Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kaldı ki, borçluya kıymet taktir raporu ve satış ilanı, yine ticaret sicil müdürlüğünde kayıtlı olan adresinde şirket çalışanları çarşıda olduğundan bahisle 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21. maddesi uyarınca 29.12.2011 tarihinde yapılmış olup, usulüne uygundur. Bu durumda ödeme emri tebliğ işlemi usulsüz kabul edilse bile muhatabın en geç bu tarihte usulsüz tebliğ işlemini öğrendiğinin kabulü gerekeceğinden, borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna ilişkin şikayeti anılan tarihe göre İİK. nun 16/1.maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreden sonradır. Şikayet süresinin geçirilmesinden sonra borçluya kayyum atanmış olması sonuca etkili değildir. Diğer bir ifadeyle bu husus şikayet süresini yeniden başlatmaz. O halde mahkemece şikayetin süre aşımı nedeniyle reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsizdir....

    Davacının yetki itirazı bakımından;Usulsüz tebligat şikayetinin kabul edilmesi nedeniyle yetkiye itirazın süresinde yapıldığı anlaşılmış ise de davacı borçlunun itirazı tarihi itibariyle yetki itirazında bulunmayan diğer borçlulara ödeme emrinin 06.06.2018 tarihinde tebliğ edilmesi nedeniyle icra takibinin yapıldığı Ankara İcra Dairelerinin yetkisinin kesinleştiği anlaşıldığından davacı borçlunun yetki itirazının reddine karar vermek gerekmiştir. Davacının imzaya itirazı bakımından; Usulsüz tebligat şikayetinin kabul edilmesi nedeniyle imzaya itirazın süresinde yapıldığı anlaşıldığından mahkememizce tarafların bildirdikleri kurumlardan borçlunun mukayese imza asılları getirtilmiş, talimat mahkemesince şirket yetkilisinin imza örnekleri alınmış, yargılama aşamasında takip konusu çekin aslı dosyamıza getirtilmiştir....

    Bu durumda muteriz borçlu tarafından yapılan usulsüz tebligat şikayetinin, İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük sürede olduğunun kabulü gerekir.Öte yandan borçluya gönderilen ödeme emri tebligatı incelendiğinde, tebliğ işleminin; “muhatabın adreste oturduğu tespit edilmiş, adres kapalı olduğundan evrak mahalle muhtarına teslim edilmiş olup, 2 nolu haber kağıdı yapıştırıldı” şerhi ile Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre yapılmak istendiği, ancak muhatabın adresten geçici mi yoksa sürekli mi ayrıldığının, adreste bulunmama sebebinin ve tevziat saatlerinden sonra tebligat adresine dönüp dönmeyeceğinin Tebligat Yönetmeliği'nin 35. maddesi gereğince, aynı Yönetmeliğin 30. maddesinde sayılan kişilerden sorularak tespit edilmediği, bu hali ile tebliğ işleminin 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. ve 23/7. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliği'nin 30. ve 35. maddeleri hükümlerine uygun olarak yapılmaması nedeniyle usulsüz olduğu görülmektedir.O halde mahkemece, borçlunun ödeme emri...

      Usulsüz Tebligat Şikayeti Yönünden; Tüm dosya kapsamına göre; davalı vekili tarafından dava dışı borçlu Işıl Ürek aleyhine başlatılan takiple ilgili olarak davacı 3.kişi şirkete İİK 89.madde kapsamında haciz ihbarnameleri gönderildiği, davacı tarafın haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ edildiğini, 07/10/2021 tarihinde haberdar olduklarını söyleyerek şikayette bulunduğu, ayrıca İİK 85.madde kapsamında taşkın haciz şikayetinde bulunduğu görülmüştür....

      Bu kapsamda yapılan incelemede; her ne kadar icra dosyasında borçlu vekili Av.Mehmet Ender Çelik'in baroda kayıtlı adresine posta ile tebligat yapılmış ise de, PTT Müdürlüğüne Dairemizce yazılan yazıya verilen 4787 sayılı yazıda Av. Mehmet Ender Çelik'in UETS'de kayıtlı e-tebligat adresinin bulunduğu, adresin 13.02.2019 tarihinde aktif edildiği ve tebligat alımına hazır hale getirildiği bildirilmiştir. Tebligat Kanunu'nun 7/a maddesi uyarınca, elektronik tebligat adresi olan avukatlara, tebligatın elektronik yolla yapılması zorunlu olup, posta yolu ile yapılan tebligat yok hükmündedir. Kural olarak tebliğ usulsüzlüğü şikayeti, İİK'nın 16/1. maddesi uyarınca ıttıla tarihinden itibaren 7 gün içerisinde ileri sürülmesi gerekmekte ise de, elektronik tebligat adresi varken posta yolu ile tebligat gönderilmesi, kanunun emredici hükümlerine aykırı olduğundan, şikayet süreye tabi değildir....

      ya tebellüğ edilen ve usulsüzlüğü ileri sürülen Örnek ... ödeme emri tebligat mazbatasınında; tebliğ yapanın isim ve imzasını ve tarihi içermediğinden tebligatın usulsüz olduğu belirlenmiş ise de; Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren (7) gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu nedenle, mahkemece, öncelikle borçlunun, takibi ve ödeme emri tebligatını öğrenme tarihinin tespiti gerekir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılarak Muhatabın öğrenme tarihi, tebliğ tarihi olarak kabul edilmesi gerekir....

        Davacılar vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; İcra dosyasında ödeme emri tebliğinin müvekkiline usulsüz yapıldığını, müvekkilinin yurt dışında yaşadığını, ödeme emrinde müvekkilinin adresinin Şefaatli olarak yazıldığını, yetkili icra dairesinin de Şefaatli İcra Müdürlüğü olduğunu, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğunu, bu nedenle istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dairemizce yapılan değerlendirmede; Mahkemece davacıların usulsüz tebligat şikayeti konusunda olumlu olumsuz bir karar verilmeden davacıların yetkiye itirazının incelenmesi ve yetkisizlik kararı verilmesi yerinde bulunmadığından mahkemece davacıların usulsüz tebligat şikayeti incelenerek takip şekline göre de diğer hususların incelenmesi gerektiğinden davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebepleri yerinde bulunmadığından diğer istinaf sebepleri incelenmeksizin HMK'nun 353/1- a-6 maddesi gereğince Kayseri 3....

        İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili tarafından, dava dilekçesinde ve sonradan sundukları beyan dilekçesinde tebligat usulsüzlüğünü ileri sürdükleri belirtilerek istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, kambiyo senetlerine özgü takipte, takip borçlusu tarafından ödeme emri tebligatının müvekkiline yapılmadığı belirtilerek, ödeme emri tebligatının usulsüzlüğü ile kambiyo hukukuna yönelik şikayete ilişkindir....

        Diğer taraftan borçlunun ödeme emrinin iptaline ilişkin şikayeti de İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren, usulsüz tebliğ iddiasının kabulü halinde ise düzeltilen tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içerisinde olmalıdır. Davacının ödeme emrine yönelik şikayeti de süresinde değildir. O halde, ilk derece mahkemesince davacının ödeme emrinin usulsüz tebliğ şikayeti ile ödeme emrine yönelik şikayetlerini yasal süresi içerisinde sunmadığı re'sen gözetilerek, bu istemler yönünden şikayetin süre yönünden reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile hüküm tesisi isabetsizdir. Diğer taraftan borçlunun ilamsız takipte borca, faiz ve ferilere, faiz nevi ve oranına yönelik itirazları ise İİK'nın 62. maddesi uyarınca takibin şekline göre ödeme emrinin tebliğ edildiği tarihten itibaren yasal süresi içerisinde icra dairesine sunulması gerekmekte olup icra mahkemesinde itiraza konu edilemez. Mahkemenin bu gerekçeye dayalı ret kararı isabetlidir....

        O halde, mahkemece, borçlunun usulsüz tebligata ilişkin şikayeti dışında kalan borca itirazının incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, Yargıtay bozma ilamına uyulduğu halde, bozmanın gerekleri yerine getirilmeden sadece usulsüz tebligat şikayetinin irdelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          UYAP Entegrasyonu