Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İstinaf Sebepleri Tarafların tacir olduğunu bu nedenle yetki kaydının geçerli olup yetki itirazının kabulü gerektiğini, takibe konu senedin alacaklıya ahır yapım sözleşmesinden kaynaklı teminat olarak verildiğini, bütün edimler ifa edildikten sonra senedin iadesi istenildiğinde alacaklının senetlerin bankada teminat olarak tutulduğu belirtilerek senet iadesi yerine noterden ibraname düzenlendiğini ileri sürerek kararın kaldırılarak hükmün bozulmasına, yetki itirazının kabulüne, yetki itirazı kabul görmediği takdirde borca itirazlarının kabulüne ve takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. C....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte, borçlu, usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte borca ve imzaya itirazda bulunmuş, mahkemece usulsüz tebligat şikayeti yönünden inceleme yapılmaksızın, imzaya itirazın esası incelenerek itirazın kabulüne karar verildiği görülmüştür....

      Dava kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte usulsüz tebligat şikayeti, yetkiye ve imzaya itiraza ilişkindir....

      İ.İ.K.’nun 168/5. maddesi hükmü gereğince, borçlunun, yetki itirazını sebepleri ile birlikte ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içinde icra mahkemesine bildirmesi zorunludur. Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince; tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Öte yandan, borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürmesi, İİK'nun 16. maddesi anlamında bir "şikayet" olup, aynı maddenin 1. fıkrası gereğince borçlunun bu şikayetini, işlemi öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede icra mahkemesine yapması gerekir. Somut olayda, örnek 10 numaralı ödeme emrinin borçluya 31.05.2017 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise 07.06.2017 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuruda icra dairesinin yetkisine itiraz ettiği, 06.10.2017 tarihinde cevaba cevap dilekçesi ile ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayetini ileri sürdüğü anlaşılmıştır....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: İcra dosyasının incelenmesinde; davacı aleyhine toplam 7 adet çeke dayalı kambiyo senetlerine mahsus takip başlatıldığı, ödeme emrinin borçlu davacıya tebliğ edildiği, borçlu davacınında hem usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte yetki itirazında bulunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece ilk olarak 05/04/2021 tarihinde usulsüz tebliğ şikayeti ret edilmiş, davacının istinafı üzerine Bam 22. Hukuk Dairesinin 2021/3214 Esas sayılı ilamıyla istinaf kabul edilmiş, dosya yeniden yargılama yapılması amacıyla iade edilmiştir. Yeniden yapılan yargılama neticesi davacının usulsüz tebliğ şikayeti kabul edilmiş, yetki itirazı ise ret edilmiştir. Ancak davacının İİK 170/a maddesi kapsamında yaptığı davacının yetkili hamil olmadığı yönündeki itirazları incelenmemiştir. Davacı takibin İİK 170/a maddesi kapsamında alacaklının kambiyo takibinde alacaklı sıfatına sahip olmadığından bahisle iptalini istemektedir....

        Davacı gecikmiş itirazda bulunmuşsa da davanın hukuki nitelendirilmesi hakime ait bir görev olup somut olayda gecikmiş itirazın koşulları bulunmamaktadır, olsa olsa usulsüz tebligat şikayeti söz konusu olabilir. Zaten usulsüz tebligat şikayeti ile gecikmiş itiraz bir arada yapılamaz. Gecikmiş itirazda tebligat usulsüzlüğü söz konusu olmayıp aksine yapılan tebligat usulüne uygundur, borçlu hastalık vs. geçerli bir mazereti sebebiyle süresinde borca itiraz edememiştir. Somut olayda böyle bir durum söz konusu değildir. Davacı bonoda keşideci konumunda olup herhangi bir adres bildirmemiştir. (Bononun keşide yeri Ankara'dır.) Davacının mernis adresine yapılan ilk tebligatın bila iade dönmesi üzerine ikinci tebligat TK 21/2'ye göre yapılmış olup herhangi bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Tebligat usulüne uygun olarak kabul edildiğinden davacının şikayeti ve borca itirazı yasal süresi içerisinde yapılmamış olup süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir....

        İcra Müdürlüğünün 2020/280 Esas sayılı dosyasında davacı şirkete gönderilen ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edilmediğini, takip konusu senette yer alan yetki sözleşmesine göre İstanbul İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunu, HMK'nın 17. maddesine göre ancak yetki sözleşmesiyle yetkilendirilen icra dairelerinde takip yapılabileceğini, bu hükmün uygulanmamasının tek yolunun taraflarca aksinin kararlaştırılması olduğunu, takip konusu senedin kredi sözleşmesinin yapıldığı tarihte boş olarak imzalatılarak teminat senedi olarak alındığını, taraflar arasında kredi ilişkisi dışında bir ticari ilişkinin bulunmadığını bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesine dayalı usulsüz tebligat şikayeti ile İİK'nın 169. maddesine dayalı yetkiye ve borca itiraza ilişkindir....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI; Mahkemece, davacı borçluya icra takibinde yapılan TK 21/2 mernis tebligatının usul ve yasaya uygun olduğu, buna göre davacının tebliğ - ıttıla tarihinin 11/09/2015 günü olup, sair Yetki İtirazı, Zaman Aşımı İtirazı ve Kambiyo Şikayeti için iş bu dava tarihi olan 05/10/2018 günü itibarıyla takipten itibaren yasal 5 günlük sürenin de geçmiş olduğu belirtilerek, usulsüz tebligat şikayetinin reddi ile bu meyanda yasal süresinde ikame olunmayan yetki itirazı, kambiyo şikayeti ve zamanaşımı itirazlarının da reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı T1 Vekili dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, icra takibine dayanak senette Erdemli mahkemelerinin ve icra dairesinin yetkili olduğunun belirtildiğini, belirtilmemiş olsa bile düzenlendiği yer mahkemesinin yetkili olduğunu, ödeme emrinin müvekkiline TK.nun 21/2....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, borçlunun, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ile birlikte, takibe dayanak yapılan senetteki imzanın kendisine ait olmadığını, çekin kambiyo vasfının bulunmadığını ileri sürerek takibin iptali istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, usulsüz tebligat şikayeti incelenmeksizin icra takibinin itiraz eden borçlu açısından iptaline karar verildiği görülmektedir....

          Borçlunun yetkiye, imzaya ve borca itirazları ile birlikte usulsüz tebliğ şikayeti mevcut ise, usulsüz tebliğ şikayeti Mahkemece ön mesele olarak incelenmeli, tebliğin usulüne uygun olup olmadığı, şikayetin İİK'nın 16 ve TK'nın 32. maddeleri kapsamına göre süresinde yapılıp yapılmadığı tespit edildikten ve bu hususa gerekçede yer verildikten sonra borçlunun yetki, imza ve borca itirazlarının öğrenme tarihine göre yasal 5 günlük süre içerisinde ileri sürülüp sürülmediği belirlenerek hüküm kurulmalıdır. Mahkemece, davacıların ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiasına dava dilekçesi özetinde, gerekçede ve hükümde yer verilmediği, usulsüz tebliğ şikayeti herhangi bir inceleme ve değerlendirmeye tabi tutulmaksızın doğrudan davacıların tüm itirazlarının süre yönünden reddi yönünde eksik inceleme ile isabetsiz şekilde yazılı şekilde hüküm tesis edildiği anlaşılmıştır....

          UYAP Entegrasyonu