Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Blok No. 72 İç Kapı No: 14 Mamak/Ankara" olduğunu, ödeme emrinin ise "Hasandede Köyü Merkez/Kırıkkale" adresinde muhtar aracılığı ile tebliğ edildiğini, ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunu ileri sürerek usulsüz tebligat şikayetinde bulunduğu, mahkemece, tebligatın usule uygun olduğu gerekçesi ile bu yöndeki reddine, davacının imzaya itirazının da süre yönünden reddine karar verildiği görülmüştür. İİK'nun 168/4- 5. maddesi hükmüne göre, borçlunun, borçlu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, imzaya ve yetkiye itirazını ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 5 günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapması zorunludur. Davacı borçlunun icra mahkemesine başvurusu, usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte imzaya itiraz niteliğinde olup, takip şekli itibariyle tüm hususların yasal hak düşürücü süre içerisinde icra mahkemesi nezdinde ileri sürülmesi gerekmektedir....

Öncelikle usulsüz tebligat yapıldığı hakkındaki şikayet incelenerek davanın süresinde açılıp açılmadığının tespiti, buna göre de, itiraz ve şikayetlerin süre yönünden incelenmesi gerekir. Davacı tarafın davadaki usulsüz tebligat şikayeti, borca itirazları ve aşkın haciz iddiaları mahkemece değerlendirilmemiştir. Bu nedenlerle mahkeme kararının kaldırılarak davacının tüm talepleri hakkında karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, Ankara 10....

nun 355. maddesi hükmüne göre istinaf incelemesinin bu yönde sunulan dilekçede belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılması ancak kamu düzenine aykırılık görülmesi halinde bu hususun re'sen gözetilmesi gerektiği dikkate alınarak davacı vekilinin istinaf sebeplerinin değerlendirilmesinde; İlk derece mahkemesince davanın sadece usulsüz tebliğ şikayeti olarak nitelendirildiği ve bu şikayete ilişkin değerlendirme yapılıp hüküm kurulduğu görülmektedir. Dairemizce dava dilekçesinin incelenmesi sonucunda HMK 33. Maddesi gereği yapılan nitelendirmede; davacının başvurusunun usulsüz tebliğ şikayeti yanında borca ve imzaya itiraz ile hacizlerin kaldırılması olduğu, davacının dava dilekçesinin 4. Sayfasının 3. Maddesinde açıkça kambiyo senedindeki davacıya imzaya ve borca itiraz ettiği belirlenmiştir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından borçlu aleyhine çeke dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı, borçlu tarafından yetkiye,imzaya ve borca itiraz edildiği, mahkemece yasal süresi içinde açılmayan itiraz ve şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Somut olayda, tebliğ edilen ödeme emri üzerine borçlu, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği, ödeme emri ekinde senet örneğinin gönderilmediği şikayeti ile birlikte yetkiye, imzaya ve borca itiraz ettiği, ......

    İcra Müdürlüğü'nün 2014/8581 ve 2014/8582 Esas sayılı icra takip dosyalarından ödeme emirlerinin borçluya 07.04.2014 tarihinde, 2014/2175 Esas ayılı dosyasından 31.01.2014 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise İİK'nun 168. maddeinde öngörülen yasal beş günlük süreden sonra 23.05.2014 tarihinde icra mahkemesine başvurup ödeme emri tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğunu ileri sürüp imzaya itiraz ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, öncelikle, borçlunun ödeme emri tebliğ işlemlerinin usulsüzlüğüne yönelik şikayeti konusunda inceleme yapılıp tebligatların usulsüzlüğü hakkında HMK'nun 297. maddesine göre bir karar verilmeden ve dolayısıyla İİK'nun 168. maddesi uyarınca imzaya itirazın süresinde olup olmadığı saptanmadan imzaya itirazın esasının incelenmesi suretiyle karar verilmesi isabetsizdir. Diğer taraftan, borçlunun İstanbul 2....

      Borçluya ödeme emri 18.01.2021 tarihinde tebliğ edildiğine, borçlunun usulsüz tebliğ şikayeti yerinde olmadığına, davanın 02.04.2021 tarihinde açılmış olmasına göre Mahkemece davacının imzaya itirazının süre yönünden reddi kararı usulüne uygundur. Ancak, anılan yasal düzenleme uyarınca borçlunun kambiyo hukuku bakımından şikayeti de 5 günlük süreye tabi olduğu halde bu şikayetin de süre aşımından reddi gerekirken esasa yönelik inceleme yapılarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir. Açıklanan nedenlerle, davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK'nın 353/1- b-2. bendi gereğince Mahkeme kararının kaldırılmasına, davacının usulsüz tebliğ şikayetinin reddine, davacının imzaya itirazı ile senedin kambiyo vasfına yönelik şikayetinin süre yönünden reddine, davacının sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

      Varlık Yönetim A.Ş. tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından iki adet çeke dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus takipte, borçlu şirketin icra mahkemesine başvurusunda usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte imzaya ve borca itirazda bulunduğu, ilk derece mahkemesince imza itirazına ilişkin rapor alınarak itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verildiği; alacaklının istinaf talebi üzerine ... Adliye Mahkemesince, ödeme emri tebliğ işleminin usulüne uygun olduğu, buna göre itirazın süresinde olmadığı ancak bu hususun istinaf sebebi yapılmadığı gerekçesi ile HMK’nın 353/...-b-.... maddesi uyarınca istinaf talebinin esastan reddine karar verildiği görülmektedir....

        T2 17/10/2017 tarihinde takip dosyasına UYAP üzerinden aynı tarihte harçlandırılmış vekaletnamesini sunduğu anlaşılmış olup, bu halde borçlunun en geç 17/10/2017 tarihinde takipten ve dolayısı ile ödeme emri tebliğinden haberdar olduğunun kabulü gerekeceğinden, 24/11/2017 tarihinde yapılan usulsüz tebliğ şikayeti süresinde değildir. Bu durumda imzaya ve borca itiraz da beş günlük süresi içerisinde değildir. Mahkemece usulsüz tebliğ şikayetinin, imzaya ve borca itirazın süreden reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, istinaf sebeplerlerine bağlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılan inceleme neticesinde; ilk derece mahkemesi kararı hukuka uygun olduğundan davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine bonoya dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan icra takibine karşı borçlunun icra mahkemesine başvurarak; usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte imzaya itiraz ettiği, mahkemece usulsüz tebligat şikayetinin süreden reddine, imzaya itirazın ise reddine karar verildiği görülmüştür....

          Tebligat Kanunu’nun 11. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 18. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunlu olduğundan, ödeme emrinin tebliğine dair vekile çıkarılmış ve usule aykırı bir tebligat da bulunmadığına göre, olayda usulsüz tebliğ ile ilgili Tebligat Kanunu'nun 32. maddesinin uygulama yeri yoktur. Bu durumda asile yapılan tebligat yok hükmünde olup iptali ile davacının imzaya, borca ve zaman aşımına ilişkin itirazlarının esas yönünden incelenmesi gerekirken davanın süre yönünden reddine karar verilmesi isabetsizdir....

          UYAP Entegrasyonu