Taraflar arasındaki ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takipte asıl dava dosyasında icra emrinin usulsüz tebliği ve takip dosyasında birden fazla icra emri olup, bu belgeler arasında içerik ve miktar yönünden farklılık bulunduğu ve takibe dayanak belgelerin icra emrine eklenmediğine yönelik şikayet sebebiyle yapılan yargılama ve birleşen dava dosyasında icra emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti, icra dairesinin yetkisine itiraz, takip dosyasında iki farklı icra emri bulunduğu itirazı ve borca, faize ve tüm fer'ilerine itiraz sebebiyle yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl dava dosyası yönünden; davacıların usulsüz tebliğ şikayetlerinin kabulü ile Ankara 9....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine genel haciz yoluyla icra takibine başlandığı, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, usulsüz tebliğ şikayeti kabul edilmezse tebliğ tarihinde yurt dışında olduğunu ve takipten 26.05.2016 tarihinde haberdar olduğunu ileri sürerek gecikmiş itirazının kabulünü ile borca ve imzaya itirazının kabulunü istediği, mahkemece istemin, hem usulsüz tebligat şikayeti hem de gecikmiş itiraz olarak nitelendirilmesi ile tebliğ işleminin usulüne uygun olduğu, gecikmiş itirazın ise kabulü ile ödeme emrinin 26.05.2016...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : İncelenen tüm dosya kapsamı itibari ile; davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı, davacı borçlunun adına çıkarılan ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinden bahisle usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte imza ve borca itiraz ettiği, mahkemece ödeme emrinden haciz tarihi olan 23.01.2019 tarihi itibari ile haberdar olunması nedeniyle usulsüz tebligat şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiği, davacı borçlu şirketin kararı istinaf ettiği anlaşılmıştır. Somut olayda davacı şirket adına çıkartılan ödeme emri tebligatının Tebligat Kanunu hükümlerine göre usulüne uygun tebliğ edilmediği ancak 23.01.2019 tarihli haciz esnasında şirket çalışanı olduğunu beyan eden Yasemin Işık'ın hazır bulunduğu, yetkili temsilcinin hazır bulunmadığı anlaşılmakta olup haciz tarihinin öğrenme tarihi olarak kabulü mümkün değildir....
Takibin şekline göre her türlü itiraz icra dairesine yapılacağından davacının borca itirazının da reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Davacı borçlunun usulsüz tebligat şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine, davacı borçlunun borca itirazının reddine" karar verildiği görülmüştür....
verilerek icra müdürlüğünün takibin durdurulmasına ilişkin kararının kaldırıldığı görülmektedir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, davacı - borçlu hakkında başlatılan ilamsız icra takibinde usulsüz tebliğ şikayeti, gecikmiş itiraz, ödeme emri ekinde dayanak belgenin gönderilmediği ve ödeme emrinin imzasız ve mühürsüz olduğu iddialarına dayalı ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve ödeme emri iptali istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk HMK'nın 114/1-ı, 115/1. maddeleri, İİK’nın 16, 18, 58, 60, 61 ve 65. maddeleri, Tebligat Kanunu'nun 32 ve 35. maddesi 3. Değerlendirme 1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2....
İİK 62. ve 66. maddeleri gereğince takibin borçlu yönünden durdurulmasına, itiraz süresinde değil ise takibin kaldığı yerden devamına" karar verildiği, tebliğden önce borca itiraz edilmesini engelleyen yasal bir düzenlemenin olmadığı, dava tarihi gözetildiğinde borçluya yapılmış bir tebligatın da bulunmadığı anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince usulsüz tebliğ şikayetinin süre aşımından reddine yönelik verilen karar bu aşamada usulsüz olduğundan, davacının istinaf talebinin HMK 353(1)-b/2 kabulü ile, ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına, icra dosyasına tebligat parçası döndükten sonra icra müdürlüğünce takibin durdurulması yada devamı yönünde karar verileceği de gözetilerek bu aşamada davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından şikayetin reddine, Dairemizce oy birliği ile karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Borçlunun usulsüz tebligat şikayeti dışında ileri sürdüğü hususlar, borca itiraz niteliğinde olup; İİK'nun 150/a-1. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanun'un 62/1. maddesi hükmüne göre; her türlü itirazın, ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde icra dairesine yapılması zorunludur. Bu durumda, borçlunun itirazlarını, icra dairesi yerine icra mahkemesine bildirmiş olması fuzuli bir işlem olup, yanlış merciye yapılan başvuru hukuki sonuç doğurmaz. O halde mahkemece, takibin türü bakımından icra mahkemesine yapılan itirazın geçersiz olduğu göz önünde bulundurularak, borçlunun itiraza yönelik isteminin reddi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
İcra Müdürlüğünün 2017/12376 Esas sayılı dosyasında davacı adına çıkartılan 26/01/2018 tebliğ tarihli ödeme emri tebligatının tebliğ tarihinin iptaline, ödeme emrinin davacıya tebliğ tarihinin ıttıla tarihi olarak beyan ettiği 29/11/2018 tarihi olarak tesbitine ve kabulüne, davacı tarafın borca itirazının reddine karar verilmiştir. Davacı borçlu vekili istinaf başvurusunda özetle; alacaklı ile imzalanan sözleşme nedeni ile çekin kambiyo vasfını kaybettiği iddiasının mahkemece incelenmediğini, ciranta borçlu olan müvekkilinin çek komisyonu ve çek tazminatından sorumlu olmadığını, 1.940,97 TL fazla işlemiş faiz talep edildiğini, takipte avans faizi talep edildiği halde faiz oranın fahiş olduğunu belirterek, mahkemenin borca itirazlarının reddine ilişkin kararının kaldırılmasına ve yeniden esas hakkındaki talepleri doğrultusunda davanın tümünün kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Uyuşmazlık, Tebligat Kanununun 32.maddesi kapsamında usulsüz tebliğ şikayeti ile İİK.'...
Davalı vekili tarafından 23/10/2020 tarihinde borca itiraz dilekçesi verildiğinden, İİK'nın 62. maddesi uyarınca icra takibi durdurulması ve 23/10/2020 tarihinde konulan hacizlerin kaldırılmasına ilişkin icra memur işlemi şikayet konusu edilmiştir. İcra mahkemesi kararlarının infazı için kesinleşmesi zorunlu olmayıp, usulsüz tebligat şikayeti kararının infazı için kesinleşmesi gerektiğine ilişkin yasal bir düzenleme de bulunmadığından, davalının yasal süresi içinde borca itiraz etmesi nedeniyle takibin durdurulmasına ve itiraz tarihinden sonra konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir....