Bu madde gereğince icra mahkemesinin verdiği kararlar kesindir." hükmü yer aldığını, buna rağmen davacı yanın icra takibini sürüncemede bırakmak amacıyla hem meskeniyet iddiasına dayalı haczedilemezlik şikayetini hem de kıymet takdirine ilişkin şikayetini yetkisiz mahkemede ileri sürmüş olduğunu, huzurdaki davaya konu 23.06.2022 tarihli bilirkişi raporu Gaziantep İcra Müdürlüğü'nün 2019/132617 Esas sayılı icra takip dosyasında düzenlenmiş olması ve takibin Gaziantep İcra Müdürlüğünde başlatılmış olması nedenleriyle davacının hem meskeniyet/ haczedilemezlik şikayeti hem de kıymet takdirine ilişkin şikayeti yönünden yetki itirazında bulunduklarını ve yetki itirazları hakkında dosya üzerinden inceleme yapılarak dosyanın derhal yetkili Gaziantep icra hukuk mahkemesine gönderilmesini talep ettiklerini, Davacı dilekçesinin devamında dava konusu raporda taşınmazların tapu, kadastro ve imar bilgilerinde hata olduğunu ileri sürmüşse de bunların neler olduğundan bahsetmemiş olduğunu ve iddiasını...
Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesine göre; “Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur.” Şikayetçinin bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Hukuk Genel Kurulu'nun 12/02/1969 tarih ve 1967/172-107 sayılı kararında da benimsendiği üzere, beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez. Somut olayda şikayetçiye 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnameleri de tebliğ edilmiş ve bunlara yönelik olarak herhangi bir usulsüz tebligat şikayeti ileri sürülmemiştir....
GEREKÇE : Usulsüz tebliğ şikayeti yönünden yapılan değerlendirmede, Davacı Ercan Yıldırım yönünden; 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun “Aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçiye tebligat” başlıklı 16. maddesinde; “Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır” denilmekte olup Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 25. maddesinde ise; “Kendisine tebligat yapılacak kişi adresinde bulunmazsa tebliğ, kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır” düzenlemesi yer almaktadır. Somut olayda, tebliğ memurunca muhatabın o sırada orada bulunmadığının belirlendiği, aynı konutta beraber oturan kişi olan eşe yapılan ödeme emri tebliğ işleminin 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 16. maddesine uygun olduğu görülmüştür ( Yargıtay 12....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus iflas yoluyla başlatılan takibe karşı borçlunun usulsüz tebligat şikayeti ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, tebligatın usulüne uygun olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir....
Ancak, davacı ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürmüş ise, imzaya ve borca itirazın süre yönünden reddedilebilmesi için öncelikle davacının usulsüz tebliğ şikayeti ön sorun olarak incelenmeli, tebliğin usulüne uygun olduğu tespit edildiği takdirde usulsüz tebliğ şikayeti ve dava süre yönünden reddedilmelidir. Tebliğin usulüne uygun olmadığı ve davanın TK'nın 32. maddesi uyarınca öğrenmeden itibaren yasal süresi içerisinde açıldığının tespit edilmesi halinde ise, ödeme emrinin tebliğ tarihi düzeltilerek davacının imzaya ve borca itirazları değerlendirilmek suretiyle sonuca gidilmelidir....
Maddesine göre yapılan tebligatın usulüne uygun olduğu yönündeki gerekçe ile usulsüz tebligat şikayeti yönünden davanın reddine, Zaman aşımı itirazı yönünden yapılan değerlendirmede; Takip dosyası üzerinde yapılan incelemede, 10 yıllık zaman aşımı süresinin henüz dolmadığı yönündeki gerekçe ile zaman aşımı itirazı yönünden davanın reddine, Davacı borçlu hakkında örnek 7 ilamsız icra takibi başlatıldığı, bu tür takiplere karşı itirazların icra müdürlüğüne yapılması gerektiği, somut olayda da davacı şirket tarafından icra dosyasına usulsüz tebligat ve borca itiraz konulu itirazlarda bulunulduğu, takibin kesinleştiği, usulsüz tebligat yönünden inceleme yetkileri bulunmadığı gerekçesi ile talebin reddine karar verildiği, mahkemece de usulsüz tebligat şikayeti yönünden davanın reddine karar verildiği yönündeki gerekçeler ile davacının borca itiraz talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği görülmüştür....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 07/02/2023 gün, 2022/377 Esas- 2023/100 Karar ilamı ile, "Meskeniyet şikayeti İİK 16/1. Maddesi gereğince 'şikayet bu muamelerin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içinde yapılır hükmü gereğince 7 günlük hak düşürücü süreye tabidir. Meskeniyet şikayeti davasının 10.10.2022 tarihinde açıldığı, davacıya 103 davetiyesinin 04.04.2022 tarihinde tebliğ edildiği, usulsüz tebliğe ilişkin yapılmış bir şikayetin mahkememizde ileri sürülmediği anlaşıldığından şikayetçinin davasını, dava açılması için zorunlu olan 7 günlük sürede açmadığından davası reddedilmiştir. Tüm dosya kapsamından mahkememizce edinilen kanaate göre süresinde yapılmayan şikayetin reddi ile şikayetçinin talebi reddedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." gerekçesi ile, "1- Süresinde olmayan meskeniyet ŞİKAYETİNİN REDDİNE" karar verilmiştir....
Bu süre öğrenme tarihinden başlar.Borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunduğu taşınmazına 12.09.2013 tarihinde tapuda haciz şerhi işlenmiştir. İİK'nun 103. maddesine ilişkin davetiyenin 30.01.2014 tarihinde borçluya tebliğ edilmesine karşın meskeniyet şikayetinin 7 günlük süreden sonra 28.05.2014 tarihinde yapıldığı görülmüştür.Açıklanan nedenle, mahkemece; meskeniyet şikayetinin süreden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile kısmen kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Meskeniyet şikayeti kamu düzeni ile ilgili bulunmadığından, haczin öğrenilmesinden itibaren yasal 7 günlük süre içerisinde yapılması gerekir. Somut olayda, borçluya kıymet takdiri raporunun 28.5.2010 tarihinde bizzat tebliğ edildiği, şikayetin ise, 15.7.2011 tarihinde yasal yedi günlük şikayet süresi geçirilerek yapıldığı görülmekle, bu nedenle borçlu yönünden meskeniyet şikayetinin süre aşımından reddi gerekirken esası incelenerek yazılı gerekçe ile kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1- 12 maddesine dayalı meskeniyet şikayeti, İİK'nın 16. maddesi uyarınca haciz konulmasına ilişkin icra memur işlemini şikayet ve İİK'nın 128/a maddesi uyarınca kıymet takdirine itiraz istemine ilişkindir. Meskeniyet şikayeti ve haciz konulmasına ilişkin icra memur işlemini şikayet, İİK'nın 16/1 maddesi uyarınca yedi günlük süreye tabidir. Bu süre, öğrenme tarihinden itibaren işlemeye başlar. Somut olayda, Salihli 1. İcra Müdürlüğünün 2014/358 Esas sayılı takip dosyasında davacının, borçlu Yunus Çümen mirasçısı sıfatıyla takip borçlusu olduğu ve davacının meskeniyet iddiasında bulunduğu Manisa İli, Salihli İlçesi, Kırveli Mahallesi, 4176 ada 34 parsel 1 nolu bağımsız bölümün tapu kaydına 06/03/2014 tarihinde haciz şerhinin işlendiği tartışmasızdır. Salihli 1....