Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekili dava dilekçesinde, diğer şikayetleri, yetki ve borca itirazı yanında, taşkın haciz şikayetinde de bulunmuş, kararın gerekçesinde sadece usulsüz tebligat, meskeniyet şikayetleri ile yetki ve borca itiraz yönünden değerlendirme yapılarak davanın reddine karar verilmiş, davacının taşkın haciz şikayeti hakkında olumlu veya olumsuz bir değerlendirme yapılmamış olup, davacının tüm talepleri değerlendirilmeden karar verilmesi nedeniyle karar, usul ve yasaya aykırıdır....

ait olduğunun sabit olduğu ve yapılan itirazın İİK 169/a maddesi kapsamında nitelikli yazılı delille ispat edilemediği anlaşıldığından davanın usulsüz tebliğ şikayeti ile imzaya ve borca itiraz yönünden reddine karar verilmiştir....

Davacı/borçlu icra hukuk mahkemesine başvurusunda usulsüz tebliğ şikayetinin yanında davacı/borçlu vekilinin icra müdürlüğüne sunmuş olduğu 30/11/2021 tarihli borca, yetkiye ve ferilerine ilişkin itiraz konusunda icra dairesinde verilen talebin reddine dair 06/12/2021 tarihli müdürlük işleminin kaldırılmasına, takibin durdurulmasına, hacizlerin kaldırılmasına ve yetki itirazında bulunduğu görülmüştür. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davacının yetki itirazının kabulüne, Küçükçekmece 3. İcra Müdürlüğünün yetkisizliğine dair karar verilmiştir....

Borçlu vekilinin 18.03.2014 tarihinde takip dosyasının fotokopisini aldığı ve icra mahkemesi nezdinde 25.03.2014 tarihinde eldeki şikayet başvurusunda bulunduğu anlaşılmaktadır. Dairemizin istikrar kazanan uygulama ve içtihatlarına göre, ikinci kez ödeme emri tebliğ edilmesi borçluya yeniden itiraz ve şikayet hakkı verir. İcra ve mahkeme dosyaları kapsamına göre, borçlunun usulsüz olduğunu ileri sürdüğü 08.03.2013 tebligat tarihinden sonra ve öğrenme tarihi olarak beyan ettiği 18.03.2014 tarihi öncesinde, ödeme emri ve takipten haberdar olduğuna ilişkin yazılı veya borçlunun ikrarını içeren bir belge de bulunmamaktadır. Bu durumda, borçlunun beyan ettiği öğrenme tarihi olan 18.03.2014 tarihine nazaran 25.03.2014 tarihinde yaptığı usulsüz tebligat şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük sürededir. Buna göre, usulsüzlüğü iddia edilen 08.03.2013 tarihinde yapılan tebligattan önce, bu tebligata ıttıla edildiğine yönelik mahkeme gerekçesinde isabet bulunmamaktadır....

    Borçlu vekilinin 18.03.2014 tarihinde takip dosyasının fotokopisini aldığı ve icra mahkemesi nezdinde 25.03.2014 tarihinde eldeki şikayet başvurusunda bulunduğu anlaşılmaktadır. Dairemizin istikrar kazanan uygulama ve içtihatlarına göre, ikinci kez ödeme emri tebliğ edilmesi borçluya yeniden itiraz ve şikayet hakkı verir. İcra ve mahkeme dosyaları kapsamına göre, borçlunun usulsüz olduğunu ileri sürdüğü 08.03.2013 tebligat tarihinden sonra ve öğrenme tarihi olarak beyan ettiği 18.03.2014 tarihi öncesinde, ödeme emri ve takipten haberdar olduğuna ilişkin yazılı veya borçlunun ikrarını içeren bir belge de bulunmamaktadır. Bu durumda, borçlunun beyan ettiği öğrenme tarihi olan 18.03.2014 tarihine nazaran 25.03.2014 tarihinde yaptığı usulsüz tebligat şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük sürededir. Buna göre, usulsüzlüğü iddia edilen 08.03.2013 tarihinde yapılan tebligattan önce, bu tebligata ıttıla edildiğine yönelik mahkeme gerekçesinde isabet bulunmamaktadır....

      Borçlu vekilinin 18.03.2014 tarihinde takip dosyasının fotokopisini aldığı ve icra mahkemesi nezdinde 25.03.2014 tarihinde eldeki şikayet başvurusunda bulunduğu anlaşılmaktadır. Dairemizin istikrar kazanan uygulama ve içtihatlarına göre, ikinci kez ödeme emri tebliğ edilmesi borçluya yeniden itiraz ve şikayet hakkı verir. İcra ve Mahkeme dosyaları kapsamına göre, borçlunun usulsüz olduğunu ileri sürdüğü 08.03.2013 tebligat tarihinden sonra ve öğrenme tarihi olarak beyan ettiği 18.03.2014 tarihi öncesinde, ödeme emri ve takipten haberdar olduğuna ilişkin yazılı veya borçlunun ikrarını içeren bir belge de bulunmamaktadır. Bu durumda, borçlunun beyan ettiği öğrenme tarihi olan 18.03.2014 tarihine nazaran 25.03.2014 tarihinde yaptığı usulsüz tebligat şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük sürededir. Buna göre, usulsüzlüğü iddia edilen 08.03.2013 tarihinde yapılan tebligattan önce, bu tebligata ıttıla edildiğine yönelik mahkeme gerekçesinde isabet bulunmamaktadır....

        Maddesine aykırı ve usulsüz olduğu, yenileme tebligatının da TK'nun 21/1 maddesine göre yapılmak istendiği ancak muatabın adreste bulunmama sebebinin araştırıldığı komşu isim imza ve imtinasının bulunmadığı, bu haliyle tebligatın usulsüz olduğundan ıttıla tarihinin aksi ispatlanamadığı nedenle davacıların beyan ettiği tarihin belirlenmesinin doğru olduğu görülmüştür. İstinafa konu kararın kambiyo senetlerine özgü takipte usulsüz tebligat şikayeti olduğu, yetki itirazının değerlendirilmesinde, bonolar için sözleşmenin yapıldığı yer ve ifa edileceği yerin belirlenmesi halinde buraların yetkili olduğu belirlenmemesi halinde İİK'nın 50. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken HMK'nın 6. maddesi uyarınca borçlunun takip tarihindeki yerleşim yerindeki icra dairesinde de icra takibi yapılabilir....

        HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/3156 KARAR NO : 2022/2160 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ACIPAYAM İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 16/07/2021 NUMARASI : 2020/47 ESAS 2021/79 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde istinaf yolu ile tetkiki davacı ve davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için düzenlenen inceleme raporu dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkili aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe geçildiğini, taraflarınca yetkiye, imzaya, borca itiraz ettiklerini, Ankara 14....

        DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 170. maddesi uyarınca imzaya itiraz ve İİK'nın 169/a maddesi uyarınca borca itiraz istemine ilişkindir. İİK'nın 168/5. maddesi uyarınca, itiraz süresinin başlaması için borçluya ödeme emrinin tebliğ edilmesi zorunlu olup, ödeme emri tebliğ edilmeden borçlunun takibi öğrenmiş olması itiraz süresini başlatmaz. Öğrenme ile sürenin başlayabilmesi için borçluya usulsüz de olsa tebliğ edilmiş bir ödeme emrinin bulunması gerekir. Böyle bir durumda, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereği öğrenme tarihi tebliğ tarihi kabul edileceğinden, itiraz süresi de bu tarihten itibaren başlayacaktır. Somut olayda, davacılar adına çıkarılan ödeme emrinin 20/09/2019 ve 21/10/2019 tarihlerinde bila tebliğ iade edildiği, borca itiraz dilekçesinin verildiği 23/09/2019 tarihinde davacılara ödeme emrinin tebliğ edilmediği, ödeme emrinin davacılar vekili Av. T2 18/12/2019 tarihinde tebliğ edildiği tartışmasızdır....

        O halde mahkemece öncelikle takip dosyasında borçluya gönderilen ve tebliğ edilen ödeme emri tebligatlarının usulüne uygun tebliğ edilip edilmediği, usulüne uygun tebligat yapılmamış ise bunun şikayet konusu yapılıp-yapılmadığı değerlendirilerek, buna göre usulsüz tebligat şikayetinin İİK.nun 16/1.maddesi kapsamında 7 günlük hak düşürücü sürede olup olmadığı tespit edilip, usulsüz tebligat şikayetinin süresinde kabul edilmesi halinde ise öğrenme tarihi TK'nun 32. maddesi gereğince tebliğ tarihi sayılacağından borçlunun imzaya itirazı bu tarih dikkate alınarak yasal 5 günlük süre içerisinde yapılıp yapılmadığı denetlenerek, sonra işin esasının incelenmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

        UYAP Entegrasyonu