrinin tebliğinde; muhatabın adreste bulunmama sebebini, borçlunun adresinden geçici mi, yoksa sürekli mi ayrıldığını, tevziat saatlerinden sonra adresine dönüp dönmeyeceğini, dönecekse ne zaman döneceğini tevsik etmeden "dışarıda" şeklindeki tebliğ işlemi, 7201 Sayılı Kanun'un 21/1. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 35.maddesi gereğince usulsüzdür. O halde mahkemece usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince şikayetçinin ıttıla tarihi olarak bildirdiği başvuru tarihi olan 15.04.2014 tarihinin ödeme emrinin tebliğ tarihi kabul edilerek, süresinde İcra Mahkemesi'ne başvurulmasından dolayı diğer ititrazları incelenip oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
gönderilmeksizin bu ihbarnamenin Tebligat Kanunu'nun 21/2....
İcra Dairesinin 2019/37987 esas sayılı dosyasından müvekkili hakkında ilamsız takip başlatıldığını, ödeme emrinin TK'nın 12. ve 13. maddelerine riayet edilmeden usulsüz tebliğ edildiğini, tebligatı alan çalışanın tebligat almaya yetkisi olmadığını, tebliğ zarfının usulsüz düzenlendiğini, müvekkili şirketin elektronik tebligat adresi bulunduğunu, TK'nın 7/a maddesine göre tebligatın elektronik yolla yapılmasının zorunlu olduğunu, müvekkili şirketin borcunun bulunmadığını, derdestlik itirazları olduğunu belirterek ödeme emri tebliğ tarihinin 15/10/2019 tarihi olarak kabulüne, tebliğ mazbatasında birçok eksiklik bulunduğundan ödeme emrinin usulsüzlüğünün tespitine, borca itirazın kabulüne, elektronik tebligat adresine tebligat yapılmadığından yok hükmünde sayılmasına, iptaline, tebligatın usulsüzlüğünün tespitine karar verilmesini talep etmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: Dava, genel haciz yolu ile takipte usulsüz tebligat şikayetidir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : TALEP : Yargılamanın iadesini talep eden davalı vekili, müvekkili aleyhine açılan rücu davasının kabulüne karar verildiğini, dava dilekçesinde müvekkili şirketin 10 yıldan daha eski olan adresinin bildirildiğini, dava dilekçesinin müvekkili şirkete tebliğ edilemediğini, TK 35 maddesine göre tebligat yapılmış ise de bu tebligat ve devamındaki tüm tebligatların usulsüz olduğunu, şirketlerin ticaret sicilinde tescil ve ilan edilen adreslerine tebligat yapılması gerektiği halde ticaret sicilinden güncel adresi sorulmaksızın TK 35 maddeye göre usulsüz tebligat yapılıp müvekkili şirket temsil edilmeksizin davanın sonuçlandırıldığını ve kararın kesinleştirildiğini, davanın açıldığı tarihten çok önce 12.09.2018 tarihli ticaret sicil gazetesinde şirketin değişiklik yaptığı adresin tescil ve ilan edildiğini, bu nedenle bu adres dışında yapılan tüm tebligatların usulsüz olduğunu, usulsüz tebligatlar nedeniyle müvekkili şirket davada temsil edilemediğinden HMK'nın 374.ve devamında...
İcra Müdürlüğü’nün 2021/5370 esas sayılı takip dosyasında, ödeme emri tebligatı usulsüz olduğundan, Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince ödeme emrinin tebliğ tarihinin borçlunun usulsüz tebligattan haberdar olduğunu bildirdiği “02.03.2021” tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili Bakanlık tarafından kiracı T1 Ticaret A.Ş. aleyhine İstanbul 24....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, borçluya gönderilen ödeme emri tebligatının incelenmesinde; ödeme emrinin tebliğinde, muhatabın tevziat saatlerinde adreste bulunmadığından muhattabın çarşıda olduğu komşusu Ahmet Tutuş'un sözlü beyanından tespit edilmişse de tebligat tarihinde tebligat yapılan adres çevresinde Ahmet Tutuş isminde bir komşunun bulunmadığı kolluk araştırması ile anlaşıldığı dolayısıyla yapılan tebliğ işleminin 7201 sayılı Kanun'un 21/1., 23/7 ve Tebligat Yönetmeliği'nin 30 ile 35.maddeleri gereğince usulsüz olduğu gerekçesiyle usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile Mersin 4.İcra Dairesinin 2021/96 esas sayılı dosyasından, Teb.K'nun 32. maddesi gereğince şikayetçiye, ıttıla tarihi olarak bildirdiği 01.02.2021 tarihinin ödeme emrinin tebliğ tarihi olarak kabulüne karar verilmiştir....
Tebligat Kanunu’nun 21. maddesi gereğince Mahalle-Köy azası ... tebliğ edilip adresin kapısına 2 nolu örnek yapıştırılarak imzadan imtina eden komşusu ve köy azası ... haber verildi.” şerhi ile Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre yapılmak istendiği, ancak; muhatabın tevziat saatlerinden sonra adresine dönüp dönmeyeceği, dönecekse ne zaman döneceğini tevsik etmediği, dolayısıyla yapılan tebligatın usulsüz olduğu anlaşılmaktadır. İİK'nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir. Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi Dairemizin süreklilik arzeden içtihatlarına göre başlı başına ihalenin feshi sebebidir. O halde mahkemece, borçluya yapılan satış ilanı tebliğ işlemi usulsüz olduğundan, şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin usulsüz tebligat şikayeti yapılmadığından bahisle dava açma süresi geçtiğinden davanın süre aşımından reddine karar vermesinin hukuka aykırı olduğunu, yoklukla malul bir işlemin hükümsüz kılınması için herhangi bir beyanda bulunulmasına veya bir dava açılmasına gerek olmadığını, çünkü zaten ortada var olmayan bir hukuki işlem söz konusu olduğunu, yok hükmünde olan bir tebligat ile ilgili usulsüz tebligat şikayeti yapılmasında da hukuki yarar bulunmadığı gibi usul ekonomisine de aykırı olduğunu, tebligatın yokluğu hususunun taraflarca ileri sürülmese dahi mahkemece re'sen gözetilmesi gerektiğini, somut olayda; Yerel Mahkemece usulsüz tebligat şikayeti yapılmadığı ve netice-i talepte usulsüz tebligat şikayeti bulunmadığından davanın süre aşımından reddi kararı hukuka aykırı olduğunu, yukarıda açıklamış oldukları üzere ortada usulsüz bir tebligat değil yok hükmünde olan bir tebligat mevcut olduğunu, yok hükümünde olan bir...