Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğü'nün 2019/1960 Esas sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde, davalı alacaklı vekili tarafından davacı borçlu aleyhine 15/11/2018, 25/12/2018 ve 07/12/2018 keşide tarihli çeklere dayanılarak toplam 212.945,22 TL alacağın tahsili talebi ile 25/01/2019 tarihinde kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı, 10 örnek ödeme emrinin davacı borçluya 28/01/2019 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür. İİK 'nun 168/4 maddesi uyarınca yetkiye, imzaya ve borca itiraz ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 5 günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapılır. Somut olayda, ödeme emri tebligatının davacı borçluya 28/01/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davacı borçlunun İzmir 5....

DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 170. maddesine dayalı imzaya itiraz, İİK'nın 169. maddesine dayalı borca itiraz, İİK'nın 170/a maddesi uyarınca borçlunun kambiyo hukuku bakımından şikayetine ilişkindir. Borçlunun kambiyo hukuku bakımından şikayetinin İİK'nın 170/a maddesi göndermesiyle aynı Kanunun 168/3. maddesi gereğince, borca itirazın İİK'nın 168/5 maddesi uyarınca ve imzaya itirazın İİK'nın 168/4. maddesine göre ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren 5 günlük süre içinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu süre, hak düşürücü nitelikte olup, mahkemece re'sen gözetilmelidir....

Dava dilekçesi kapsamına göre uyuşmazlık usulsüz tebligat şikayeti ve imzaya itiraz olarak değerlendirilmiş olup, öncelikle taraf teşkili yönünden yapılan incelemede, her ne kadar davalı vekilince taraflarına husumet yöneltilmeyeceği iddia edilmiş ise de takip alacaklısı davalı olduğundan husumetin kendisine yöneltilmesinde bir usulsüzlük bulunmadığı anlaşılmış olup, usulsüz tebligat şikayeti yönünden yapılan değerlendirmede; Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesinde; “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde, tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça...

Anılan süre, hak düşürücü nitelikte olup mahkeme tarafından re'sen göz önüne alınmalıdır. 7201 sayılı Tebligat Kanun'un 32. maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir ( Yargıtay 12. HD'nin 10.11.2022 tarihli, 2022/5391 E, 2022/11867 K. Sayılı içtihadı). Her ne kadar davacı borçlu vekili ödeme emrinin usulsüz tebliğine ilişkin 05.10.2021 tarihli ek beyan dilekçesi sunmuş ve bu hususu istinaf başvurusunda ileri sürmüşse de, en geç dava tarihi itibariyle usulsüz tebligat işleminden haberdar olup ek beyan ile ileri sürdüğü usulsüz tebligat şikayeti süresinde değildir....

İcra mahkemesi hakimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir”, aynı Kanunun “İmzaya itiraz” başlıklı 170. maddesinde de “Borçlu, 168 inci maddenin ... numaralı bendine göre kambiyo senedindeki imzanın kendisine ait olmadığı yolundaki itirazını bir dilekçe ile icra mahkemesine bildirir.......İcra mahkemesi duruşmadan önce yapacağı incelemede.....” hükümlerine yer verilmiştir. Somut olayda, borçlu icra mahkemesine başvurusunda, usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte borca ve imzaya da itirazda bulunmuş olup, yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri doğrultusunda itirazın duruşmalı olarak incelenmesi zorunludur....

    İcra mahkemesi hakimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir”, aynı Kanunun “İmzaya itiraz” başlıklı 170. maddesinde de “Borçlu, 168 inci maddenin 4 numaralı bendine göre kambiyo senedindeki imzanın kendisine ait olmadığı yolundaki itirazını bir dilekçe ile icra mahkemesine bildirir.......İcra mahkemesi duruşmadan önce yapacağı incelemede.....” hükümlerine yer verilmiştir. Somut olayda, borçlu icra mahkemesine başvurusunda, usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte borca ve imzaya da itirazda bulunmuş olup, yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri doğrultusunda itirazın duruşmalı olarak incelenmesi zorunludur....

      İcra Müdürlüğü'nün usulsüz tebligatı inceleme yetkisi olmadığından dolayı itiraz ve şikayeti kabil olmak üzere 30.10.2020 tarihinde taleplerinin reddine karar verdiğini, söz konusu icra dosyasına taraflarınca 28.10.2020 tarihinde vekalet sunulmuş olup yine aynı tarihte vekalet harcı yatırıldığını, 18.11.2020 tarih ve saat diliminden sonra icra dosyası içeriğinden bilgi sahibi oluklarını, usulsüz tebligat ve usulsüz tebligata bağlı diğer itirazlarının icra müdürlüğünce itiraz ve şikayeti kabil olmak üzere reddedildiğinin 18.11.2020 tarihinde öğrenildiğini, 7 günlük şikayet süresinin bu tarihten başlatılması gerektiğini, müvekkiline ödeme emrinin Tebligat Kanunun 21. maddesine göre usulsüz olarak tebliğ edildiğini belirterek, ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına, şikayetin kabulüne karar verilmesini istemiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre; davacı vekilinin icra mahkemesine başvurusunda, Bakırköy 11....

      verilmediğinden yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmalarının usule aykırı bir karar teşkil ettiğini bu nedenlerle kararın kaldırılarak usulsüz tebligat şikayetlerinin kabulüne ve davanın esasına girilmesine, yapılan tebliğin, müvekkil şirket adına icra dosyasına vekalet sunmuş oldukları 04/10/2021 tarihinin öğrenme tarihi olarak kabul edilmesine, yapılan usulsüz tebligat nedeni ile davanın açılmasına sebebiyet taraflarınca verilmediğinden aleyhe verilen vekalet ücretinin reddine, müvekkil şirket aleyhine yapılan icra takibindeki imzaya, borca, faize, vekalet ücretine ve borcun ferilerinin tamamına itiraz ettiklerinden itirazları gereğince icra takibinin durdurulmasına, haksız olarak talep edilen borç ve faize ilişkin takibin iptaline, vekalet ücreti ve masrafların karşı tarafa yüklenmesini talep etmiştir....

      Davacı borçluya daha sonrasında ödeme emrinin tebliği için çıkartılan tebliğ zarfı üzerine, tebligatı çıkaran icra müdürlüğünce, Tebligat Yönetmeliği'nin 16/2. maddesine uygun olarak şerh verilmediği, tebliğ zarfı üzerinde adres hanesine yazılan "Mernis Adresi" ibaresine dayanılarak, tebliğ memuru tarafından, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre yapılan tebligatın usule aykırı olduğu ve bu haliyle tebligatın usulsüz olduğu anlaşılmış ve usulsüz tebligata ilişkin şikayetin kabulüne, şikayetçi borçlu usulsüz tebligat işleminden 05/05/2016 tarihinde haberdar olduğunu bildirdiğinden ve bu tarihten önce ıttılaya ilişkin belge bulunmadığından davacı borçlu'ya yapıaln ödeme emrinin tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 05.05.2016 tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmiştir....

      Dava dilekçesinde usulsüz tebligat iddiası olmadığı halde, davacı istinaf dilekçesinde ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürmüştür. Oysa HMK'nın 357/1 hükmünün son cümlesine göre ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmaların istinaf aşamasında ileri sürülmesi mümkün değildir. Bu sebeple davacının usulsüz tebligat iddiasının dinlenmesi mümkün görülmemiş ve bu yöndeki istinaf talebinin de reddine karar verilmiştir. Yapılan değerlendirme neticesinde ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

      UYAP Entegrasyonu