Haciz ihbarnamesinin atıf yaptığı ikinci ve birinci haciz ihbarnamelerine de yedi günlük yasal süre içerisinde yapılmış bir usulsüz tebligat şikayeti söz konusu olmadığından şikayetin reddi gerektiğini bildirmiş, davacı tarafından haksız ve usulsüz yapılan şikayetin reddi ile takibin devamına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini istemiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ; Mahkemesince; davacının usulsüz tebliğ şikayetinin süre yönünden reddine, davacının hacizlerin kaldırılması şikayetlerinin reddine karar verilmiştir....
Fıkra gereği, hacizlerin kaldırılması için, durma kararının kesinleşerek ''iptal'e dönüşmesi gerekmektedir. (Yargıtay 12. Hukuk Dairesi' nin 2009 Esas no, 2009/11774 Karar no, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi' nin 2009/839 Esas no, 2009/8652 Karar no, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi' nin 2012/1747 Esas no, 2012/22466 Karar no) Bu haliyle hacizlerin kaldırılması talebinin reddine dair müdürlük işlemi sonuç itibariyle yerinde olup şikayetin reddine dair karar verilmiştir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca usulsüz tebligat şikayetine ilişkindir. Tebligat Kanunu'nun 21/1. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 30/1. maddesi hükümleri uyarınca yapılacak tebliğ işleminde muhatap adreste bulunmaz ise, adreste bulunmama nedeni araştırılarak komşu, kapıcı, yönetici beyanının alınması, beyanda bulunan kişinin mutlaka adı ve soyadı ile sıfatının (komşu, kapıcı, yönetici) tebligat parçasına yazılması gerekir. Aksi halde yapılan tebliğ işlemi geçersiz olur....
Maddesinde belirtilen yasal prosedürlerin tamamlanmadığını, müvekkili adına çıkartılan tebligat adresinin müvekkilinin o tarihte Mernis adresi olmasına rağmen bilinen son adresi olmadığını, Yalova İl Sağlık Müdürlüğünde çalıştığının bilinmesine rağmen iş adresi yerine Mernis adresine tebligat yapılmasının talep edildiğini, tebligatların usulsüz tebliğ edildiğini, tebliğ mazbatasında 2 nolu haber kağıdının kapıya yapıştırıldığı kaşesinin bulunduğunu, mahalle muhtarının adı soyadı ve imzasının bulunmadığını bu sebeple tebligatın usulsüz olduğunu, müvekkili T1 İİK....
Mahkemece;"Davacının usulsüz tebligat şikayetinin reddine, davacının yetkiye-zamanaşımına ve borca itiraza yönelik davasının süreden reddine, davacının senedin kambiyo vasfında olmadığına yönelik şikayetin süreden reddine,..." şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır....
GEREKÇE: Uyuşmazlık, tebligatın usulsüzlüğü şikayeti ile müvekkili aleyhine yapılan hacizlerin kaldırılması talebine ilişkindir. Adana 9.İcra Müdürlüğünün 2018/4922 esas sayılı dosyası incelendiğinde, takip türünün 50.000,00 TL bedelli çeke dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi olduğu, ödeme emrinin davacı şirkete 14.06.2018 tarihinde tebliğ edildiği, 28.06.2018 tarihinde davacı aleyhine taşınır haczi yapıldığı, davacı (borçlu) şirket vekilinin 02.07.2018 tarihinde taşınırların teşvik kapsamında alınan ürünlerden olduğu belirtilerek haczin kaldırılmasını talep ettiği, müdürlükçe aynı gün talebin reddine karar verildiği görülmüştür. Dava dilekçesinin 04.07.2018 tarihinde mahkemeye verildiği, mahkemece haczedilmezlik şikayeti yönünden karar verildiği, ancak şikayetçinin "usulsüz tebligata dayanılarak banka hesaplarına ve taşınmazlara konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi" talebi hakkında bir karar verilmediği görülmüştür....
Usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü üzerine hacizler usulsüz hale geleceğinden, düzeltilen tebliğ tarihinden önce konulan hacizlerin kararın kesinleşmesi beklenmeksizin kaldırılması gerekir. Ancak, davacının İstanbul Anadolu 5. İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/456 E. sayılı dosyasında açtığı davada verilen şikayetin kabulü yönündeki kararın istinafı üzerine karar İstanbul BAM 21. Hukuk Dairesinin 2021/1364 Esas, 2022/361 Karar sayılı kararıyla kaldırılmış ve şikayetin reddine kesin olarak karar verilmiştir. Gelinen aşamada, usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne dair kararın kaldırılması sonucunda tebliğin usulüne uygun olduğu anlaşıldığından, hacizlerin kaldırılması istemini içeren bu şikayetin de reddi gerekir. Açıklanan nedenlerle, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile HMK'nın 353/1- b-2. bendi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, şikayetin reddine karar vermek gerekmiştir....
Temyiz Sebepleri Davalı alacaklı temyiz dilekçesinde; şikayetçi borçluların alacaklıları zarara uğratmak amacıyla hacizlerin kaldırılması talebinde bulunduğunu, takibe konu senetlerin geçerli olduğu, her ne kadar kaldırılması talep edilen hacizler kendisinin talebi ile konulmuş ise de, şikayetin konusunun hacizlerin zamanında kaldırılmamasına ilişkin icra memur işlemi olduğunu, haciz talebinde bulunmasında usulsüzlük bulunmadığını, bu nedenle aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ile İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, icra mahkemesince takibin iptaline karar verilmesinden sonra, borçlunun mal varlığı üzerine konulan hacizlerin kaldırılması talebinin reddi yönündeki icra memur muamelesini şikayete ilişkindir. 2....
İcra Müdürlüğü 2015/732 esas sayılı dosyasında yapılan icra emri tebligatının usulsüz olduğunu, davacının Alman vatandaşı olup tebliğ tarihinde Almanya'da bulunduğunu, icra takibinden 16/10/2020 tarihinde haberdar olduklarını, takibe dayanak ilamın zamanaşımına uğradığını, gönderilen icra emrinde yer alan "borcunuzu hemen öderseniz" başlıklı kısmın yasaya aykırı olduğunu belirterek 16/10/2020 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabulüne, zamanaşımı itirazlarının kabulüne, hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. YANIT : Davalı taraf usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen herhangi bir beyan sunmamıştır. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, "davacının usulsüz tebligat şikayetinin süre yönünden reddine, davacının icra emrine itirazının süre yönünden reddine, davacının hacizlerin kaldırılması ve takip dosyasına ödenen paranın iadesi talebinin reddine" karar verilmiştir....