Dosya kapsamına alınan belgeler incelendiğinde; davacı T4 adına çıkarılan örnek 10 ödeme emri ve dayanak belgesi içerir tebligatın incelenmesinde, muhatabın işte veya nerede olduğunu bilmediğine dair matbu şerh düşülerek tebligatın muhtarlığa yapıldığı ancak, tebliğ memuru tarafından tebligat mazbatasına, borçlunun işte veya nerede olduğunu bilmediğine dair şerh beyanda bulunan kişinin adı ve soyadının yazılmadığı, kim olduğuna dair hiçbir bilginin belirtilmediği anlaşılmakla tebligatın bu haliyle Tebligat Kanunu'nun 21/1 ve Tebligat Yönetmeliği'nin 30/1. maddeleri gereğince usulsüz olduğu anlaşıldığından tebliğ tarihinin 24/12/2018 tarihi olarak tespit ve kabulüne karar verilmiş, diğer yandan davacı tarafın kambiyo senedinin üzerinde "malen" kaydı bulunması nedeniyle senedin kambiyo vasfını taşımadığı yönündeki iddiası bakımından, senette "malen" kaydının bulunması sadece senette asıl borç ilişkisine ait açıklamaya yer verilmiş olduğunu göstermekle birlikte TTK'nun 776. maddesi uyarınca...
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, davacıya ilk olarak gönderilen ve 06/12/2019 tarihinde bila tebliğ iade şerhiyle iade edilen 89/1 haciz ihbarnamesinin Yeni Mahalle muhtarı Engün Yeniacun'un muhatabın adresten ayrıldığını imzalı beyanı ile tasdik etmiş olmasına, tebligat üzerindeki şerhin Tebligat Yönetmeliğinin 30. Maddesine uygun olmasına, bilahare çıkarılan 89/1, 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamelerinin T.K'nın 21/2 maddesine uygun olmasına, davanın gecikmiş itiraz değil, usulsüz tebligat şikayeti olmasına, öğrenme tarihinin tanıkla tespitinin usulen mümkün olmamasına, ilk derece mahkemesinin kararında yazılı gerekçelere göre istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine aykırılık bulunmayan karara yönelik istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b(1) maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- İzmir 5....
Davalı vekili katılma yolu ile istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafından davanın süresinde açılmadığını, davacının takibe konu çekte tahrifat bulunduğu ve bu nedenle çekin kambiyo vasfını yitirdiği itirazının yerinde olmadığını, davacının kötü niyetli olduğunu ve kötü niyet tazminata hükmedilmesi gerektiğini, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre; alacaklı tarafından davacı aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlandığı, borçlunun usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte imzaya itiraz ederek icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece usulsüz tebligat şikayeti yerinde olmadığından, davanın süre yönünden reddine karar verildiği görülmektedir. Hükmi şahıslara ne şekilde tebligat yapılacağı 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13. maddelerinde belirlenmiştir....
Bu nedenle davacının usulsüz tebligat şikayetin reddine karar verilmiştir. Davacı alacaklı tarafından aleyhine başlatılan genel haciz yoluyla takipte, takibe konu belge suretlerinin ödeme emri ile birlikte gönderilmediğini ve borcun sebebinin gösterilmediğini ileri sürerek İİK 58. ve 61. maddelerine aykırı olarak düzenlenen ödeme emrinin iptalini talep etmiş ise de; Davacının İİK'nın 58, 60 ve 61. maddelerine aykırılık nedenine dayalı şikayeti, aynı Kanun'un 16/1. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğinden itibaren yedi günlük yasal sürede ileri sürülmelidir....
tebligat şikayeti davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkemece;" Davacıların yetki itirazı ve İİK'nun 58 ve 61 maddeye aykırı olarak ödeme emrine ilişkin çıkarılan tebliğ mazbatasında dayanak belgenin ekli olarak gönderilmediğinden ödeme emrinin iptaline ilişkin taleplerinin süreden Reddine, Davacıların usulsüz tebligat şikayeti, mükerrerlik şikayeti ve takibe konu senetlerin zorunlu unsurları taşımadığı gerekçesiyle kambiyo vasfına haiz olmadıklarından bahisle takibin iptaline ilişkin taleplerinin Reddine,..." şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır....
İcra Müdürlüğünce yapılmış olsa da uyuşmazlığın davacının usulsüz tebligat şikayetine ilişkin olduğu anlaşılmakla şikayeti inceleme yetkisi İstanbul 42. İcra Hukuk Mahkemesine aittir. III. KARAR Açıklanan sebeplerle; 6100 sayılı Kanun’un 21 ve 22 nci maddeleri ile 5235 sayılı Kanun’un 36 ncı maddesinin üçüncü fıkrası gereğince İstanbul 42. İcra Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 05.02.2024 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre davalı tarafından davacılar hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde bulunulduğu, davacılar tarafından takibin iptali talebi ile şikayette ve borca itirazda bulunulduğu, ilk derece mahkemesi tarafından davanın reddine karar verildiği davacılar vekili tarafından istinaf talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. Davacılar vekili tarafından dava dilekçesinde ödeme emirlerinin usulsüz tebliğ edildiği ileri sürülmüş ise de usulsüzlük iddiası dışında sebep belirtilmediği anlaşılmıştır. İncelenen tebligatlarda şekli olarak usulsüzlük bulunmadığından ve başkaca sebebe dayanılmadığından mahkemenin usulsüz tebligat şikayetinin reddine ilişkin kararı yerinde olduğundan bu yöndeki istinaf talebi yerinde değildir. Usulsüz tebligat şikayeti yerinde olmadığından borca itirazın süreden reddine karar verilmesinde de usul ve yasaya aykırılık saptanmamıştır....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/78 KARAR NO : 2021/2120 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 07/07/2020 NUMARASI : 2019/1106 ESAS, 2020/266 KARAR DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİGAT ŞİKAYETİ KARAR : İzmir 1.İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/1106 Esas, 2020/266 Karar sayılı dosyasında verilen şikayetin süre yönünden reddi kararına karşı, davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilen ve heyetçe incelenen dosyada; İSTEM : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, İzmir 13....
DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİĞ ŞİKAYETİ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine başlatılan İstanbul 1. İcra Müdürlüğünün 2019/31338 E. sayılı dosyasında müvekkiline normal tebligat çıkarıldığı ve tebligat zarfı üzerinde tebligat adresinin mernis adresi olduğuna ilişkin bir ibare bulunmadığı halde tebligat memuru tarafından hukuka aykırı ve usulsüz olarak TK 21 maddeye göre tebligat yapıldığını ve adreste müvekkilinin bulunmaması nedeniyle kapıya çağrı kağıdı yapıştırıldığını, ayrıca usulsüz yapılan bu tebligat adresinin müvekkilinin eski iş yeri adresi olduğunu, başlatılan bu takipten müvekkili tarafından 04.10.2019 tarihinde öğrenildiğini, bu nedenlerle ödeme emrinin iptaline, tebliğ tarihinin müvekkilinin öğrenme tarihi olan 04.10.2019 olarak düzeltilmesine ve takibin yargılama sonuna kadar durdurulmasına, hacizlerin ve icrai işlemlerin iptaline ve kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....