Davacı borçlu vekili istinaf başvurusunda özetle; alacaklı ile imzalanan sözleşme nedeni ile çekin kambiyo vasfını kaybettiği iddiasının mahkemece incelenmediğini, ciranta borçlu olan müvekkilinin çek komisyonu ve çek tazminatından sorumlu olmadığını, 1.940,97 TL fazla işlemiş faiz talep edildiğini, takipte avans faizi talep edildiği halde faiz oranın fahiş olduğunu belirterek, mahkemenin borca itirazlarının reddine ilişkin kararının kaldırılmasına ve yeniden esas hakkındaki talepleri doğrultusunda davanın tümünün kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Uyuşmazlık, Tebligat Kanununun 32.maddesi kapsamında usulsüz tebliğ şikayeti ile İİK.'nun 169/a maddesi kapsamında borca itiraza ilişkindir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tebligatların usulüne uygun yapıldığını, davacı T1 89/1 haciz ihbarnamesinin 07/12/2015 tarihinde adı geçen davacının oğluna tebliğ edildiğini, aynı adrese çıkarılan 89/2 haciz ihbarnamesi tebligatının bila tebliğ iade edilmesi üzerine T.K'nın 21/2. maddesine göre tebligat yapıldığını, 89/3 haciz ihbarnamesinin de aynı usulle tebliğ edildiğini, davacı T2 adına çıkartılan 89/1 haciz ihbarnamesinin bila tebliğ iade edildiğini, T.K'nın 21/2 maddesine göre tebligat yapıldığını, bu kişi adına çıkartılan 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamelerinin de aynı usulle tebliğ edildiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla usulsüz tebligat şikayeti kabul edilse dahi davacıların bildirdikleri öğrenme tarihine göre haciz ihbarnamelerine itirazlarının bulunmadığını bildirerek, davanın reddine, % 20'den az olmamak üzere tazminata karar verilmesini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 05.04.2016 tarih ve 2015/31997 Esas, 2016/9975 Karar sayılı Daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkikinin alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair karar düzeltme itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte borçluların kambiyo şikayeti ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece takibe dayanak senedin kambiyo senedi vasfı taşımadığı gerekçesi ile İİK’nun 170/a maddesi uyarınca takibin iptaline karar verildiği görülmektedir....
Borçlu icra mahkemesine başvurusunda, takibin iptaline yönelik diğer şikayeti yanında ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu da ileri sürdüğü halde, mahkemece bu konuda bir değerlendirme yapılmadığı anlaşılmaktadır. Anılan durum yukarıda değinilen HMK'nun 297. maddesi hükmüne aykırıdır. Mahkemece; ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna ilişkin şikayetin incelenerek tebligatın usulsüz olduğu sonucuna varılması halinde, usulsüz tebligattan haberdar olunan tarihe göre şikayetin süresinde olması durumunda, tebliğ tarihinin TK.'nun 32. maddesi yarınca düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, bu konuda herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın bu konudaki şikayeti de kapsar biçimde yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca usulsüz tebligat şikayeti ve ilamsız icra takibinde yetki itirazı ile hacizlerin kaldırılması istemine ilişkindir. Bodrum 1....
Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesine göre; “Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur.” Şikayetçinin bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Hukuk Genel Kurulu'nun 12/02/1969 tarih ve 1967/172-107 sayılı kararında da benimsendiği üzere, beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez. Somut olayda, 89/3 haciz ihbarnamesinin şikayetçinin adresine 26.08.2015 tarihinde Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre usulüne uygun olarak tebliğ edildiği anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 04.10.2014 tarih, 17942/23610 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi...tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takibe karşı borçluların, yasal süreden sonra icra mahkemesine başvurarak usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte, çekin lehtar hanesinde tahrifat yapıldığını ileri sürerek alacaklının kambiyo takibi yapma hakkı bulunmadığından bahisle takibin iptalini talep ettikleri, mahkemece, HMK.nun 150. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır....
Bu nedenle, mahkememizce, takip dayanağı olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı ve alacaklının kambiyo hukuku gereğince takip hakkına sahip bulunmadığına yönelik şikayetin süre aşımından reddine" dair karar verildiği görülmüştür. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine başlatılan İstanbul 35....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesine dayalı usulsüz tebligat şikayeti ve İİK'nın 62. maddesi uyarınca borca itiraza ilişkindir. Fethiye İcra Müdürlüğü'nün 2021/1430 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı davalı tarafından borçlu davacılar ve İsmail Çavuşoğlu hakkında genel haciz yoluyla yapılan ilamsız icra takibi olduğu, ödeme emirlerinin davacılara 26/02/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davacı borçlular tarafından takip dosyasına herhangi bir itiraz dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır. Davacı tarafın usulsüz tebligat şikayeti mahkemece kabul edilmiş olup davalı tarafın bu kısma yönelik herhangi bir istinaf istemi olmamakla birlikte davacı taraf bu kararla birlikte lehine yargılama giderine ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek istinaf isteminde bulunmuştur. HMK'nın 326. maddesi gereğince, kanunda yazılı haller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir....
Somut olayda, şikayetçinin başvurusu, kendisine gönderilen İİK’nın 89/1, 89/2 ve 89/3. maddeleri kapsamında düzenlenen haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğine ilişkin olup, bölge adliye mahkemenin birinci ve üçüncü haciz ihbarnamesi tebliğ işlemlerinin usulüne uygun olduğuna dair kabulü yerindedir. Ne var ki; şikayetçi tarafından ikinci haciz ihbarnamesi tebliğ işleminin de usulsüz olduğu iddia edilmiş olup, bu duruma üçüncü haciz ihbarnamesi tebliği (11.09.2017) ile muttali olunacağından şikayetçinin ikinci haciz ihbarnamesine yönelik tebligat usulsüzlüğü iddiası (14/09/2017) süresindedir ve incelenmesi gerekir....