Davacılar vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; İcra dosyasında ödeme emri tebliğinin müvekkiline usulsüz yapıldığını, müvekkilinin yurt dışında yaşadığını, ödeme emrinde müvekkilinin adresinin Şefaatli olarak yazıldığını, yetkili icra dairesinin de Şefaatli İcra Müdürlüğü olduğunu, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğunu, bu nedenle istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dairemizce yapılan değerlendirmede; Mahkemece davacıların usulsüz tebligat şikayeti konusunda olumlu olumsuz bir karar verilmeden davacıların yetkiye itirazının incelenmesi ve yetkisizlik kararı verilmesi yerinde bulunmadığından mahkemece davacıların usulsüz tebligat şikayeti incelenerek takip şekline göre de diğer hususların incelenmesi gerektiğinden davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebepleri yerinde bulunmadığından diğer istinaf sebepleri incelenmeksizin HMK'nun 353/1- a-6 maddesi gereğince Kayseri 3....
Mahkeme; tebligat usulsüzlüğü şikayetinin, İİK'nun 16.maddesi uyarınca usulsüz tebliğin öğrenilmesinden itibaren 7 gün içinde icra mahkemesinde ileri sürülmesi gerektiği, aksi takdirde tebligat usulsüzlüğü şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddedileceği, davacı borçluya gönderilen örnek 103 davetiyesinin 24/06/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davacı borçlu vekili tarafından 103 davetiyesi tebliğinin usulsüz olduğuna ilişkin bir iddianın ileri sürülmediği, davacı borçlu vekili Stj....
Dairemizce yapılan değerlendirmede; dava, 103 davetiyesinin usulsüz tebliği edilmesi nedeniyle öğrenme tarihinin 27/06/2022 olduğunun tespiti ve meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda 10/01/2023 tarihli karar ile şikayetin reddine karar verildiği, gerekçesinde meskeniyet şikayeti bakımından değerlendirme yapıldığı, daha sonra 17/01/2023 tarihli hükmün tamamlanması ek kararı ile usulsüz tebligat şikayeti hakkında karar verildiği görülmüştür. 6100 sayılı HMK'nun 305/A maddesinde "Taraflardan her biri, nihaî kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde, yargılamada ileri sürülmesine veya kendiliğinden hükme geçirilmesi gerekli olmasına rağmen hakkında tamamen veya kısmen karar verilmeyen hususlarda, ek karar verilmesini isteyebilir....
Somut olayda davacı borçlu vekilince sunulan şikayet dilekçesinde takipten 27/12/2019 tarihinde haberdar olunduğu belirtilmiş, yine icra dosyası kapsamında 27/12/2019 tarihli itiraz dilekçesi ile ilamsız takibe karşı takibe, borca, faize ve ferilerine itiraz edilmiş olduğu dikkate alındığında davacının hakkında yapılan takipten en geç 27/12/2019 tarihinde haberdar olduğu, buna göre şikayetin 27/12/2019 tarihinden itibaren 7 günlük hak düşürücü süre içerisinde yapılması gerektiğinden, şikayetin son günü 03/01/2020 tarihi olmasına rağmen şikayet başvurusunun 09/01/2020 tarihinde yapıldığından usulsüz tebliğ şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddi gerekirken şikayetin kabulüne karar verilmesi isabetsizdir....
Somut olayda; kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte borçlunun usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte keşide tarihinde tahrifat yapıldığı ve sair itirazlarda bulunduğu, mahkemece; usulsüz tebliğ şikayeti ile ilgili olarak değerlendirmede bulunulmasına rağmen bu konuda herhangi bir hükme yer verilmediği, tahrifat iddiasının ise bilirkişi incelemesine başvurulmaksızın kabul edilerek, takibin iptaline karar verildiği görülmektedir. Oysa ki, yukarıda yer verilen hükümler doğrultusunda mahkemece, şikayet/itiraz dilekçesindeki nedenler tartışılarak her bir talep hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekmektedir. Bununla birlikte, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. maddesine göre, hükmi şahıslara tebligat, selahiyetli mümessillerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre ,davalı tarafından davacı hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde bulunulduğu, davacı vekili tarafından ödeme emri tebligatının usulsüzlüğüne ilişkin şikayette bulunulduğu, ayrıca borca ve faize itirazda bulunulduğu, ilk derece mahkemesi tarafından usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne ,borca itirazın reddine ,faize itirazın kabulü ile fazla talep edilen faiz yönünden itirazın kabulüne karar verildiği davalı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. Davacı vekili ödeme emri tebligatına ilişkin tebligat üzerinde icra müdürünün imzası olmadığı iddiası ile şikayette bulunmuştur. Ödeme emri tebligatına ilişkin şikayetlerin süresi öğrenme tarihinden itibaren 7 gündür....
Somut olayda, davacı borçlu tarafça, dava dilekçesinde sair itiraz ve şikayetlerin yanı sıra ödeme emrinin usulsüz olarak tebliğ edildiği, borca , yetkiye ve imzaya itiraz istemleri ileri sürülmüş, mahkemece belirtilen bu hususlardan, usulsüz tebligat şikayeti konusunda olumlu ya da olumsuz herhangi bir değerlendirmede bulunulmamış ve hüküm kurulmamıştır. Gerekçeli kararda usulsüz tebligat iddiası değerlendirilmiş ancak bu konuda kısa karar oluşturulmamıştır. Yukarıda belirtilen usuli eksiklik kamu düzenine ilişkin esaslı hata niteliğinde olup, HMK 'nun 355. Maddesi uyarınca, dairemizce resen nazara alınması zorunlu olduğundan; davalı tarafın istinaf sebepleri bu aşamada değerlendirilmeksizin, HMK'nun 355 ve 353/1- a-6 maddeleri gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, belirtilen eksikliklerin giderilerek usulüne uygun şekilde hüküm kurulması için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine oy birliği ile karar verilmiştir....
(HGK 05/06/1991 1991/12-258 E, 1991/344 K) Tebligat usulsüz ise borçlu veya vekilinin mahkemeye verdiği dilekçede yanlışlıkla gecikmiş itiraz ibaresini kullanmış olması önemsizdir. Zira hukuksal nitelendirmeyi yargıç resen yapar. Bu durumda yargıç dilekçeyi Tebligat Yasasının 32. maddesine dayalı tebligat usulsüzlüğü şikayet başvurusu olarak incelemelidir. Mahkeme tebligatın usulsüzlüğüne yönelik şikayeti kabul ederse borçlunun usulsüz tebligatı öğrendiğini bildirdiği tarihin tebliğ tarihi olarak tespitine karar verir. (12. HD 2005/24651-2006/938) Somut olayda ödeme emri tebliği usulüne uygun olmadığından, gecikmiş itirazın koşulları oluşmamıştır. Usulsüz tebliğin öğrenme tarihinin belirlenerek tebliğ tarihinin bu tarih olarak belirlenmesi gerekirken gecikmiş itirazın reddine karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 18....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/2406 KARAR NO : 2022/1201 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 22/06/2021 NUMARASI : 2021/87 ESAS, 2021/400 KARAR DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİGAT ŞİKAYETİ - GECİKMİŞ İTİRAZ KARAR : Manisa 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/87 Esas, 2021/400 Karar sayılı dosyasında verilen davanın reddi kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilen ve heyetçe incelenen dosyada; İSTEM : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Manisa 3....
08/09/2020 tarihi olup vaktinde itiraz edildiğini, davalarının gecikmiş itiraz değil usulsüz tebliğ şikayeti olduğunu ve şikayetin süresinde yapıldığını, yerel mahkemenin süre konusunda kendisi ile çelişmekte olduğunu, dava konusu olayı ele aldığında mahkemece kabul edilen tarih 02/09/2020 tarihine 7 gün eklediği zaman 09/09/2020 tarihi olduğunu, davanın açılma tarihi ise 09/09/2020 olup, dava vaktinde ve zamanında açılmış olduğunu, istinaf başvurularının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....