WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı gecikmiş itirazda bulunmuşsa da davanın hukuki nitelendirilmesi hakime ait bir görev olup somut olayda gecikmiş itirazın koşulları bulunmamaktadır, olsa olsa usulsüz tebligat şikayeti söz konusu olabilir. Zaten usulsüz tebligat şikayeti ile gecikmiş itiraz bir arada yapılamaz. Gecikmiş itirazda tebligat usulsüzlüğü söz konusu olmayıp aksine yapılan tebligat usulüne uygundur, borçlu hastalık vs. geçerli bir mazereti sebebiyle süresinde borca itiraz edememiştir. Somut olayda böyle bir durum söz konusu değildir. Davacı bonoda keşideci konumunda olup herhangi bir adres bildirmemiştir. (Bononun keşide yeri Ankara'dır.) Davacının mernis adresine yapılan ilk tebligatın bila iade dönmesi üzerine ikinci tebligat TK 21/2'ye göre yapılmış olup herhangi bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Tebligat usulüne uygun olarak kabul edildiğinden davacının şikayeti ve borca itirazı yasal süresi içerisinde yapılmamış olup süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir....

İcra mahkemesine yapılan başvurunun usulsüz tebligat şikayeti niteliğinde olduğu ve bu talebin süreden reddi kararı hakkında, yukarıda belirtilen yasal düzenlemelere göre istinaf yoluna başvurulamayacağından istinaf dilekçesinin reddine karar verilmiştir. (Yargıtay 12....

Hukuk Dairesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Takip borçlusunun icra mahkemesine başvurusu usulsüz tebliğ edilen tebligatın öğrenme tarihinin düzeltilmesi şikayeti olup, borçlunun dilekçesinde gecikmiş itiraz ettiğini ileri sürmüş olması, hukuki nitelendirme Hakime ait olduğundan sonuca etkili olmayıp ilk derece mahkemesince de tebligat usulsüzlüğü şikayeti olarak inceleme yapıp şikayetin süreden reddine karar vermiştir....

    Kat, 6 nolu bağımsız bölüm açısından; meskeniyet şikayetinin kabulüne, Manisa 4. İcra Müdürlüğünün 2018/6017 Esas sayılı takip dosyasında şikayete konu taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasına,1393 Ada, 2 parsel, A Blok zemin kat, 1 Nolu bağımsız bölüm açısından, meskeniyet şikayetinin reddine, davacı T1 tarafından açılan dava açısından, meskeniyet şikayetinin reddine karar verilmiştir....

    Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, şikayet eden-3.kişinin davadışı borçlu eşe ait taşınmazın haline münasip evi olduğundan bahisle haczedilemeyeceğine dair meskeniyet şikayeti olup, haczin kaldırılmasına karar verilmesi istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri ile İcra İflas Kanunu'nun 82. maddesi (özellikle, İİK.m.82/12 gereğince meskeniyet şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takipte borçlu sıfatı taşımayan 3. kişinin bu konuda şikayet hakkı bulunmamaktadır). 3....

      İİK'nun 82/1. maddesinin 12. bendinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda, 14.01.2014 günü alınan ihtiyati haciz kararı uyarınca taşınmaz üzerine 15.01.2014 tarihinde haciz konulduğu, tapu idaresi tarafından 20.01.2014 günü haczin işlendiği, borçluya hacze ilişkin herhangi bir tebligat yapılmadığı görülmektedir. Borçlunun, ödeme emri tebliği üzerine, icra mahkemesinde 22.01.2014 tarihinde borca itiraz etmiş olması, takipten ve takip dayanağı belgelerden haberdar olduğunu gösterse de, taşınmazına konulan hacizden de haberdar olduğu sonucunu doğurmaz. Borçlunun, icra dosyasında herhangi bir işlem yapmadığı ve daha önce haczi öğrendiği de ispatlanamadığına göre, beyan ettiği tarihe göre yapmış olduğu meskeniyet şikayetinin süresinde olduğunun kabulü gerekir. İİK'nun 82.maddesinin 1.fıkrasının 12.bendi gereğince, borçlunun "haline münasip" evi haczedilemez....

        Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, meskeniyet iddialarının kabul görülmesi gerekirken reddedilmesinin haksız olduğunu, yargılama gideri ve avukatlık ücretine hükmedilmiş olmalarının hatalı olduğunu, keşif tarihi itibariyle bu bedel 170.000 TL hesaplandığını, keşif tarihinden sonra piyasalardan fahiş oranda artış olup 170.000 TL bedelle haline münasip bir ev almanın imkansız olup müvekkilinin mağdur edildiğini, yeniden keşif yapılarak günümüzdeki haline münasip bir evin bedelinin tespit edilmesi gerektiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılarak günümüz taşınmaz rakamlarına uygun olarak şekilde yeniden bedel belirlenmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dava, İİK'nun 82/1- 12 maddesi uyarınca açılmış meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti davasıdır....

        Bölge Adliye Mahkemesi kararında; meskeniyet şikayetinin, İİK'nın 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreden sonra olduğu, borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiği için haciz safhası bulunmadığından ve meskeniyet şikayetine konu edilecek bir “haciz işlemi” de olmadığından, meskeniyet iddiasının dinlenmesinin mümkün olmadığı tespiti üzerine, İlk Derece Mahkemesi'nin ipoteğin zorunlu ipotek olmadığı ve şikayetçinin lehine ipotek kurulan bankaya kredi borcu olduğu gerekçesi ile meskeniyet şikayetinin reddi kararına ilişkin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi isabetsizdir....

          Somut olayda; meskeniyet iddiasını ileri sürerek haczin kaldırılması talebinde bulunan kişinin borçlu ... olduğu, hacze ilişkin 103 davetiyesinin ise “Aynı Konutta Yakını Tolga Fidan'ın imzasına tebliğ edildi” şerhi ile 17.11.2014 tarihinde tebliğ edildiği, kendisine tebligat yapılan Tolga Fidan'ın aynı icra takibinin diğer borçlusu oluğu görülmektedir. Bu durumda şikayetçi borçlu ile icra takibinin diğer borçlusu arasında menfaat çatışması bulunmakla anılan tebliğ işlemi hasma tebliğ nedeniyle 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 39. maddesi hükmüne aykırı olmakla usulsüzdür. Buna göre borçlunun meskeniyet iddiasına konu taşınmaz üzerine konulan hacizden haberdar olma tarihinin tespit edilerek ve tespit edilecek tarihe göre istemin yasal 7 günlük sürede olması halinde esası yönünden inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

            İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Borçlunun meskeniyet şikayetine konu ettiği Niğde ili Bor ilçesi Kemerhisar Cumhuriyet mah. 148 ada 9 parselde kayıtlı E blok 4. kat 17 nolu taşınmazın tapu kaydına 07.11.2017 tarihinde haciz konulduğu, İİK’nun 103. maddesine dair davetiyenin borçluya tebliğe çıkarılmadığı, bilahere alacaklı vekilinin talebi üzerine yazılan talimat gereğince Bor İcra Dairesinin 2017/336 Talimat sayılı dosyasından taşınmazın kıymet takdiri raporunun düzenlenerek borçluya tebliğe çıkarıldığı ve 22/03/2022 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun şikayet dilekçesinde kıymet takdiri raporunun tebliğ işlemine yönelik bir tebligat usulsüzlüğü iddiasının bulunmadığı, mahkemeye yapılan meskeniyet şikayeti başvurusunun 02/06/2022 tarihinde yapıldığı, davacı borçlu tarafından haciz işleminin öğrenilmesinden itibaren 7 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra şikayette bulunulduğu gerekçesiyle şikayetin süreden reddine karar verildiği görülmüştür....

            UYAP Entegrasyonu