nun 21/1 ve Tebligat Yönetmeliğinin 30. maddesine göre tebligatın usulsüz olduğu gerekçesi ile mahkeme kararı bozulmuştur. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebligatın usulsüz olması halinde, muhatabı tebliğinden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Borçlunun şikayeti, icra emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik şikayet niteliğinde olup, İİK'nun 16/1. maddesi gereğince bu işlemin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Hukuk Genel Kurulu'nun 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 Esas-1991/344 Karar sayılı ilamında da vurgulandığı üzere, seçilen takip şekline göre, borçlunun, icra dairesine itiraz etmesinden ayrı olarak yedi günlük şikayet süresi içinde tebliğ tarihinin düzeltilmesi için icra mahkemesine başvurması zorunludur....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; "Ödeme emrinin borçluya tebliğine ilişkin tebliğ mazbatası incelendiğinde, tebliğ mazbatasında tebliğ imkansızlığı nedeniyle mahalle muhtarına bırakıldığının bildirildiği, fakat yeterli araştırma yapılmadan yapılan tebliğ işleminin bu hali ile usul ve yasaya uygun olmadığı usulsüz tebligat şikayetinin kabulünün gerektiği anlaşıldığından, davacının usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi ile Yönetmeliğin 53. maddesi uyarınca şikayetçinin ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 23/07/2019 tarihi olarak düzeltilmesine, diğer şikayetleri yönünden İstanbul 14. İcra Müdürlüğünün 2005/7734 Esas sayılı takip dosyasının imha edildiği taleplerinin incelenmesinin mümkün olmadığı, ayrıca takibe yönelik diğer itirazlarının ilamsız takipte itirazın İİK ' nun 62....
haberdar olunduğunun kabulü gerektiği, davacının bu yöndeki itirazlarının süresinde olmadığı anlaşılmış, şikayetlerin reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, Davacının usulsüz tebligat şikayeti ve gecikmiş itiraz talebinin derdestlik sebebiyle, dava şartı yokluğundan reddine, Davacının ödeme emrine dayanak belgelerin eklenmediği ve icra müdürünün mührü ile imzasını içermediği yönündeki şikayetinin süre yönünden reddine karar verilmiştir....
Taraflarca alınan bilirkişi raporuna itiraz edilmediği, bilirkişi raporu gereğince takibe konu senetteki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmaması nedeniyle mahkemece imzaya itirazın kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamakta ise de, davacının imzaya itirazının kabulü durumunda taraflar arasında yüzyüzelik ilişkisinin bulunduğu da gözönüne alındığında davalının dava açılmasında en azından ağır kusurlu olduğunun kabulü ile davacı lehine tazminata hükmedilmesi ve resen para cezasına hükmedilmemesi isabetsizdir. Gerekçede tebligatın usulsüz olduğu tespit erilmesine rağmen bu talep yönünden hüküm kurulmaması istinaf sebebi yapılmadığından HMK 355 gereği bozma sebebi yapılmamıştır....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 01/03/2022 NUMARASI : 2022/37 ESAS 2022/177 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararı aleyhine süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, HMK’nın 353. maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün 2021/41209 esas sayılı dosyasından yapılan usulsüz tebligat nedeniyle müvekkilinin ödeme emrinden haberdar olduğu 27/10/2021 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesine, yetki itirazlarının kabulü ile dosyanın yetkili icra dairesi olan Develi İcra Dairesine gönderilmesine, borca itiraz ettiklerini, senette tahribata itiraz ettiklerini, itiraz ettikleri kambiyo senedinden doğan ana para, faiz, vekalet ücreti, masraf, harç ve diğer alacak türlerine itiraz ederek söz konusu itirazlarının kabulü ile müvekkili aleyhine haksız...
İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili tarafından, ödeme emri tebliğinin usulsüz olması nedeniyle şikayetin kabulüne karar verilmesi ve müvekkili aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesi gerektiği belirtilerek istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili tarafından, cevap dilekçesindeki nedenler tekrarlanarak istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, kambiyo senetlerine özgü takipte borçlu tarafından açılan ödeme emri tebligatı usulsüzlüğü şikayeti ile yetkiye, imzaya ve borca itiraz davasına ilişkindir....
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacının usulsüz tebliğ işlemine yönelik şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, müvekkilinin e-devlet sistemine girdiği 25/10/2019 tarihinde hakkındaki icra takibinden haberdar olduğunu, davacının icra müdürlüğüne itiraz dilekçesi verdiği günde ödeme emrinin tebliğine ilişkin tebligat parçası icra dosyasına dönmediğinden usulsüz tebligattan haberdar olmadığını bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, şikayetin kabulüne karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca usulsüz tebligat şikayetine ilişkindir. Davacının, tebliğ işlemlerinin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ile imzaya itirazdır. Mahkemece usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne dair verilen karar istinaf konusu edilmediğinden imza itirazına ilişkin olarak istinaf incelemesi yapılmıştır. Sakarya 1. İcra Müdürlüğü'nün 2019/11377 esas sayılı dosyanın incelenmesinde; Davalı alacaklı vekili tarafından davacı borçlu ve dava dışı borçlu aleyhine eklentileriyle birlikte 63.451,65 TL alacağın tahsili için (çeke dayalı olarak) kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı, mahkemece düzeltilen tebliğ tarihine göre imza itirazının süresinde olduğu anlaşılmıştır....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 29/12/2020 NUMARASI : 2020/527 ESAS 2020/600 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet - İmzaya İtiraz KARAR : Yukarıdaki mahal esas ve karar numarası ayrıntılı olarak belirtilen İlk Derece Mahkeme kararının süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya mündericatına tüm bilgi ve belger okunup tetkik edildikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonunda duruşma açılmasına gerek görülmeksizin gereği görüşülüp düşünüldü. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı asil 19/11/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; Bursa 19. İcra Müdürlüğünün 2018/1670 Esas sayılı dosyasıyla aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibine girişildiğini, takibe konu senetlerin üzerindeki imzanın kendisine ait olmadığını, kendisine borç ile ilgili olarak hiç bir tebligat gönderilmediğini, durumu iş yerine gelen haciz yazısı ile öğrendiğini, itirazının kabulü ile takibin durdurulmasına ve iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
Somut olayda, İİK'nun 170/3. maddesi göndermesi ile uygulanması gereken aynı kanunun 68/a-5. maddesinde yazılı meşruhatı içeren ihtarlı davetiyenin borçlu şirket yetkilisine, muhatabın işe gittiğinin komşusu 53 nolu evin beyanıyla anlaşılması üzerine evrakın mahalle muhtarına teslim edildiği, 2 nolu haber kağıdının kapısına yapıştırılıp 53 nolu eve haber verildiği şerhi ile tebliğ edildiği görülmekte olup, borçlunun temyiz dilekçesinde davetiye tebliğinin usulsüz olduğunu ileri sürdüğü görülmektedir. Bu durumda, davetiyenin Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre tebliğ edilmek istendiği, ancak bu tebligatta, tebliğ memuru tarafından, beyanına başvurulan ve imzadan imtina eden komşunun ad ve soyadının belirtilmediği, haber bırakılan komşunun kim olduğunun tevsik edilmediği görüldüğünden, tebliğ işlemi, Tebligat Kanunu'nun 21/1. ve 23/7. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliği'nin 30. ve 35. maddeleri hükümlerine uygun yapılmamış olup usulsüzdür....