Davalı -alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; Tebligat Kanunu m. 32 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik m.53/1 uyarınca kendisine usulsüz tebligat yapılan muhatap tebligatı öğrendiği andan itibaren tebliğ geçerli sayılacağını,Davacı İstanbul 10....
ve T2 aleyhine Tebligat Kanunu Hükümlerine aykırı olarak tebliğ edildiğini belirterek şikayetin kabulü ile usulsüz ödeme emrinin iptaline, müvekkilleri Hatice Günay Özdemir ile T2 yönünden usulsüz olarak yapılan tebligatın iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
Maddesinde sayılan kişilerden olduğu olduğu mazbatanın ve üzerindeki şerhin yasada aranılan diğer şartları da taşıdığı görülmekle bu şekilde yapılan tebliğ işlemi, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. ve 23/7. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliği'nin 30. ve 35. maddeleri hükümlerine uygun olup bu nedenle şikayetin reddine , takibin türüne göre borca ve yetkiye itirazın icra müdürlüğüne yapılmasının gerekmesi nedeniyle reddine''karar verildiği görülmüştür....
Somut olayda, davacı hakkında başlatılan icra takibinde, ödeme emri Tebligat Kanunu'nun 21/1 maddesi gereğince 29/01/2020 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davacı vekili icra müdürlüğüne verdiği 12/02/2020 tarihli borca itiraz dilekçesinde ve dava dilekçesinde, ödeme emrinin tebellüğ tarihini 06/02/2020 olarak bildirmiş ve Çaylı Mahalle Muhtarınca düzenlenen ödeme emrinin 06/02/2020 tarihinde davacıya teslim edildiğini belirten tutanağı dosyaya sunmuştur. Bu halde, davacının takip dosyasından 06/02/2020 tarihinde haberdar olduğu ve İİK'nın 16/1 maddesi uyarınca şikayetin yasal süre geçtikten sonra 17/02/2020 tarihinde yapıldığı anlaşıldığından, usulsüz tebligat şikayetinin süre aşımından reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacıya ödeme emrinin tebliğ edildiği tarih dikkate alındığında, borca itiraz dilekçesinin yasal süresinde verilmediği anlaşıldığından, icra müdürlüğünün şikayete konu 14/02/2020 tarihli kararında usul ve yasaya aykırılık yoktur....
Somut olayda, şikayetçinin usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte borca itirazını ileri sürerek icra mahkemesine başvurduğu, ... 23. İcra Hukuk Mahkemesinin 29.12.2016 tarihli ve 2016/399 E.- 2016/1008 K. sayılı kararı ile usulsüz tebligat şikayetinin esastan, borca itirazının da süreden reddine hükmedildiği, şikayetçi tarafından ilk derece mahkemesi kararına karşı süre tutum dilekçesi ile istinaf yoluna başvurulduğu, ancak gerekçeli kararın tebliğ edilmesine rağmen başvuru sebepleri ve gerekçesini içeren istinaf dilekçesinin hiç verilmediği, ... Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesinin 30.3.2017 tarihli ve 2017/579 E.- 2017/497 K. sayılı kararı ile 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca kamu düzeni ile sınırlı inceleme yapılarak, istinaf başvurusunun HMK'nin 352. maddesi uyarınca reddine karar verildiği anlaşılmaktadır....
Davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine ilamsız icra takibi yapılmış, davacı borçluya 18/11/2014 tarihinde ödeme emri ve 15/10/2018 tarihinde yenileme emri tebliğ edilmiş, borçlu vekili icra müdürlüğüne 12/11/2018 tarihinde borca itiraz dilekçesi vermiş, icra müdürlüğünün 20/11/2018 tarihli kararı ile itirazın süresinde yapılmadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiş, 10/12/2018 tarihinde yapılan şikayet ile usulsüz yapılan tebligat nedeni ile icra müdürlüğüne yapılan borca itirazın kabulüne karar verilmesi istenilmiş, mahkemece şikayetin süre yönünden reddine karar verilmiştir. Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren yedi gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur....
Yukarıda belirtilen nedenlerle, her bir talep hakkında Mahkemece karar verilmesi zorunluluğu göz önünden bulundurularak, duruşma açılması ve taraf teşkili sağlandıktan sonra öncelikle usulsüz tebliğ şikayeti incelenip tebligatın usulsüz olduğunun belirlenmesi halinde, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince şikayetçiden takibi öğrenme tarihi tespit edilerek usulsüz tebligat şikayetinin 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 16/1. maddesi uyarınca (7) günlük süre içinde yapıldığının tespiti halinde tebligat tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine, öğrenme tarihine göre yetkiye, imzaya ve borca itirazın süresinde yapıldığı sonucuna varılırsa, öncelikle borçlunun yetki itirazı ve sonucuna göre diğer itiraz sebepleri incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve değerlendirme ile karar verilmesi isabetsiz olup (Yargıtay 12....
Şikayetçiler vekili istinaf başvurusunda özetle; murise yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü hususunda çekişme bulunmadığını, mirasçıların öğrenme tarihinden itibaren usulsüz tebligata ilişkin şikayet hakkının bulunduğunu, usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile yetkiye, borca ve zamanaşımına dair itirazların çerçevesinde takibin iptaline karar verilmesini, aksi halde murisinin ağır hastalığının bulunması, takibe itiraz imkanı olmaması nedeniyle geçikmiş itirazın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
Tebligat Kanunu'nun 10 ve 21/2. maddeleri ile Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddelerine göre, muhatabın önce bilinen en son adresi esas alınarak Tebligat Kanunu'na göre normal bir tebligat çıkartılmalı, adres tebligata elverişli değilse ya da tebligat yapılamazsa, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine, Yönetmeliğin 79/2. maddesine göre tebliği çıkaran mercice, tebligat çıkarılan adresin, muhatabın, adres kayıt sistemindeki adresi olduğu ve tebligatın TK'nın 21/2. maddesine göre yapılması isteğini içerir şerhin tebliğ zarfı üzerine kayıt düşülerek tebligatın TK'nın 21/2. maddesi uyarınca gönderilmesi gereklidir....
nın 168/5 maddesine göre; borçlu borca itirazlarını 5 gün içinde icra mahkemesine bildirmelidir. Yasada belirtilen bu süre hak düşürücü süre niteliğindedir. Borçlu vekili, şikayetinde usulsüz tebligatı 19.08.2021 tarihinde muhtardan almak sureti ile öğrendiklerini belirtmiş ise de, bu tarihten önce 05/08/2021 tarihinde borçlu vekili olarak Avukat T2 ve Avukat Mukaddes Topal adına vekaletname sunulmuştur. Bu durumda borçlunun usulsüz tebliğ işlemini en geç bu tarihte öğrendiğinin kabulü gerektiğinden mahkemece usulsüz tebliğ şikayetinin İİK 16/1, diğer itirazların İİK 168. maddesi gereğince süreden reddi gerekirken, şikayetin kabulü ile tebligat tarihinin düzeltilmesine ve yetki itirazının kabulüne karar verilmesi yerinde olmayıp, mahkeme kararının kaldırılmasına, şikayetin ve itirazların süre yönünden reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalı alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, Ankara 11....