Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda ise borçlunun icra mahkemesine başvurusunda iflas ödeme emri tebligatına ilişkin tebligat usulsüzlüğü şikayetini ileri sürdüğü, aynı tarihte icra müdürlüğüne verdiği dilekçe ile aynı iddia ile birlikte borca itirazda bulunduğu, icra müdürlüğünce tebligat usulsüzlüğü iddiası ve gecikmiş itirazın mahkemece değerlendirileceğinden bahisle istemin reddedildiği görülmektedir. İflas ödeme emrinin borçluya tebliğinde kanuna aykırı bir işlemde bulunulmuşsa, borçlunun başvuracağı yol İİK'nun 16. maddesinde düzenlenen şikayet yoludur. Zira, İİK’da, 171/3. maddede sayılan nedenler dışında yer alan usulsüz tebliğ şikayeti için de icra dairesine gidileceği yönünde bir hükme yer verilmemiştir. Hal böyle olunca, Bölge Adliye Mahkemesince, borçlunun tebligat usulsüzlüğü şikayeti ve istinaf nedenleri incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile şikayetin İİK'nun 172. maddesi gereğince reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

    İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte borca kısmen itiraz nedeniyle yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne, ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak beyan edilen 26.11.2019 olarak düzeltilmesine, ödeme emrinde belirtilen masraf isimli “1.057.331,56 TL“ alacağın ödeme emrinden çıkartılmasına, yasal şartlarının oluşmaması sebebiyle tarafların tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Kararın alacaklı ve borçlular tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı temlik alan ve borçlular tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....

      İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesini tekrarla; mahkemece davaları kabul olmuşsa da işin esasına girilmediğini, borca ve tüm ferilerine itirazlarının değerlendirilmediğini, tüm bu nedenlerle, usulsüz yapılan tebliğ nedeniyle müvekkilinin usulsüz tebliği öğrenme tarihi olan 29/01/2020 tarihinin ödeme emrinin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesi ile süresinde borca ve tüm ferilerine itirazımızın kabul edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, genel haciz yolu ile takipte ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ile borca itiraz niteliğindedir olup istinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan takipte; borçlunun, senedin boş olarak lehtara verildiğini, sonradan doldurularak takibe geçildiğini, kambiyo vasfını taşımadığını ileri sürerek, borca itiraz ettiği, mahkemece; borçlunun itiraz ve şikayeti, ilamsız icra takibinde usulsüz tebligat şikayeti olarak değerlendirilerek, tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 16/09/2013 tarihi olarak kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. 6100 Sayılı HMK'nun 297/2. maddesi uyarınca; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin...

        DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi, İİK'nın 58/3., 61/1. maddeleri uyarınca ödeme emrine takip dayanağı belgenin eklenmemesi nedeniyle ödeme emrinin iptali ve borca itiraz istemine ilişkindir. Tebligat Kanunu'nun “Elektronik Tebligat" başlıklı 7/a maddesinin 2. fıkrasında, birinci fıkra kapsamı dışında kalan gerçek ve tüzel kişilere, talepleri halinde elektronik tebligat adresi verileceği, bu durumda bu kişilere tebligatın elektronik yolla yapılmasının zorunlu olduğu, 3. fıkrasında ise; elektronik yolla tebligatın zorunlu bir sebeple yapılamaması halinde bu Kanunda belirtilen diğer usullerle tebligat yapılabileceği düzenlemeleri yer almaktadır. Somut olayda, davacıya çıkartılan ödeme emrinin tebliğ tarihi itibariyle davacının elektronik tebligat adresi açık ve aktif olduğundan, tebligatın elektronik yolla yapılması yasal zorunluluktur....

        Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın süresi içerisinde açılmadığını, döviz alacağının fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden istenmesinde yasaya aykırılık bulunmadığını, dar yetkili icra mahkemesinde tanık dinlenemeyeceği gibi ticari defter ve kayıtların da incelenerek sonuca gidilemeyeceğini savunarak davanın reddine ve tazminata karar verilmesini istemiştir. Mahkeme dosya üzerinde yaptığı inceleme sonucunda; davacıya yapılan tebligatın Tebligat Kanunu 10, 17, 20 ve 21. maddelerine uygun olarak yapıldığı ve Tebligat Kanunu'nun 20. maddesine göre tebligatın 16/10/2018 tarihinde yapılmış sayıldığı, bu tarihten itibaren 5 gün içerisinde itiraz edilmesi gerektiği, ancak itirazın bu süre içerisinde yapılmadığı gerekçesiyle davanın süre yönünden reddine, diğer itirazlar yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir....

        Ancak davacı vekilinin usulsüz tebligat şikayeti kabul edildiği ve davalı cevap dilekçesinde davanın reddini talep ettiği halde haklı çıkan davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi yerinde görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile kararın HMK 353/1- b(2) maddesi uyarınca kaldırılmasına, usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile İzmir 15. İcra Müdürlüğü'nün 2020/9086 Esas sayılı dosyasında davacıya gönderilen ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 14/12/2020 tarihi olarak düzeltilmesine, borca itirazın reddine karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1) Davalı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE, Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile HMK'nun 353/1- b(2) maddesi uyarınca İzmir 8. İcra Hukuk Mahkemesinin 11/03/2021 tarih, 2020/641 Esas ve 2021/207 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, a-Usulsüz tebligat şikayetinin KABULÜ ile İzmir 15....

        borca, faize ve yetkiye itiraz etmesi gerekirken bu süre geçirildikten sonra itirazın yapıldığı anlaşılmakla, davacının borca, faize ve yetkiye itirazının süreden reddine karar verilmesinde de bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

        No:18/4 Yenişehir / MERSİN" olduğu, TK 10 maddesi uyarınca bu adresin bilinen adres olarak kabulünün gerektiği, takipte ise bilinen adrese tebligat yapılmaksızın "Pirireis Mah. 1120 Sk. Karakurtlar Sit. B Blok 13/1 Yenişehir/Mersin" adresine çıkartılan tebligatın bila tebliğ iadesi üzerine borçlu şirketin ticaret sicildeki kayıtlı adresine TK.nun 35. maddesi uyarınca ödeme emri tebliği işleminin usulsüz olduğu, borca itiraz yönünden ise takibin genel haciz yoluyla ilamsız takip olduğu ve takibin türüne göre borca itirazın icra dairesi nezdinde yapılması lüzumu karşısında, mahkeme nezdinde yapılan itirazın sonuç doğurmayacağı belirtilerek, usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile Mersin 3.İcra Müdürlüğünün 2021/1650 esas sayılı icra takibinde davacı borçluya gönderilen ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinin tespiti ile öğrenme tarihinin 20/09/2021 olarak düzeltilmesine, borca itirazın reddine, taraf leh ve aleyhine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, karar verilmiştir....

        Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlunun, icra mahkemesine başvurusunda usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte borca ve imzaya itiraz ettiği, mahkemece verilen kararın alacaklı tarafından temyizi üzerine, dairemizin ...... sayılı ilamı ile gerekçeli karar ile kısa karar arasında çelişki olduğu gerekçesi ile bozulduğu, mahkemece bozmaya uyularak verilen kararda tebligat usulsüzlüğü ile ilgili şikayet hakkında karar gerekçesinde hiç bir değerlendirme yapılmadığı gibi hüküm fıkrasında da buna ilişkin bir karar verilmediği, bozma öncesi, ara kararla tebligatın usulsüz olduğuna karar verildiği görülmektedir. 6100 sayılı HMK’nun 297. maddesi, kamu düzeni amacıyla konulmuş emredici...

          UYAP Entegrasyonu