Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI; Mahkemece, verilen ilk karar ile ödeme emrinin tebliğ tarihi itibariyle ilgili adresin borçlu şirketin ticaret sicil adresi olup olmadığı hususunda Adana ticaret sicil müdürlüğüne yazılan müzekkereye verilen cevapta tebliğ edilen adresin davacı borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı tescilli adresi olduğunun bildirildiği anlaşılmakla şikayetçi adına çıkartılan tebligatın usul ve yasaya uygun olduğu, davacı tarafça gecikmiş itiraz şikayeti yönünden delil bildirilmediğinden gecikmiş itiraz şikayetinin de bu nedenle yerinde görülmediği, davacı borçlunun kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan takipte borca, fer'ilerine itirazı ile mükerrerliğe itiraza ilişkin itirazını 5 günlük yasal süre içerisinde yapması gerektiği halde 5 günlük yasal süre geçtikten sonra 28/12/2018 tarihinde borca, fer'ilerine itirazı ile mükerrerlik itirazında bulunduğu belirtilerek Şikayetçinin usulsüz tebligatın iptali, gecikmiş itiraz ve memur muamelesinin iptaline ilişkin...

borçlunun işyeri adresine çıkartıldığı ve sekreter Ceren Elmas imzasına tebliğ edildiğinin görüldüğü, tebliğ işlemleri bu hali ile Tebligat Kanunu'nun 17. maddesine göre yapılmış ise de; tebliğ anında muhatabın orada bulunmadığı hususu tespit edilmeden doğrudan çalışan olduğu belirtilen kişiye yapılmış olduğundan tebligat, anılan madde hükmüne aykırı olmakla usulsüz olduğundan, usulsüz tebliğ şikayetinin kabul edilerek borçlunun tebliğe muttali olduğunu beyan ettiği tarihin (22/12/2014) tebliğ tarihi olarak kabul edilmesine ve kabul edilecek tebliğ tarihine göre yetkiye ve borca itirazlarının esası yönünden inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle mahkeme kararının bozulduğu anlaşılmıştır....

    Davacı tarafından usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte takip konusu bononun bedelsiz olduğu belirtilmek suretiyle borca itiraz edilmiştir. Mahkeme usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile ıttıla tarihinin 11/04/2017 tarihi olarak tespitine, borca itirazın reddine karar vermiş olup, davacı tarafından borca itiraz yönünden istinafa başvurulduğundan istinaf incelemesi borca itiraz yönünden değerlendirilmiştir. 6102 Sayılı TTK'nın 776 maddesinde bononun yasal unsurları düzenlenmiştir. Takibe konu bonoda davacı borçlunun keşideci olduğu, alacaklının lehtar olduğu, bononun kambiyo senedi vasfına haiz olduğu, alacaklı tarafından senedin boş olarak verildiği ve TKHK'nu kapsamında verildiğine yönelik iddiası yazılı olarak ispatlanamadığından mahkemece borca itiraz yönünden davanın reddine karar verilmesi hukuken yerindedir. Tüm bu nedenlerle davacının istinaf talebinin HMK 353/1- b-1 maddesi uyarınca Esastan Reddine dairemizce oy birliği ile karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....

    yeri adresinin Ankara olması nedeniyle Ankara İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunu ifade ederek usulsüz tebligat şikayetlerinin, yetkiye ve borca itirazlarının kabulüne karar verilmesini, takip kesinleşmeden önce usulüne aykırı olarak yapılmış olan tüm icrai/haciz işlemlerin iptaline/ fekkine karar verilmesini ' talep ve dava etmiştir....

    Anılan yasa hükümlerine göre imzaya, borca, yetkiye itiraz ve kambiyo hukuku bakımından şikayet ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük süreye tabidir. İcra dosyasının incelenmesinde, ödeme emrinin borçluya 22.12.2018 tarihinde tebliğ edildiği, davanın ise 27.12.2018 tarihinde açıldığı görülmektedir. Borçlunun ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik iddiasının bulunması ve Mahkemece usulsüz tebliğ şikayetinin yerinde görülmeyerek reddedilmiş olması yasal süresi içerisinde yapılan itirazların incelenmesine engel teşkil etmez. Kaldı ki borçluya ödeme emrinin tebliğine ilişkin mazbatada haber bırakılan komşu, kapıcı, yöneticinin kim olduğunun yazılı olmadığı, bu haliyle ödeme emrinin borçluya tebliğinin TK'nın 21/1, Tebligat Yönetmeliğinin 35/f ve 30 ile 31. maddelerine aykırı ve usulsüz olduğu anlaşılmaktadır....

    Davacı vekili dava dilekçesinde, diğer şikayetleri, yetki ve borca itirazı yanında, taşkın haciz şikayetinde de bulunmuş, kararın gerekçesinde sadece usulsüz tebligat, meskeniyet şikayetleri ile yetki ve borca itiraz yönünden değerlendirme yapılarak davanın reddine karar verilmiş, davacının taşkın haciz şikayeti hakkında olumlu veya olumsuz bir değerlendirme yapılmamış olup, davacının tüm talepleri değerlendirilmeden karar verilmesi nedeniyle karar, usul ve yasaya aykırıdır....

    nun 13.02.2013 tarihinde icra dairesine gelerek ödeme taahhüdünde bulunduğu, bu ödeme taahhüdüne binaen icra işlemlerinin ve ödemelerin yapıldığı, borçlunun 18/11/2013 tarihinde diğer şikayet ve itiraz nedenleri ile birlikte ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü ve takibin kesinleşmemesi nedeniyle yapılan ödeme taahhüdünün geçersiz olduğu iddiası ile yaptığı başvuru neticesinde mahkemece takibin ve ödeme taahhüdü işleminin iptaline ve alacağın %40 oranında tazminata hükmedildiği anlaşılmıştır. Borçlu ...'ya tebellüğ edilen ve usulsüzlüğü ileri sürülen Örnek ... ödeme emri tebligat mazbatasınında; tebliğ yapanın isim ve imzasını ve tarihi içermediğinden tebligatın usulsüz olduğu belirlenmiş ise de; Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren (7) gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur....

      vasfını taşımamaları nedeniyle takibin iptali gerektiğini belirterek, takibin iptaline, ödeme emri tebligatlarının geçersizliğine, bu talebin uygun görülmemesi durumunda tebligatın usulsüzlüğüne, öğrenme tarihinin dava tarihi olarak tespitine, borca itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesini istemiştir....

      Davalı vekili, icra takibinin yetkiye ve borca itiraz nedeniyle durduğunu, dava konusu icra takip dosyasında ödeme emrinin icra mahkemesince iptal edildiğini, iptal edilen ödeme emrinin bu kez usulsüz olarak tebliğ edildiğini, tebligatın usule aykırı olup, geçersiz olduğuna yönelik itirazın süresi içinde borca ve yetkiye itiraz ile birlikte yapıldığını, bu haliyle davanın itirazın iptali davası olmayıp ancak alacak davası olabileceğini, müvekkili aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporları doğrultusunda, yanlar arasındaki sipariş sözleşmelerinde ......

        İcra Müdürlüğünün 2011/7435 sayılı takip dosyasının incelenmesinden davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 6.987,40 TL asıl alacak, 655,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.642,40 TL alacak için ilâmsız icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin davalıya 29.02.2012 tarihinde tebliğ edildiği, 7 günlük itiraz süresi geçtikten sonra 22.03.2012 tarihli dilekçe ile tebligatın usulsüz olduğu ve dilekçe tarihinde öğrendiklerinden bahisle borca itiraz edildiği, icra mahkemesinde davalı borçlu tarafından ödeme emrinin tebliğinin usulsüzlüğü ve öğrenme tarihinin tebliğ tarihi sayılmasına dair şikayet davasının açılmadığı anlaşılmaktadır. Davalı borçlunun bu itiraz dilekçesi süresinden sonra olmakla birlikte icra müdürlüğünce 22.03.2012 tarihinde borçluya yapılan tebligat usulsüz olduğundan tebligatın iptâline ve itiraz nedeniyle takibin durdurulmasına karar verilmiştir....

          UYAP Entegrasyonu