Somut olayda, ödeme emrinin borçluya 31.07.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise İİK'nun 168. maddesinde öngörülen yasal beş günlük süreden sonra 14.08.2015 tarihinde icra mahkemesine başvurarak ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürüp, imzaya itiraz ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece; öncelikle, borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik şikayeti hakkında HMK'nun 297. maddesine göre bir karar verilmesi, tebligatın usulsüzlüğünün tespiti ve itirazın süresinde olduğunun anlaşılması halinde, işin esasının incelenmesi, aksi halde istemin süreden reddi gerekirken, tebligatın usulsüzlüğüne yönelik şikayet hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeden ve dolayısıyla İİK'nun 168. maddesi uyarınca itirazın süresinde olup olmadığı saptanmadan imzaya itirazın esasının incelenmesi isabetsizdir....
Davacının yetki itirazı bakımından;Usulsüz tebligat şikayetinin kabul edilmesi nedeniyle yetkiye itirazın süresinde yapıldığı anlaşılmış ise de davacı borçlunun itirazı tarihi itibariyle yetki itirazında bulunmayan diğer borçlulara ödeme emrinin 06.06.2018 tarihinde tebliğ edilmesi nedeniyle icra takibinin yapıldığı Ankara İcra Dairelerinin yetkisinin kesinleştiği anlaşıldığından davacı borçlunun yetki itirazının reddine karar vermek gerekmiştir. Davacının imzaya itirazı bakımından; Usulsüz tebligat şikayetinin kabul edilmesi nedeniyle imzaya itirazın süresinde yapıldığı anlaşıldığından mahkememizce tarafların bildirdikleri kurumlardan borçlunun mukayese imza asılları getirtilmiş, talimat mahkemesince şirket yetkilisinin imza örnekleri alınmış, yargılama aşamasında takip konusu çekin aslı dosyamıza getirtilmiştir....
Takibin şekline göre borca rehin hakkına karşı tüm itiraz ve şikayetlerin ödene emri tebliği tarihinden itibaren 7 gün içerisinde icra dairesine bildirilmesi gerekir. Bu durumda hukuki tavsif hakime ait olmakla başvurunun tebligatın usulsüzlüğü şikayeti olarak değerlendirilip diğer itiraz nedenlerinin itirazın kaldırılması veya itirazın iptali istemleri ile ilgili yargılama sırasında tartışılacağı gözönünde bulundurularak usulsüz tebliğ nedeniyle Tebligat Kanununun 32. maddesi gereği tebliğ tarihinin düzeltilmesi ile yetinilmesi gerekirken takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.nun 366. ve 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4....
tebligat yapıldığının öğrenildiğini, 21/2 'ye göre yapılan tebligatın mavi zarf ile yapılması gerektiğini, öğrenme tarihi olan 27.12.2021 tarihinin ıttıla tarihi olarak kabul edilmesi gerektiğini, ödeme emrinin takip talebine uygun olarak düzenlenmediğini, ödeme emrinde faiz oranının hatalı olduğunu, faiz oranının %13,75 değil %10 olduğunu, ödeme emrinde kanuna aykırı ibareler bulunduğunu, takip konusu borca ve tüm ferilerine, takip konusu bono üzerinde bulunan imzaya itiraz ettiklerini belirterek davanın kabulü ile takibin iptaline karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir....
Somut olayda, dava dilekçesinde usulsüz tebligat şikayetine ilişkin bir iddia bulunmamasına rağmen davanın usulsüz tebligat şikayeti ve meskeniyet iddiası olarak eksik ve yanlış nitelendirilerek gerekçe oluşturulduğu ve hükmün buna göre tesis edildiği görülmektedir. Bunun yanında, mahkemece meskeniyet iddiasına ilişkin olarak, davanın 13/09/2019 tarihinde açılması karşısında haczin 14/09/2019 tarihinde öğrenilmesinden sonra 7 günlük süre içinde şikayette bulunulmadığı yönündeki gerekçesinde de isabet bulunmamaktadır. Yine, hükümde süresinde olmayan davanın reddine denilmesine rağmen, gerekçede ödeme iddiası yönünden esasa ilişkin değerlendirme yapılması da doğru olmamıştır. Mahkemece yapılması gereken, davacının talepleri gözönünde bulundurularak dava ve şikayetlerin konusunun açıkça belirlenmesi, her bir iddia yönünden ayrı ayrı değerlendirme yapılarak somut ve açık gerekçelendirmek suretiyle hüküm kurulmasıdır....
-K. sayılı ilamı ile 6100 sayılı HMK'nun 297/2. maddesi gözetilmek suretiyle borçlunun dilekçesinde ileri sürdüğü icra emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ile borca ve faize itirazları incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere bozulduğu, bozma üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; borçluya kıymet takdir raporunun 10.10.2018 tarihinde tebliğ edildiği, buna göre de icra mahkemesine 06.05.2019 tarihinde yaptığı başvurunun süresinde olmadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Somut olayda, borçlunun, hesap kat ihtarının usulüne uygun tebliğ edilmediği şikayeti ile birlikte icra emrinin usulüne uygun tebliğ edilmediğini de ileri sürerek borca ve faize itiraz ettiği, diğer taraftan aynı tarihte ... 7. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2019/403 E. sayılı dosyasında, ihalenin feshine yönelik şikayetinde, aynı takip dosyasındaki kıymet takdir raporu ve satış ilanı tebliğ işlemlerinin de usulsüz olduğunu ileri sürdüğü anlaşılmaktadır....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/333 KARAR NO : 2021/2358 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 09/12/2020 NUMARASI : 2020/104 ESAS, 2020/512 KARAR DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİGAT ŞİKAYETİ-BORCA İTİRAZ KARAR : İzmir 5. İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/104 Esas, 2020/512 Karar sayılı dosyasında verilen usulsüz tebliğe ilişkin şikayetin reddi kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmakla, Dairemize gönderilen ve heyetçe incelenen dosyada; İSTEM : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, İzmir 17....
, bu belgelerin UYAP sisteminde 16/01/2020 tarihine kadar görünmediğini, bu durumda İİK'nın 65. maddesine göre maninin kalktığı tarihin 13/01/2020 olduğunu bildirerek usulsüz tebligat nedeniyle ödeme emrinin tebliğ tarihinin 13/01/2020 olarak düzeltilmesine, aksi kanaat halinde gecikmiş itirazlarının kabulü ile borca ve yetkiye itiraz nedeniyle takibin durdurulmasına karar verilmesini istemiştir....
Davacı, ödeme emrine yönelik usulsüz tebliğ iddiasında bulunmuş ise de; dava dilekçesinde de beyan ve kabul ettiği gibi takipten 22/11/2021 tarihinde haberdar olduğu ve aynı tarihte icra dosyasına yetkiye ve borca itiraz dilekçesi sunduğu, ancak öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük şikayet süresi geçtikten sonra 21/12/2021 tarihinde usulsüz tebliğ şikayetinde bulunduğu anlaşıldığından, Mahkemece şikayetin süre yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, şikayetin esası incelenerek reddine karar verilmesi isabetsiz ise de, mahkemenin red kararı sonucu itibariyle isabetli olduğundan davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİĞ ŞİKAYETİ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı yanca Müvekkiline karşı başlatılan takipte ödeme emrinin Tebligat Kanununun 21. maddesi hükümlerine aykırı tebliğ edildiği, tebligatın usulsüz olduğunu, Müvekkilinin icra takibinden 06/08/2019 tarihinde haberdar olduğu, , öte yandan borca ve yetkiye itiraz ettiklerini bildirerek, tebliğ tarihinin 06/08/2019 olarak düzeltilmesini; borca ve yetkiye itirazları doğrultusunda takibin durdurulmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı cevap dilekçesinde; Tebligat Kanununun 21. maddesi gereği tebliğ edilmiş olup, usulüne uygun yapıldığı, davanın T1 tarafından açıldığı, diğer borçlu yönünden açılmış bir dava söz konusu olmadığı bu nedenle davacının, diğer borçlu yönünden her hangi istemde bulunamayacağı, ileri sürerek davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece 04/10/2019 gün 2019/876 E. 2019/891 K....