in beyanın alındığı dava dilekçesi ve davalının istinaf dilekçesiyle sabit olduğu, Tebligat Yasasının 39. maddesinde düzenlenen hasıma tebligat yasağı muhatap adına hasıma tebligat yapılması halinde uygulanabilecek bir madde olup ödeme emri tebligatı iade edildiği için bu yasal düzenleme uygulanamayacağından, ödeme emri tebligatının iadesinin ve ardından aynı adrese Tebligat Yasasının 21/2 maddesine göre ödeme emrinin tebliğinin hukuka uygun olduğu, dava dilekçesinde gecikmiş itirazdan bahsedilmişse de gecikmiş itiraz nedeni olabilecek "bir mani" olduğu iddia edilmemiş ve kanıtlanmamış olduğu gerekçesiyle; şikayetin reddine karar verilmesi gerektiğinden istinaf başvurusunun esastan kabulüne ve şikayetin reddine karar verilmiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, davacının itirazı, gecikmiş itiraz niteliğinde olup, gecikmiş itirazın İcra İflas Kanununda sayılan yasal şartları olmadığı için dikkate alınmaması gerektiğini, takip dosyasında borçlu T1 gönderilen tebligat olmadığını, vasisi T2 yapılan tebligata yönelik herhangi bir dava açılmadığını, davacının vasiye yapılan tebligata ilişkin herhangi bir itirazda bulunmadığını, sadece vasi T2 Almanya'da ikamet ettiğinin belirtildiğini, vasinin ikametgah adresinin Türkiye'de İzmir ve İstanbul illerinde olduğunu, herhangi bir şekilde şikayet edilmeyen borçlunun vasisine yapılan tebligatın usulsüz olduğuna dair talep aşılarak verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkeme aksi kanaatte ise de; vasiye yapılan tebligatın geçerli olduğunu, takip açıldığı anda Uyap sistemi uyarı verince, vasinin Uyap sisteminde belirtilen Fatih/İstanbul adresine tebligat gönderildiğini, ancak tebligatın 07/09/2018 tarihinde bila tebliğ iade edildiğini...
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tebligatın usulsüz olduğu ihtimalinde İİK'nın 65. madde hükmü kapsamında tebligatın usulsüz olması nedeniyle icra mahkemesinde icra takibine itiraz edilmesinin mümkün olmadığını, gecikmiş itiraz iddiasında bulunabilmek için tebligatın usulüne uygun şeklilde gerçekleştirilmesine rağmen borçlunun bir engel nedeniyle icra takibine itiraz edememiş olması gerektiğini, davacı yanın tebligatın usulsüz olduğunu iddia edip gecikmiş itiraz talebinde bulunduğunu, mahkeme gerekçesinde davacının talebinin hukuki niteliğinin incelenmediğini, davacı yan vekilinin dava dilekçesindeki beyanına göre davacının icra takibini 02/07/2021 tarihinde öğrendiğini, söz konusu icra takibinin durması için davacının 02/07/2021 tarihinden itibaren 7 günlük süre içerisinde icra dairesine itiraz etmesi gerektiğini, 7 günlük itiraz süresi niteliği itibariyle hak düşürücü süre olup, davacı yanın Kocaeli İcra Müdürlüğü'nün 2021/89086 esas sayılı...
e tebliğ edildiği” şerhi ile tebliğ edildiği, sunulan rapora göre borçlunun 21.06.2021 tarihinde hastaneye yattığı ve 02.07.2021 tarihinde hastaneden çıktığı, ödeme emrinin tebliğ edildiği tarih itibariyle borçlunun hastanede olduğu, ödeme emri tebliğ mazbatasındaki beyanın gerçeği yansıtmadığı, her ne kadar dava gecikmiş itiraz olarak açılmış ise de hukuki nitelendirmenin hakime ait olduğu, borçluya çıkarılan ödeme emrinin usulsüz tebliğ edilmesi nedeniyle usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile tebligat tarihinin düzeltilmesinde yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı alacaklı temyiz isteminde bulunmuştur. B....
Davacının gecikmiş itiraz talebinin incelenmesinde ise, İİK’nun 65. maddesine dayanan gecikmiş itirazda, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak, muhatabın bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması halinde, gecikmiş itirazda bulunacak kişinin mazeretini gösterir delillerle birlikte, esasla ilgili itirazlarını ve dayanaklarını, engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir. Anılan hükmün uygulanabilmesi için, borçluya, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın kendisinden kaynaklanmayan bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması gerekir. Bir başka anlatımla gecikmiş itirazın ön koşulu usulüne uygun bir tebligatın varlığıdır....
İcra Müdürlüğünün 2020/2055 Esas sayılı dosyasıyla takibe geçildiğini, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü iddiasının gecikmiş itiraz olduğunu ayrıca fatura adresine tebligat yapılmadığına ilişkin sebebin ancak ''usulsüz tebligat''a ilişkin itiraz sebebi olduğunu, tebligatın usulüne uygun yapıldığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Karşıyaka 1. İcra Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, şikayetçi borçlunun gecikmiş itirazının reddine karar verilmiştir....
Somut olayda, borçluya ödeme emrinin 03.12.2013 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun yasal 5 günlük süreden sonra 24.11.2014 tarihinde icra mahkemesine başvurarak imzaya ve borca itiraz ettiği, başvurusunda usulsüz tebligat şikayetinde de bulunmasına rağmen mahkemece bu hususların gözardı edilip imzaya itirazın esastan incelenerek sonuca gidildiği görülmektedir. Mahkemece öncelikle usulsüz tebligat şikayeti yönünden inceleme yapılmalıdır. Ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edildiği sonucuna varılması halinde imzaya ve borca itirazın süre yönünden reddi, ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunun tesbiti halinde ise, TK'nun 32. maddesi gereğince tebliğ tarihi düzeltilerek, buna göre itiraz sürede ise işin esasının incelenmesi, aksi takdirde istemin süreden reddi gerekir. O halde mahkemece, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda inceleme yapılarak sonuca gidilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Tebligat Kanunu'nun ''Elektronik Tebligat'' başlıklı 7/a maddesinin 1/7. fıkrasında; kanunla kurulanlar da dahil olmak üzere tüm özel hukuk tüzel kişilerine elektronik yolla tebligat yapılmasının zorunlu olduğu, 3. fıkrasında ise; elektronik yolla tebligatın zorunlu bir sebeple yapılamaması hâlinde bu Kanunda belirtilen diğer usullerle tebligat yapılabileceği düzenlemeleri yer almaktadır. Somut olayda, davacı şirkete ödeme emrinin Tebligat Kanunu'nun 7/a maddesine göre elektronik tebligat şeklinde 04/04/2021 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Borçlu şirket yetkilisi icra mahkemesine başvurusunda tebliğ tarihinde cezaevinde olması nedeniyle takibe itiraz edemediğini ileri sürdüğüne göre başvuru bu hali ile İİK'nın 65. maddesi kapsamında gecikmiş itirazdır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; Tebligatın usulsüzlüğüne ilişkin şikayetin REDDİNE, usulsüz tebliğ şikayeti reddedildiğinden takibe konu borca faize ve ferilerine ve yetkiye itiraz davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı tarafından dava dilekçesinde belirtilen nedenlerle istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; usulsüz tebliğ ve borca itiraza ilişkindir....
Denilerek ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olması nedeniyle gecikmiş itiraz dışındaki tüm şikayet ve itirazların esası incelenerek sonucuna göre karar verilmesi için ilk derece mahkemesinin kararının HMK.nun 353- 1- a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmiştir....