Yine dosya arasındaki davacının Çeşme ilçesindeki evinin güvenlik sistemi işleticisi şirketin kayıtlarına göre de tebligat yapılan tarihte davacının Çeşme ilçesindeki evinde olduğu anlaşılmaktadır. Muhatabın il dışında olması adresten geçici ayrılma sayılmayacağından tebliğ tarihinde İzmir ilinde değil ve fakat Çeşme ilçesinde bulunduğu anlaşılan davacıya Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesi gereği yapılan tebligat usulsüzdür. O halde mahkemece usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne ve tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi yerindedir....
Somut olayda ise borçlunun icra mahkemesine başvurusunda iflas ödeme emri tebligatına ilişkin tebligat usulsüzlüğü şikayetini ileri sürdüğü, aynı tarihte icra müdürlüğüne verdiği dilekçe ile aynı iddia ile birlikte borca itirazda bulunduğu, icra müdürlüğünce tebligat usulsüzlüğü iddiası ve gecikmiş itirazın mahkemece değerlendirileceğinden bahisle istemin reddedildiği görülmektedir. İflas ödeme emrinin borçluya tebliğinde kanuna aykırı bir işlemde bulunulmuşsa, borçlunun başvuracağı yol İİK'nun 16. maddesinde düzenlenen şikayet yoludur. Zira, İİK’da, 171/3. maddede sayılan nedenler dışında yer alan usulsüz tebliğ şikayeti için de icra dairesine gidileceği yönünde bir hükme yer verilmemiştir. Hal böyle olunca, Bölge Adliye Mahkemesince, borçlunun tebligat usulsüzlüğü şikayeti ve istinaf nedenleri incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile şikayetin İİK'nun 172. maddesi gereğince reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Dairemizin 15/06/2021 tarih 2020/1311 Esas 2021/1273 Karar sayılı ilamı ile davacı şirket adına çıkartılan ödeme emri tebligatının evrakı almaya yetkili olup olmadığı belirlenmeyen çalışan Hüseyin Gümüşel'e yapılan tebliğ işleminin Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliği'nin 21. maddesi hükümlerine aykırı ve usulsüz olduğu, davacının diğer itirazlarının incelenmesi gerektiği gerekçesi ile kararın kaldırılmasına karar verilmesinden sonra davacının imzaya itirazının kabulüne karar verilmiş, davalı tarafça tebligat usulsüzlüğü yönünden istinaf başvurusunda bulunulmayarak borca ve imzaya itiraz yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Mahkemenin imza itirazının kabulü yönünden gerekçeli kararında açıkladığı "Ankara 41. Noterliğince düzenlenen 12/02/2016 tarih 04941 yevmiye sayılı Adi Ortaklık Sözlemesinin 6. maddesi ile; adi ortaklığı Akif Kemal Aker ve Bahadır Ersagun Evci münferiden temsile yetkili kılınmıştır. Ankara 41....
maddesine göre yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu, gecikmiş itirazdan söz edebilmek için öncelikle usulüne uygun ödeme emri tebliği gerektiği, bu yönüyle İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesinin borçlunun talebini usulsüz tebliğ şikayeti olarak değerlendirmesi, hukuki tavsifin hakime ait olması kuralına uygun ve isabetli olduğu ancak; Bölge Adliye Mahkemesince borçlunun başvurusunda usulsüz tebligattan 08/06/2018 tarihinde haberdar olduğu ve buna göre süresinde mahkemeye başvurmadığından şikayetin süreden redddine karar verilmişse de; borçlunun dava dilekçesindeki "....ödeme emri tebliği 08/06/2018 tarihinde mahalle muhtarına tebliğ edilmiştir. Ancak itirazın son günü olan 18/06/2018 tarihine kadar icra dairesine gelip itirazda bulunamadığı...." sebebiyle "Büyükorhan ilçesinde bulunamadım." şeklindeki beyandan usulsüz tebliğden haberdar olduğu sonucuna varılamaz. Borçlu bu ifade ile gecikmiş itirazın nedenlerini izah etmeye çalışmaktadır....
belirterek, kararın kaldırılarak usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile, tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine, bu talep kabul görmez ise, gecikmiş itiraz olarak kabul edilerek takibin durdurulmasına karar verilmesini istemiştir....
Davalı -alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; Tebligat Kanunu m. 32 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik m.53/1 uyarınca kendisine usulsüz tebligat yapılan muhatap tebligatı öğrendiği andan itibaren tebliğ geçerli sayılacağını,Davacı İstanbul 10....
Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre borçluya yapılan tebligatın yasaya uygun olup olmadığının takdir ve tesbiti icra müdürüne değil; bu hususta şikayet vaki olduğu takdirde, tebligatın usulüne uygun olup olmadığı hakkında ve tebliğ tarihinin düzeltilmesi gerekip gerekmediği yönünde karar verme yetkisi icra mahkemesine aittir. Borçlunun usulsüz tebligat şikayeti bulunmadığına göre şikayetin kabulü gerekirken reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
un komşu, kapıcı, yönetici gibi kimselerden olup olmadığının belirtilmediği, bu nedenle anılan tebliğ işleminin 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesi ile Tebligat Yönetmeliği'nin 30 ve 35. maddeleri hükümlerine aykırı olmakla usulsüz olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda, mahkemece, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü şikayetinin yukarıda açıklanan nedenle kabulüne karar verilmesi gerekirken, mernis adresinin ödeme emri tebliğ edilen adres ile aynı olmadığı gerekçesiyle hüküm tesisi yerinde değil ise de; sonuçta usulsüz tebligat şikayeti kabul edildiğinden sonucu doğru mahkeme kararının onanması gerekmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece, müvekkili tarafından Gebze İcra Dairesinin 2020- 35206 esas sayılı dosyasına yapılan imzaya itirazın 5 günlük yasal süre içerisinde yapılmadığından bahisle davanın reddine karar verildiğini, müvekkiline dava konusu Gebze İcra Müdürlüğünün 2020/35206 esas sayılı dosyasından çıkarılan ödeme emrinin 04.12.2020 tarihinde tebliğ olduğunu, müvekkilinin ise 08.12.2020 tarihinde dava açarak imza itirazında bulunduğunu, müvekkilinin ödeme emrinin kendisine 04.12.2020 tarihinde tebliğ edildiğini, posta memuru tarafından usulsüz olarak tebligat zarfının doldurulduğunu, müvekkilinin 04.12.2020 tarihinde ödeme emrini tebliğ aldığını beyan ettiğini, yerel mahkemece tebliğ tarihi hususunda itiraz varken ptt’ye ödeme emrinin tebliğ tarihi sorulmadan ve usulsüz tebligat ile hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını...
ve tevsik edilemediği,,anılan tebligatın Tebligat Kanunu'nun 21/1. ve 23/7. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliği'nin 30. ve 35. maddeleri uyarınca usulüne uygun yapılmadığı anlaşıldığından davacının ödeme emrini öğrendiğini bildirdiği tarihten evvel öğrendiğine ilişkin dosya içinde başkaca bir bilgi ve belgenin bulunmadığı hususu da dikkate alınarak davacının usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne, ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 05/11/2020 olarak düzeltilmesine karar vermek gerekmiştir.İİK'nun 62. maddesi uyarınca, genel haciz yolu ile yapılan ilamsız icra takibinde, her türlü itirazın süresi içinde icra dairesine bildirilmesi zorunludur....