WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, kambiyo senetlerinde imzaya ve borca itiraz istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Davalının kambiyo senetlerine mahsus takip başlattığı, davalının borca ve imzaya itiraz ettiği, mahkemece imzaya itirazın kabulüne karar verildiği, davalının karara karşı istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmıştır. (I)Usulsüz tebligat iddiasının ileri sürülmedikçe dinlenemeyecek olmasına (Yargıtay 12.HD 2016/30317 E, 2018/3243 K) ve davacının usulsüz tebligat iddiasında bulunmamasına göre mahkemece 01/07/2018 tarihli tebligatın usulsüz olduğunu tespit etmesi doğru görülmemiştir....

Davacı hakkında yürütülen takip sırasında kıymet takdir raporunun 05/02/2019 tarihinde tebliğ edildiği, dava dilekçesinde davacı vekili tarafından kıymet taktir raporunun tebligatı hususunda herhangi bir usulsüz tebliğ iddiasının bulunmadığı, İİK 16. maddesi gereğince usulsüz tebligat şikayetinin en geç 05/02/2019 tarihinden itibaren 7 günlük yasal sürede mahkememizde ileri sürülmediği, davanın ise 09/09/2019 tarihinde açıldığı anlaşıldığından usulsüz tebligat şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. " şeklindeki gerekçelerle davacının usulsüz tebligat şikayetinin süre yönünden reddine karar verilmiştir....

Taraflar arasındaki usulsüz tebligat şikayeti, meskeniyet şikayeti ve kıymet takdirine itiraz ile genel haciz yoluyla ilamsız takipte borca itirazdan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine, davalı vekilinin tazminat ve para cezası talebinin reddine karar verilmiştir. Kararın şikayetçi borçlu vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle şikayetçi-borçluya gönderilen ödeme emri tebliğ tarihinin 29.03.2017 olarak düzeltilmesine, ...., İli ....., İlçesi .....,Köyü ..... Mevkii ...., Ada 9 Parsel B Blok 1. Kat, 4 Nolu Bağımsız bölüm nolu taşınmaza uygulanan haczin kaldırılmasına, kıymet taktirine itiraz konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, alacaklının tazminat talebinin reddine karar verilmiştir....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, çeke dayalı kambiyo takibinde usulsuz tebliğ şikayetinin yanında imzaya ve borca itiraza ilişkindir. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. maddesine göre, hükmi şahıslara tebligat selahiyetli mümessillerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır. Aynı Kanunun 13. maddesine göre de, tebliğ yapılacak bu kişiler, herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde, tebliğ orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır....

    Delillerin Değerlendirilmesi Ve Gerekçe; Davacı keşideci Durmuş Göç ve avalist Mustafa Göç hakkında 10.08.2020 keşide 10.10.2020 vade tarihli 150.000,00 TL bedelli bonoya dayanılarak lehtar hamil davalı alacaklı tarafından kambiyo senetlerine özgü icra takibine başlanıldığı, Mahkemenin 2021/139 Esas sayılı dosyasında davacılar tarafından takibe konu senedin teminat senedi olduğu iddiası ile borca, 2021/141 Esas sayılı dosyasında usulsüz tebliğ şikayeti ile imzaya itiraz edildiği, Mahkemece 2021/141 Esas sayılı dosyanın 2021/139 Esas sayılı dosya ile birleştirilmesine karar verilerek yapılan yargılama sonunda birleşen davada davacı Mustafa Göç yönünden usulsüz tebliğ şikayetinin reddine, imzaya itiraz davasının süre aşımından reddine, Durmuş Göç'ün imzaya itiraz davasının esastan reddine; asıl davada Mustafa Göç yönünden davanın süre aşımından reddine, Durmuş Göç yönünden borca itirazının esastan reddine karar verildiği, Davacılar tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır...

    Borçluya ödeme emrinin 16/11/2007 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ilk olarak icra mahkemesine müracaatı ile usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte ödeme emrinin iptali ve zamanaşımı iddiası ile icranın geri bırakılmasını talep ettiği, ... İcra Hukuk Mah.nce yapılan yargılama sonucunda borçlunun diğer talepleri hakkında inceleme ve değerlendirme yapılmadan sadece zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verildiği, bu kararın sadece alacaklı tarafından temyiz edildiği, değerlendirilmeyen şikayet konularına ilişkin borçlunun bir temyizinin olmadığı, alacaklının temyizi doğrultusunda zamanaşımı itirazının süresinde olup olmadığının değerlendirilmesi açısından öncelikle usulsüz tebligat şikayeti hakkında karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozma kararı verildiği, .......

      Mahkemece usulsüz tebligat şikayeti kabul edilerek davanın esası hakkında inceleme yapılmış olup, usulsüz tebligat şikayetinin kabulü yönündeki karara karşı davalı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulmuş ise de; mahkemece HMK 344.maddesi gereğince 04/05/2000 tarihli ek karar ile davalının istinaf isteminin yapılmamış sayılmasına karar verilmiş ve bu ek karar davalı tarafça süresi içerisinde istinaf edilmemiş olmakla mahkeme kararının usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne dair kısmı kesinleşmiştir. Davacı taraf takip dayanağı senedin kambiyo vasfına, alacaklının kambiyo hukuku bakımından takip hakkına ve borca tümüyle itiraz etmiştir. İkrar, taraflardan birisinin, kendi aleyhine olarak ileri sürülen bir olayın doğru olduğunu mahkemeye beyan etmesi olarak tanımlanmakta olup, ikrar yazılı olabileceği gibi sözlü dahi olabilmektedir....

      Bu sebeple asıl borçlu murisin, kendisine yapılan ve usulsüz olduğu iddia edilen ödeme emri tebliği ile ilgili yasal ESAS NO : 2022/2205 süresi içerisinde şikayette bulunmadığı kabul edilemeyeceğine göre, mirasçıların da öğrenme tarihinden itibaren tebligat usulsüzlüğü şikayetinde bulunma hakkı vardır. O halde mahkemece, usulsüz tebligat şikayetinin kabulü halinde takip kesinleşmemiş olacağından, mirasçıların, asıl borçlu murisine yapılan ödeme emri tebligatının usulsüzlüğüne ilişkin şikayetinin esasının incelenerek, usulsüz tebligat şikayetinin kabulü halinde takibe muttali oldukları tarihin tespiti ile tespit edilen tarihe göre ileri sürdükleri sair itirazların 5 günlük yasal sürede olduğunun kabulü durumunda işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

        Borçlunun ödeme emri tebliğinden haberdar olduğu 17/07/2018 tarihinden itibaren 7 günlük süreden çok sonra 15/10/2018 tarihinde icra mahkemesine yaptığı usulsüz tebligat şikayetinin, İİK'nun 16/1. maddesi kapsamında 7 günlük hak düşürücü sürede yapılmaması nedeniyle reddi, imzaya ve borca itirazların da yasal 5 günlük süreden sonra yapılması nedeniyle süreden reddine karar verilmesi gerekir. Mahkemece de bu şekilde karar verildiğinden istinaf başvurusunun HMK'nun 353- (1) b) 1) maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Dosya kapsamına, toplanan delillere, Ankara 14....

        Davacı vekili istinaf dilekçesinde müvekkiline ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürmüş ise de usulsüz tebligat şikayetinin öğrenme tarihinden itibaren 7 gün içerisinde ileri sürülmesi gerektiği, dava dilekçesinde ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin iddianın yer almadığı, dava dilekçesinde yer almayan nedene dayalı olarak istinaf talebinde bulunulmasının mümkün olmadığı gibi incelenen ödeme emri tebligatının da muhataba bizzat tebliğ edildiğinin anlaşıldığı ve istinaf dilekçesinde de tebligattaki imzaya yönelikte itirazda bulunulmamış olduğundan, davanın süreden reddine ilişkin ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olmakla yerinde bulunmayan istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

        UYAP Entegrasyonu