İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından ," İİK'nın 82. maddesinin birinci fıkrasının 12. bendi gereğince meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti, aynı Kanun'un 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tâbidir.Şikayet süresi haczin bildirimi tarihinden değil, öğrenildiği tarihten itibaren başlar. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nce belirlenen meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti, (şikayete konu taşınmaz üzerindeki) haczin öğrenilme tarihi ile başlar. Dolayısıyla, ayrıca 103 davetiyesinin, 103 davetiyesi gönderilmemiş ise kıymet takdir raporunun tebliği ile hak düşürücü süre yeniden işlemeye başlamaz....
Bu durumda, her ne kadar mahkemece, istem, meskeniyet şikayeti olarak kabul edilmek suretiyle sonuca gidilmiş ise de; iddianın yukarıda özetlenen içeriği ve ileri sürülüş biçimi itibariyle başvurunun kıymet takdirine ilişkin şikayet niteliğinde olduğu açık olup, uyuşmazlığın İİK'nun 82. maddesinde yer alan meskeniyet şikayeti kurallarına göre değil, aynı Kanun'un 128/a maddesine göre çözümlenmesi gerektiği kuşkusuzdur. Mahkemece, borçlunun kıymet takdirine ilişkin şikayetinin yöntemince araştırılıp incelenmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, HMK.'nun 26. ve 33. maddesi hükümlerine aykırılık teşkil edecek şekilde, istek dışına çıkılarak ve hukuki nitelendirmede yanılgıya düşülerek istemin meskeniyet şikayeti olarak değerlendirilmesi suretiyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Anılan yasal düzenleme uyarınca, meskeniyet şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takipte borçlu sıfatı taşımayan, tapuda lehine aile konutu şerhi verilen 3. kişinin haczin kaldırılmasını istemesi mümkün değildir. Öte yandan, İİK. nun 82/12. maddesine dayalı olarak yapılacak meskeniyet iddiası, haczedilmezlik şikayeti olup, borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiği için haciz safhası bulunmadığından ve meskeniyet şikayetine konu edilecek bir “haciz işlemi” de olmadığından, meskeniyet iddiasının dinlenmesi de mümkün değildir. O halde mahkemece, şikayetin aktif husumet yokluğu nedeni ile reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddi isabetsiz ise de sonuçta istem reddedildiğinden sonucu itibariyle doğru olan mahkeme kararının onanması yoluna gidilmiştir. SONUÇ : Şikayetçinin temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'...
usulsüzlüğüne ilişkin herhangi bir iddiada bulunulmadığını, İİK’nun 16. maddesinde öngörülen 7 günlük yasal şikayet süresinin 30/10/2019 tarihinde sona erdiğini ve meskeniyet şikayetinin ise bu süre geçtikten sonra 17/07/2020 tarihinde yapıldığından, şikayetin süre yönünden usulden reddine karar verilmiştir....
Davacı, kendisi ve şirket temsilcisi olarak sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; şirketin ekonomik gücünü arttırmak için dava konusu kendi evini şirketi üzerine aldığını ve evi teminat göstererek davalı taraftan borç aldığını, evin değerinin çok altında satışının gerkçekleştiğini, satışının tebligat koşulları yerinde gelmeden gerçekleştiğini, kıymet takdir raporu gerekse satış ilanı tebligatının şirkete usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, yerel mahkemenin para cezasına hükmetmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, yerel mahkeme kararının kaldırılması gerektiğine belirtmiştir. Uyuşmazlık, meskeniyet şikayeti ve ihalenin feshi istemine ilişkindir. Ankara 3. İcra Müdürlüğünün 201713298 esas sayılı dosyasında; davacı borçlu şirket hakkında davalı banka tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip başlatıldığı ve dava konusu taşınmazın kıymet takdiri ve satışı için Ankara Batı İcra müdürlüğüne talimat yazıldığı, Ankara Batı İcra Müdürlüğü'nün 2017/13298 T....
Delillerin Değerlendirilmesi Ve Gerekçe: İncelenen icra dosyası ve tüm dosya kapsamına göre; Çorlu 2....
Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesinde "Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır, ayrıca başkaca adres araştırması yapılmaz. 79. maddenin ikinci fıkrasına göre renkli bastırılan tebligat zarfında, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese tebligat yapılacağına dair meşruhata yer verilir" denilmiştir. Bu yönetmeliğe göre 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, tebliği çıkaran mercice, tebligat çıkarılan adresin, muhatabın, adres kayıt sistemindeki adresi olduğuna dair tebliğ evrakı üzerine kayıt düşülmesi zorunludur....
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından, borçlu aleyhine başlatılan ilamlı takipte, borçlunun, icra mahkemesine başvurarak meskeniyet şikayetinde bulunduğu, mahkemece şikayetin kabulü ile hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği görülmektedir. İİK'nun 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbi olup, bu süre öğrenme tarihinden başlar....
Davacının icra emri tebligat usulsüzlüğü ve öğrenme tarihinin tebliğ tarihi sayılmasına ilişkin bir şikayeti yoktur. Açıklanan gerekçe ile şikayetin süre aşımı nedeni ile reddine ilişkin verilen karar yerinde olmakla davacının istinaf taleplerinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1- İstanbul Anadolu 6....
Diğer yandan, borçlunun aynı mahkemenin 2015/90 E.-2016/8 K. sayılı dosyasında ödeme emri tebligatının usulsüzlüğüne yönelik olarak 27.7.2015 tarihinde şikayette bulunduğu, bu dosyada şikayetin kabulü ile borçluya gönderilen ödeme emrine ilişkin tebligatın iptaline karar verildiği, mahkemece, bahsi geçen dosyada tebligat iptal edildiğine göre henüz takip kesinleşmemiş olacağından bahisle yapılan hacizlerin de usulsüz olacağı kabul edilerek, hacizlerin kaldırılması yönünde karar verildiği, ancak, tebligat usulsüzlüğüne ilişkin şikayetin kabulüne dair kararın henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Somut olayda haciz, şikayete konu ödeme emrinin tebliğ tarihine göre takibin kesinleşmesinden sonrasına ilişkindir. Ancak, usulsüz tebligat şikayeti nedeniyle haczin geçerli olup olmayacağı, tebligat usulsüzlüğü şikayeti üzerine verilen kararın kesinleşmiş olmasına bağlıdır....