O halde mahkemece öncelikle takip dosyasında borçluya gönderilen ve tebliğ edilen ödeme emri tebligatlarının usulüne uygun tebliğ edilip edilmediği, usulüne uygun tebligat yapılmamış ise bunun şikayet konusu yapılıp-yapılmadığı değerlendirilerek, buna göre usulsüz tebligat şikayetinin İİK.nun 16/1.maddesi kapsamında 7 günlük hak düşürücü sürede olup olmadığı tespit edilip, usulsüz tebligat şikayetinin süresinde kabul edilmesi halinde ise öğrenme tarihi TK'nun 32. maddesi gereğince tebliğ tarihi sayılacağından borçlunun imzaya itirazı bu tarih dikkate alınarak yasal 5 günlük süre içerisinde yapılıp yapılmadığı denetlenerek, sonra işin esasının incelenmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI : Didim (Yenihisar) İcra Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde şikayetin kabulüne, usulsüz tebligat şikayeti sebebiyle öğrenme tarihinin 08/01/2020 olarak kabul edilmesine, gereği gibi işlem yapılmasına karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, dosyada usulüne uygun olarak tebliğ edilmeyen 3 adet haciz ihbarnamesinin bulunduğunu, haciz ihbarnamelerinin her birinin ayrı hukuki prosedürü ve sonucu olduğunu, Mahkemece usulsüz tek bir tebligat varmış gibi hüküm tesis edildiğini, 1. haciz ihbarnamesinin usulsüz tebliğ edildiği tespit edildikten sonra 2. ve 3. haciz ihbarnamesinin iptali yerine, tek bir tebligat yapılmışcasına hüküm tesisinin yerinde olmadığını belirterek istinaf isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/3167 KARAR NO : 2022/3941 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : TERME İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 30/06/2022 NUMARASI : 2021/19 ESAS -2022/26 KARAR DAVA KONUSU : Yetki İtirazı KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM: Davacı vekili 24/09/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle: Müvekkili aleyhine Terme İcra Dairesinin 2021/246 E. sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus hâciz yolu ile takip başlatıldığını ve ödeme emri gönderildiğini, tebligatın yapıldığını 28/07/2021 tarihinde öğrendiklerini ve aynı gün itirazlarını sunduklarını, ödeme emrinin borçlunun adresine mernis kaydı olmayan tebligat ile tebliğ edilerek ilgili muhtarlığa bırakılmak suretiyle yapıldığını, müvekkiline yapılan bu tebligatın usulsüz olduğunu, söz konusu tebligatın borçlu görünen müvekkil adresine gönderilen ilk tebligat olup üzerinde Mernis...
Borçluya yapılan bu tebligatın (şeklen) Tebligat Kanunu'nun 16. ve 20. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliği'nin 25. maddesi uyarınca usulüne uygun olduğu, ancak Kolluk araştırmasına göre kendisine tebligat yapılan Yusuf Karapıçak'ın tebliğ yapılan tarihte muhatap ile aynı adreste oturmadığı tespit edildiği, bu bakımdan ödeme emrinin muhataba tebliği usulsüz olduğu, 3. Ancak her ne kadar ödeme emrinin tebliği bu haliyle usulsüz olsa da davacı borçluya 04.11.2019 tarihinde 103 davetiyesi tebliğ edildiği ve dava dilekçesinde 103 davetiyesine ilişkin usulsüz tebligat şikayetinin bulunmadığı, bu hususun Samsun BAM. 4.HD'nin 2020/698 E, 2020/750 K sayılı kaldırma ilamı ile de tespit edildiği, bu durumda borçlunun ödeme emrinden en geç 103 davetiye tebliği ile haberdar olduğunun kabul edileceği (İstanbul BAM 21.HD. E.: 2021/113 , K: 2021/1727 Karar; ... Bam 8....
Dosyada bulunan tüm bilgi, belge ve beyanlar birlikte değerlendirildiğinde; somut olayda takibin kambiyo takibi olduğu, davacının usulsüz tebligat şikayeti yanında borca itiraz ettiği, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte ödeme emri tebligatının usulsüz olması halinde borçlunun usulsüz tebliği öğrendiği tarihten itibaren 5 gün içinde (sadece usulsüz tebliğ düzeltilmesi talebi varsa 7 gün) şikayet yoluna başvurarak ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesini istemesi ve borca itiraz etmesi gerektiği, davacı vekili dilekçesinde takipten 22/06/2019 tarihinde haberleri olduğunu belirtmiş olduğu, buna göre dava açma süresinin son gününün 27/06/2019 tarihi Çarşamba gününe denk geldiği, bu günün resmi tatil olmadığı, davanın ise 28/06/2019 tarihinde açıldığı, buna göre usulsüz tebligat şikayetinin yasal süre içinde yapılmadığı, borca itirazların da yine yasal 5 günlük süre içinde yapılmadığı anlaşıldığından davacının usulsüz tebligat şikayeti ile borca itirazlarının süre yönünden reddine...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, kambiyo senetlerine özgü icra takibinde usulsüz tebligat şikayeti, takibe ve borca itiraza ilişkindir. HMK'nun 297/2 maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi usulen zorunludur. Somut olayda, davacı tarafından usulsüz tebligat şikayeti ve teminat senedi iddiası ile birlikte, borcun ödendiği, borcun bulunmadığı belirtilerek itirazda bulunulmuş, ancak mahkemece, bu istemlerle ile ilgili herhangi bir hukuki değerlendirmede bulunulmamış ve olumlu ya da olumsuz hüküm kurulmamıştır. Yukarıda belirtilen usuli eksiklik kamu düzenine ilişkin esaslı hata niteliğinde olup, HMK 'nun 355....
Mahkemece borçlunun gecikmiş itiraza ilişkin başvurusu, usulsüz tebligat şikayeti olarak nitelendirilerek ödeme emri tebliğ tarihinin 24/06/2014 olarak düzeltilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş ise de, düzeltilen ödeme emri tebliğ tarihine (24/06/2014) göre borçlunun, takibe konu senetteki keşideci imzasının murisi ...'ya ait olmadığı yönündeki imzaya itirazı süresinde olup, imzaya itirazın esasının incelenmesi gerekmektedir. O halde mahkemece imzaya itirazın esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile borçlunun bu konudaki talebinin de reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Diğer taraftan borçlunun ödeme emrinin iptaline ilişkin şikayeti de İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren, usulsüz tebliğ iddiasının kabulü halinde ise düzeltilen tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içerisinde olmalıdır. Davacının ödeme emrine yönelik şikayeti de süresinde değildir. O halde, ilk derece mahkemesince davacının ödeme emrinin usulsüz tebliğ şikayeti ile ödeme emrine yönelik şikayetlerini yasal süresi içerisinde sunmadığı re'sen gözetilerek, bu istemler yönünden şikayetin süre yönünden reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile hüküm tesisi isabetsizdir. Diğer taraftan borçlunun ilamsız takipte borca, faiz ve ferilere, faiz nevi ve oranına yönelik itirazları ise İİK'nın 62. maddesi uyarınca takibin şekline göre ödeme emrinin tebliğ edildiği tarihten itibaren yasal süresi içerisinde icra dairesine sunulması gerekmekte olup icra mahkemesinde itiraza konu edilemez. Mahkemenin bu gerekçeye dayalı ret kararı isabetlidir....
İcra Müdürlüğü'nün 2019/2060 esas sayılı icra takip dosyasında müvekkili aleyhine takip başlatıldığını, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, tebligat mazbatasına bizzat tebligatın müvekkiline yapıldığı şerhi düşülmüşse de tebligatın yapıldığı tarihte müvekkilinin askerde olduğunu bizzat tebellüğ etmesinin mümkün olmadığını, ayrıca Tebligat Yönetmeliğinin 21.Maddesinde er ve erbaşlara ne şekilde tebligat yapılacağının belirtildiğini, er ve erbaşların kendisine yapılan tebligatların usulsüz olduğunu söyleyerek usulsüz tebliğin öğrenme tarihinin 25/01/2021 olarak kabulüne karar verilmesini, ayrıca takibe dayanak çekteki imzanın müvekkiline ait olmadığından bahisle takibin iptali ve davalı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; alacaklı vekili olarak takipte yer almış olmalarına rağmen, dava dilekçesi ile duruşma gününün Tebligat Kanunu'nun 11. maddesinin emredici hükmüne rağmen vekil yerine asıla tebliğ edildiğini, bu şekilde Anayasal hak olan hukuki dinlenilme hakkının ihlal ediliğini, müvekkilinin başka bir ticari ilişkiden dolayı senedi devralan kişi olduğunu, kötü niyetli olmadığını beyan ederek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 11 ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 18. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde, tebligatın vekile yapılması zorunludur....