DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca, uyuşmazlık, ilamsız icra takibinde, usulsüz tebligat şikayetine ilişkindir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21. maddesinin 1. fıkrasına göre tebligat yapılabilmesi için, muhatabın tebligat çıkarılan adreste ikamet etmekle birlikte, geçici olarak adreste bulunmadığının ve nedeninin, tevziat saatlerinden sonra geleceğinin tespiti ile bu tespitin tebliğ evrakına yazılması ve tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclisi üyeleri, kolluk amir ve memurlarından araştırarak beyanlarını tebliğ mazbatasına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması gerekir. Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 30. maddesi, tebliğ memuruna ilgilinin neden adreste bulunmadığını “tahkik etme” görevini yüklemiştir....
İcra Müdürlüğünün 2022/3692 Esas sayılı dosyası ile müvekkil aleyhine icra takibi başlatıldığını ancak söz konusu takip haksız ve hukuka aykırı olduğundan 31/10/2022 tarihinde icra müdürlüğüne dilekçe sunarak ödeme emrine konu tebligatın usulsüz olduğundan müvekkilin söz konusu tebligattan ve takipten haberdar olmadığını bu nedenle hacizlerin kaldırılması talepli itiraz dilekçesi sunduklarını ancak icra müdürlüğü tarafından tebligatın usulsüz oluşunu inceleyip karar vermeyeceği gerekçesiyle itirazın reddedildiğini ve takibin durdurulmadığı gibi hacizlerinde kaldırılmadığını, müvekkil adına çıkartılan tebligat mazbatasında tebligat yapılan kişinin adı ve soyadının açık bir şekilde yazmadığını, tebligat yapılan kişinin müvekkilin babası olduğunu tahmin ettiklerini ancak babası ile müvekkilin aynı konutta yaşamadığını ayrıca muhatabın tebliğ adresinde bulunmadığına ilişkin beyanın kimden öğrenildiğinin tebliğ mazbatasına şerh edilmediğinden söz konusu tebligatın bu nedenle usulsüz olduğunu...
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 15/06/2020 NUMARASI : 2019/496 ESAS 2020/209 KARAR DAVA KONUSU : Meskeniyet İddiası KARAR : Yukarıdaki mahal esas ve karar numarası ayrıntılı olarak belirtilen İlk Derece Mahkeme kararının süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya mündericatına tüm bilgi ve belger okunup tetkik edildikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonunda duruşma açılmasına gerek görülmeksizin gereği görüşülüp düşünüldü. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; Bursa 6. İcra Müdürlüğü'nün 2019/2309 E. Sayılı dosyasında başlatılan icra takibinden 12/06/2019 tarihinde haberdar olduğunu, usulsüz tebligat şikayeti ile ilgili ayrı dava açtığını, takibin usulsüz tebligata dayanarak kesinleştirildiğini ve 05/04/2019 tarihinde tapuda adına kayıtlı Yenişehir İlçesi, Yenigün Mah....
Somut olayda borçluya çıkarılan ödeme emri davetiyesine ''adreste muhatabın kendisine tebliğ edildi'' şerhi verilerek 09.08.2012 tarihinde tebliğ edildiği ve tebligat tarihinin altına imza atıldığı, davetiyenin üzerine kaşe ile dağıtıcının isim ve sicilinin basıldığı, tebligatın bizzat yapıldığı belirtilen borçlunun isminin yazılarak imzasının alındığı, şikayetçinin sadece tebligatta kendisine ait olduğu belirtilen imzayı kabul etmediği görülmüştür. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 23/9. maddesinde ve Tebligat Yönetmeliğinin 35/ğ maddesinde dağıtıcın imzasını isim ve sicilinin bulunduğu bölüme atacağına ilişkin açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Dağıtıcının imzasını isim ve sicilinin bulunduğu haneye atması bir teamül olsa da, tebliğ şerhi bulunan hanedeki imzanın sadece dağıtıcı tarafından atılmasının da bir teamül olduğu ve şikayete konu tebligatta yasanın aradığı koşul yerine gelmiş olduğu için farklı yorum aşırı şekilcilik olur ve hak kaybına neden olur....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ödeme emri müvekkile tebliğe çıkartılmış ise de yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, müvekkil davacının ödeme emrinden tebellüğ etmemiş ve gerek takipten gerekse de ödeme emrinden haberdar olmadığını, icra dosyasının usulsüz tebligat ile yine usule aykırı şekilde kesinleştirilerek müvekkilin itiraz hakkını kullanmasının önüne geçilmiş ve aleyhine haciz işlemi yapılmış olduğunu, senetteki imzanın sahteliğine takipten haberdar olunmasını takiben icra dosyasının incelenmesi ile vaki olunduğunu, hususun öğrenilir öğrenilmez şikayet davası ikame edilmiş ve savcılıkta şikayette bulunulduğunu, borçlu müvekkile yapılmış olan tebligatın usulsüzlüğü kadar senetteki imzanın müvekkile ait olmadığını ve senedin davalı ve kızı tarafından doldurulduğunu, Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının Sor....
Maddesi gereği ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde icra dairesine yapılması gerekmekle, mahkememizce itirazın incelenmesine yasal olanak bulunmadığından, takibe yönelik Mahkememize yapılan diğer itirazların reddine karar vermek gerekmiş ve davanın KISMEN KABUL ve KISMEN REDDİ ile usulsüz tebligat şikayeti yönünden davanın kabulüne, davacı borçlunun TK 32.Maddesi uyarınca ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 23/07/2019 tarihi olarak DÜZELTİLMESİNE, diğer itirazlarının REDDİNE" karar verildiği görülmüştür. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; cevap dilekçesini tekrarla davacıya ödeme emrini usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini, davacının adres kayıt sistemindeki adresine tebligat yapıldığından Tebligat Yönetmeliğinin 30. Maddesinin uygulanamayacağını söyleyerek kararın kaldırılmasını istemiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen icra dosyası fotokopisi ve tüm dosya kapsamına göre; İstanbul 3....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; icra dosyasında gönderilen tebligatın usulsüz olduğunu, ıttıla tarihinin 07.09.2017 tarihi olması sebebi ile ıttıla tarihinin tebliğ tarihi olarak kabulüne ve yasal itiraz sürelerinin bu tarih itibari ile işlemesine karar verilmesini, icra dosyasına vekaletname sundukları tarihte haberdar olduklarını, müvekkilinin 07/09/2017 tarihinde takibi öğrendiğini ve itiraz ettiğini, borcun bulunmadığını, haciz kaldırma talebinin değerlendirilmediğini, bu sebeple davacı/borçlunun 12.09.2017 tarihli itirazının kabulüyle icra takibinin durdurulmasına karar verilmesini beyan ederek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, ilamsız icra takibinde, ödeme emrinin usulsüz tebliği, taahhütnamenin iptali, hacizlerin kaldırılaması şikayetlerine ilişkindir. Usulsüz tebligat şikayeti, süresiz nitelikte olmayıp, öğrenme tarihinden itibaren, İİK. 'nun 16....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 27/11/2020 NUMARASI : 2020/1022 ESAS- 2020/1274 KARAR DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİĞ ŞİKAYETİ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine İstanbul 14. İcra Müdürlüğü’nün 2020/16302 e sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin müvekkilinin adresine tebliğ edildiği tarihten önce müvekkilinin adresten taşındığını, muhtara yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, davalının müvekkilinin eski işvereni olduğunu, haksız ve kötü niyetli takip başlattığını, müvekkilinin maaş hesabı dahil tüm malvarlığına el konulduğunu, satış işlemlerine de başladığını beyanla takibin ve hacizlerin durdurulması ile davanın kabulüne ve usulsüz yapılan tebligatın iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
Sair temyiz itirazları yerinde değilse de; Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesine göre ''Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. Ayrıca başkaca adres araştırması yapılmaz. 79 uncu maddenin ikinci fıkrasına göre renkli bastırılan tebligat zarfında, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese tebligat yapılacağına dair meşruhata yer verilir.'' denilmiştir. Bu yönetmeliğe göre 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 2l/2. maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, tebliği çıkaran mercice, tebligat çıkarılan adresin, muhatabın, adres kayıt sistemindeki adresi olduğuna dair tebliğ evrakı üzerine kayıt düşülmesi zorunludur....
Somut olayda haciz, şikayete konu ödeme emirlerinin tebliğ tarihine göre takibin kesinleşmesinden sonrasına ilişkin ise de; usulsüz tebligat şikayetleri nedeniyle haczin geçerli olup olmayacağı, tebligat usulsüzlüğü şikayeti üzerine verilen kararın kesinleşmesi ile açıklık kazanacaktır. Bu durumda, mahkemece usulsüz tebligat şikayetine konu olan aynı mahkemenin 2015/159 E. - 2015/213 K. sayılı dosyasında verilen kararın kesinleşmesi beklenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, kararın bu nedenle bozulması gerekirken onandığı anlaşılmakla, borçluların karar düzeltme isteminin kabulüne karar verilmiştir. SONUÇ : Borçluların karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 20.03.2017 tarih ve 2016/12825 E. - 2017/4168 K. sayılı onama ilamının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 05.07.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....