HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/274 KARAR NO : 2022/525 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 25/11/2021 NUMARASI : 2021/353 ESAS, 2021/877 KARAR DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİGAT ŞİKAYETİ - KAMBİYO ŞİKAYETİ - İMZAYA İTİRAZ KARAR : İzmir 11. İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/353 Esas, 2021/877 Karar sayılı dosyasında verilen davanın kabulü kararına karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilen ve heyetçe incelenen dosyada; İSTEM : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; İzmir 6....
İstinaf Sebepleri ....., isimli şahsın sigortasız çalışan olup olmadığının mahkemece araştırılmadığını, usulsüz tebligat şikayeti ile ilgili öncelikle icra dairesine itirazda bulunulması gerektiğini, icra dairesine başvurulmadan mahkemeye başvuru yapılmayacağını, şikayete konu işlemde müvekkilinin herhangi bir kusuru bulunmadığını aleyhe yargılama giderlerine hükmedilmemesi gerektiğini beyan ederek kararın kaldırılmasını istemiştir. C....
Davalının yetki itirazı üzerine Babaeski Asliye Hukuk Mahkemesi'nce yetkisizlik kararı verilerek dava dosyası Ankara Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiş ve anılan mahkemece davalı asile tebligat çıkarılarak yapılan yargılama sonucunda temyize konu hüküm tesis edilmiştir. Davalı yetkisizlik kararı veren Babaeski Asliye Hukuk Mahkemesinde vekille temsil edildiği halde yetkisizlik kararı üzerine dosyaya bakan Ankara Asliye Hukuk Mahkemesince vekili yerine kendisine tebligat gönderilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ve icra dairesinin yetkisine de itiraz ettiği halde bu yöndeki itirazının da incelenmediğini temyiz konusu yapmıştır....
İcra Müdürlüğünün 2016/35624 Esas sayılı takip dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını, takip sürecinde ödeme emrinin birçok adrese tebliğe çıkartılmış olup tebligat 2 kez mercie iade olduğunu, adres araştırması yapılmış ve üçüncü kez çıkartılan tebligat TK'e 21/2ye göre muhtara teslim edildiğini, müvekkilinin icra takibinin varlığından 30.12.2020 tarihinde e-devlet üzerinden tesadüfen haberdar olduğunu ve aynı tarihte dosyaya vekâletname sunarak dosyayı incelemeleri neticesinde icra takibinin usulsüz tebligatla kesinleştirildiğinin anlaşılacağını, tebliğin, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre muhtara yapılması hâlinde tebligat zarfında usulüne uygun meşruhat bulunması gerektiğini ancak somut olayda Tebligat Kanunu 21/2 uyarınca çıkartılan her ne kadar müvekkilin "Fulya Mah. Prof. Dr. Bülent Tarcan Cad....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; "Şikayet eden vekilince icra emrinin asile yapıldığı vekile tebliğ edilmediği yönündeki şikayeti dikkate alındığında takip dayanağı ilamda borçlunun vekilinin adının dosya içerisinde yer aldığı anlaşılmış ancak bu durumda icra emirlerinin asile tebliğ işlemi usulsüz olmayıp vekile de icra emrinin sonradan tebliği ile eksik tebliğ işleminin tamamlanması ile yetinmek gerekeceğinden davacının davasının usulsüz tebligat şikayeti yönünden reddine, icra emrinin vekile tebliği suretiyle takibin devamına" dair karar verildiği anlaşılmıştır....
Bu halde usulsüz tebliğ şikayeti İİK.'nun 16/1. maddesi uyarınca ödeme emri tebligatını öğrendiği 15.11.2012 tarihinden itibaren yasal yedi günlük süre içerisinde yapılmış ise de, imzaya itiraz ve zamanaşımı itirazı için yasal beş günlük sürenin geçirilmiş olduğu anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, imzaya itirazın ve zamanaşımı itirazının süre aşımı nedeni ile reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde imzaya itirazın kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İDDİANIN ÖZETİ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi yapıldığını, müvekkili Mediha'ya yapılan tebligatta mernis şerhi bulunmadığını, ayrıca mavi renkli zarf kullanılmadığını, müvekkili şirketin eski adresine Tebligat Kanunu'nun 35.maddesine göre tebligat yapılmasının da usulsüz olduğunu, takibin usulsüz tebligat sonucunda kesinleştirildiğini, müvekkillerinin davadan 27.02.2020 tarihinde haberdar olduğunu belirterek, tebliğ tarihinin 27.02.2020 olarak düzeltilmesine, yetki itirazının kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili duruşmada alınan beyanında, dosya kapsamında yapılan tüm tebligatların usulüne uygun olduğunu belirterek, şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Somut olayda mahkemece, boçluların takibi öğrendiklerini beyan ettikleri tarihten daha önceki bir tarihte haberdar oldukları tespit edilmiş olup, usulsüz tebliğ şikayeti ve bunun sonucu olarak da borca itirazın süresinde olmadığı görülmektedir. O halde mahkemece, usulsüz tebligat şikayeti ve borca itirazları süre yönünden reddedilen borçluların yukarıda açıklanan yasal düzenlemeye aykırı şekilde tazminatla sorumlu tutulması isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, kararın düzeltilerek onanması gerekirken doğrudan onandığı anlaşılmakla karar düzeltme isteminin kısmen kabulü gerekmiştir. SONUÇ : Borçluların karar düzeltme isteminin kısmen kabulü ile Dairemizin 04/05/2016 tarih ve 2016/7180 E. - 13103 K. sayılı onama ilamının kaldırılmasına, ... 7....
O halde, icra mahkemesince öncelikle süresinde yapılan bir yetki itirazı olması halinde yetkili icra müdürülüğü ve buna göre mahkemenin belirlenmesi bakımından yetki itirazının değerlendirilmesi gerekirken, bu değerlendirilmeden kambiyo şikayeti hakkında karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusu üzerine kamu düzeni yönünden yapılan incelemede yetki itirazı hakkında bir karar verilmeden kambiyo şikayeti hakkında karar verilmesi nedeniyle kararın usul ve yasaya uygun olmadığı anlaşıldığından, esasa ilişkin diğer yönler incelenmeksizin, HMK'nın 353/1- a/6 maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına ve öncelikle yetki itirazı hakkında bir karar verilmesi için yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2017/9624 E. sayılı dosyası ile müvekkilleri adresine yapılan tebligat usulsüz olduğunu, Davalı alacaklı tarafından başlatılan takip yetkisiz icra dairesinde başlatıldığını, keşidecinin adresinin Pendik, lehtarın adresinin Erzincan olduğunu, yetki şartının taraflarında keşideci T2 tacir olmadığından kambiyo senetlerinde yer alan yetki şartı HMK’nın emredici kurallarına göre geçersiz olduğunu, senet aslının icra kasasına alınmadığını, davalı tarafından daha sonradan icra dosyasına eklenen senetler takip öncesi ve sonrası zamanaşımına uğradığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir....