Hukuk Dairesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacılar/borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Şikayetçi borçluların, murisleri hakkında başlatılan takibe alacaklının talebi üzerine mirasçıların dahil edildiğini, ancak murise yapılan ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu, takip dayanağı senetteki imzanın murise ait olmadığı ile sair itiraz ve şikayet nedenlerini ileri sürerek takibin iptalini istedikleri, İlk Derece Mahkemesince murise yapılan ödeme emri tebligatının usulüne uygun olduğu ve takibin muris hakkında itirazsız kesinleşmiş olması nedeniyle usulsüz tebligat şikayetinin esastan, imzaya ve borca itirazın ise süreden reddine hükmedildiği, şikayetçi borçluların istinafı üzerine Bölge Adliye...
Maddesi gereğince gecikmiş itirazın şartlarının tebligatın usulüne uygun olduğunun kabulü, geçerli bir mani nedeniyle itirazın süresinde yapılamaması ve maninin kalktığı günden itibaren üç gün içerisinde gecikmiş itirazın ve süresinde yapılsaydı, itiraz sebeplerinin ve gecikmiş itiraza maniye ait delillerin sunulmasının gerektiği ancak dava dilekçesinde takipten 30/06/2017 tarihinde ıttıla ettiklerinin bildirilip davanın 05/07/2017 tarihinde üç günlük süreden sonra açıldığı ve mani bildirilmediği, bu hali ile gecikmiş itirazın şartlarının oluşmadığı gibi süresinde yapılmadığı, dilekçe ve davanın tebligat usulsüzlüğünün ayrıca ve açıkça dile getirilmediği nedenle usulsüz tebligat şikayeti olarak da değerlendirilemeyeceği, bu nedenle kararın doğru olduğu ancak gecikmiş itirazla diğer dava sebeplerini ayırıp ayrı ayrı hükmedilmediği nedenle HMK.nun 353/1- b-2 maddesi gereğince istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davacının gecikmiş itirazının süre...
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2017/249 Esas sayılı dosyası ile 03/04/2017 tarihinde icra takibine ve borca itiraz ettikleri ve ilgili mahkemeden verilmiş olan kararı istinaf etmeleri sonrasında da, istinaf taleplerinin 09/07/2020 tarihinde reddedildiği, usulsüz tebliğ şikayeti ile yeniden geriye dönük yapılan işlemlere yönelik itiraz ve şikayetlerinin öncelikle takipten haberdar oldukları icra mahkemesinde açmış oldukları 03/04/2017 tarihi baz alındığı göz önünde bulundurulduğunda, şikayet ve itirazlarının süresinde olmadığı, zaman aşımına yönelik itirazları incelendiğinde, icra takip dosyasında takibe konu alacak belgelerinin zaman aşımına uğramadığı, takibin zaman aşımına uğramayarak yasal süreler içerisinde takibe devam olunduğu, bu nedenle şikayetçinin tüm itiraz ve şikayetlerinin reddine " dair karar verildiği görülmüştür. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; İstanbul 26....
İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: "...Usulsüz tebliğ şikayeti ile ilgili olarak;Hükmi şahıslara ne şekilde tebligat yapılacağı 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13. maddelerinde belirlenmiştir. Borçlu şirketin tebligat adresinin, ticaret sicilinde kayıtlı adresi olması ve tevziat saatlerinde kapalı bulunması veya tebligatın alınmasından imtina edilmesi halinde, bu adrese 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1 ya da 35/4. maddelerine göre tebligatın yapılması gerekir....
İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki usulsüz tebligat şikayeti ve borca itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile tebliğ tarihinin düzeltilmesine ve borca itirazın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
Yakın komşusu Sinan Batur haber verildi." şerhi ile tebliğ edilmiş, 07.06.2021 tarihinde açılan dava ile gecikmiş itiraz nedeni ile takibin durdurulmasına karar verilmesi ve hacizlerin kaldırılması; 09.06.2021 tarihinde açılan dava ile usulsüz tebligat ve aşkın hacizlerin kaldırılması istenmiş, mahkemece asıl dava yönünden şikayetin kabulü ile tebligat tarihinin düzeltilmesine, takip kesinleşmeden konulan hacizlerin kaldırılmasına, birleşen dava yönünden derdestlik ve itirazların icra dairesine yapılması gerekirken mahkemeye itirazın yerinde olmadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiştir. İİK'nun 65. maddesinde; "Borçlunun kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir....
O halde, mahkemece borçlunun kefilliğinin iptali talebine ilişkin şikayeti ile ödeme emrine, takibe borca, fer'ilerine ve faize gecikmiş itirazları incelenip değerlendirilerek anılan konularda karar verilmesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek sadece usulsüz tebligat şikayeti ile ilgili hüküm kurulması isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nin 366. ve HUMK’nin 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/11/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Delillerin Değerlendirilmesi Ve Gerekçe; Alacaklı tarafından borçlu hakkında kambiyo senetlerine özgü icra takibine başlanılmış, ödeme emri davacıya 17.05.2019 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı tarafça süresinde borca itiraz edilmiştir. Takibe dayanak senedin 30.06.2019 keşide, 30.06.2019 vade tarihli, keşidecisi davacı borçlu, lehtarı davalı alacaklı bono vasfında kambiyo senedi olduğu görülmüştür. Davacının senetteki imzaya itirazı bulunmamaktadır. Senedin sonradan doldurulduğu ve tehditle alındığı yönündeki iddiası borca itiraz niteliğindedir. Takip dayanağı bononun düzenlenme tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK'nun 778. maddesi göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun'un 680. maddesi uyarınca açık bono düzenlenmesi mümkündür....
Tüm dosya kapsamına göre; davacıya ödeme emrinin 27/04/2010 tarihinde bizzat tebliğ edildiği, davacının dava dilekçesi ile tebligattaki imzaya itiraz etmediği, daha sonra imzanın kendisine ait olmadığının dava dilekçesi ile ileri sürülmemesi nedeniyle incelenmesinin mümkün olmadığı, süresinde imzaya itiraz edilmemesi nedeniyle yapılan tebligatın usul ve yasaya uygun olduğu, her ne kadar mahkemece davacının borca itirazlarının süre aşımından reddine karar verilmiş ise de, İİK 62 maddesi gereğince ilamsız takiplerde borca itirazların icra dairesine sunulması gerekip, mahkemeye yapılan itirazın hukuki sonuç doğurmayacağı, bu sebeple mahkemenin ret gerekçesinin sonuç olarak doğru olduğu, davacının haczedilmezlik şikayetine yönelik istinaf isteminin ise, Kemer İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabına göre, davacının ÇKS ve Türkvet kaydının bulunmadığı, sosyal ekonomik araştırmada davacının çalışmadığının, bir başkasının yardımı ile geçindiğinin belirtilmesi karşısında mahkemece...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, ilamsız icra takibinde usulsüz tebligat şikayeti ve sair şikayetlere ilişkindir. HMK'nun 297/2 maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi usulen zorunludur. Somut olayda, davacı borçlu tarafça, usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte sair şikayet ve itirazlarda bulunulduğu halde, mahkemece maaş kesintilerinin iadesine ve takibin durdurulmasına şeklinde karar verilmiş, usulsüz tebligat şikayeti hakkında herhangi bir hukuki değerlendirmede bulunulmamış ve hüküm kurulmamıştır. Yukarıda belirtilen usuli eksiklik kamu düzenine ilişkin esaslı hata niteliğinde olup, HMK 'nun 355....