"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı vekili tarafından borçlu hakkında genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi başlatılması üzerine, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; tebligat yapılan adreste oturmadığını beyan ederek gecikmiş itirazının kabulü ile takibin durdurulmasını talep ettiği, mahkemece gecikmiş itirazın kabulüne ve takibin iptaline karar verildiği görülmektedir. Somut olayda borçlu gecikmiş itiraz adı altında icra mahkemesine başvurmuş ise de, dilekçesinde ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu ileri sürmüştür....
Anılan hükmün uygulanabilmesi için borçluya tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın kendisinden kaynaklanmayan bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması gerekir. Bir başka anlatımla gecikmiş itirazın ön koşulu usulüne uygun bir tebligatın varlığıdır. Borçlunun dilekçesinde; gecikmiş itirazdan söz etmesi HMK'nun 33. maddesi gereğince, hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili olmayıp, başvuru bu haliyle 7201 sayılı Kanunun 32.maddesine dayalı tebligat usulsüzlüğü şikayetidir (HGK. 5.6.1991-1991/12-258 E-344 K.) Somut olayda; şikayetçi-borçlu adına çıkartılan örnek 7 ödeme emrinin 7201 sayılı Kanunun 21/2.maddesine göre tebliğ edildiği görülmektedir. Anılan maddeye göre tebliğ yapılabilmesi için; borçlunun bilinen en son adresine daha önceden çıkarılan tebligatın tebliğ edilmeden iade edilmiş olması, ayrıca tebligat evrakı üzerine Yönetmeliğin 16/2. maddesine uygun şerhin verilmiş olması gerekmektedir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca usulsüz tebligat şikayeti ve İİK'nın 169/a maddesi uyarınca borca itiraza ilişkindir. Soma İcra Müdürlüğünün 2017/483 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklı davalı tarafından borçlu davacı aleyhine 17.500,00 TL asıl alacak üzerinden başlatılan kambiyo takibinde borçlunun "Manisa T Tipi kapalı Ceza İnfaz Kurumu/Manisa" adresine çıkarılan 10 örnek ödeme emri tebliğinin bizzat kendisine 30/03/2017 tarihinde tebliğ edildiği, takip bu şekilde kesinleştirilmekle haciz işlemlerine başlandığı anlaşılmıştır. Davacının dava dilekçesinde gecikmiş itiraz deyimini kullanması, HMK'nın 33. maddesi uyarınca hukuki nitelemenin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili olmayıp, borçlunun başvurusu bu hali ile usulsüz tebligat şikayetine ilişkindir....
İİK'nun 65. maddesinde düzenlenen gecikmiş itiraz, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması halinde söz konusu olur. Borçlunun, dilekçesinde gecikmiş itiraz deyimini kullanmış olması, hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili değildir. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. maddesine göre, hükmi şahıslara tebligat selahiyetli mümessillerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır. Aynı Kanunun 13. maddesine göre de, tebliğ yapılacak bu kişiler, herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde, tebliğ orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır....
Kesinleşen usulsüz tebligat şikayetinin isteminin reddine dair kararın, gecikmiş itiraz başvurusunda da kesin hüküm oluşturur.Borçlu gecikmiş itiraz dilekçesinde tebligat tarihi olan 08.07.2013 tarihinde yurt dışında ...'da olduğu beyan etmiştir. Dosya içerisinde mevcut Emniyet Müdürlüğü yazı cevabına ekli yurda giriş çıkış belgesinin incelenmesinde, borçlunun 03.05.2013 tarihinde yurt dışına çıktığı, 21.08.2013 tarihinde de yurda giriş yaptığı anlaşılmaktadır. Borçlunun esasla ilgili itirazlarını ve dayanaklarını, engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekmekte olup, borçlu yurda giriş yaptığı ve engelin kalktığı 21.08.2013 tarihinden itibaren 3 gün içinde başvuruda bulunmamıştır....
İİK'nun 65.maddesinde düzenlenen gecikmiş itiraz, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak, muhatabın bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması halinde söz konusu olur. Borçlunun dilekçesinde gecikmiş itiraz deyimini kullanması, HMK'nun 33.maddesi uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili olmayıp, başvuru bu hali ile 7201 Sayılı Yasa'nın 32. maddesine dayalı tebligat usulsüzlüğü şikayetidir. Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre tebligat yapılabilmesi için aynı Kanun'un 10/2. maddesi gereğince muhatabın bilinen en son adresinin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinin gerçekleşmesi gerekir....
GECİKMİŞ İTİRAZRE'SEN BAKILAMAYACAK DURUMLARTEBLİĞİN İMKANSIZLIĞI VE TEBELLÜĞDEN İMTİNAUSULÜNE AYKIRI TEBLİĞİN HÜKMÜ 7201 S. TEBLİGAT KANUNU [ Madde 21 ] 7201 S. TEBLİGAT KANUNU [ Madde 32 ] 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 65 ] 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 429 ] 1086 S....
Uyuşmazlığın, İİK'nun 89.maddesi gereğince gönderilen haciz ihbarnamelerinin tebligat usulsüzlüğü şikayeti, kabul edilmemesi halinde gecikmiş itiraza ilişkin olduğu görüldü. Takip dosyasının yapılan incelemesinde; Kayseri Genel İcra Dairesinin 2022/1260 Esas sayılı dosyası ile davalı alacaklı T3 tarafından dava dışı borçlu Kayseri Garanti Taahhüt Taşeronluk ... Ltd. Şti aleyhine 320.000,00 TL asıl alacak üzerinden 10/01/2022 tarihinde örnek 4- 5 ilamlı takibe geçildiği, takibin kesinleşmesi sonrasında şikayetçi 3.kişi T1 İİK'nun 89.maddesi gereğince haciz ihbarnamelerinin gönderildiği görülmüştür. İİK'nun 65. maddesinde; "Borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise, paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir." hükmü yer almaktadır. Anılan hükmün uygulanabilmesi için borçluya tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın kendisinden kaynaklanmayan bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması gerekir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE :Dava, usulsüz tebligat şikayetine ilişkindir. Öncelikle belirmek gerekir ki; davacı tarafça dava dilekçesinde usulsüz tebligat şikayetinin yanında borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi istemi de yer almakta ise de davacı vekilinin yargılama sırasındaki yazılı ve sözlü beyanlarında davalarının yalnızca usulsüz tebligat şikayetine yönelik olduğunu beyan etmesi karşısında artık davaya usulsüz tebligat şikayeti olarak devam edilmesi gerektiğinden mahkemece davacı tarafın menfi tespit istemi hakkında hüküm kurulması yerinde değildir. Öte yandan taraf teşkili dava şartı olduğundan, davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir. Şikayet, İcra ve İflas Hukukunda düzenlenmiş kendine özgü bir yol olup, Medeni Usul Hukuku kapsamında bir dava veya kanun yolu değildir....
İİK'nun 65. maddesinde düzenlenen gecikmiş itiraz, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması halinde söz konusu olur. Borçlunun, dilekçesinde gecikmiş itiraz deyimini kullanmış olması, hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili değildir. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. maddesine göre, hükmi şahıslara tebligat selahiyetli mümessillerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır. Aynı Kanunun 13. maddesine göre de, tebliğ yapılacak bu kişiler, herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde, tebliğ orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır....