Temyiz Sebepleri Şikayetçi borçlu temyiz dilekçesinde; taşınmazın haline münasip meskeni olduğunu, ipoteklerin taşınmazı alırken kullandığı kredi ve borca karşılık olarak kurulan zorunlu ipotek niteliğinde olduğunu, çalışmadığı için bilirkişi ücretini ödeyemediğini ileri sürerek bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılması ile ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekç 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 16. ve 82/1-12 maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 324. maddesi ve sair yasal mevzuat 3....
MURAT LAVSAÇ - [16066- 60970- 96923] UETS DAVANIN KONUSU : İstihkak (Taşınır Mal Haczinden Kaynaklanan), haczedilmezlikşikayeti ve İİK'nun 99. Maddesine göre haczin yapılmış sayılması 2019/472 E sayılı dosyanda DAVACI 3. KİŞİLER : 1- RIDVAN BOZKURT - 2- RABİA BOZKURT - VEKİLİ : Av. KÜBRA ERŞAHİN - [16364- 63070- 75273] UETS DAVALI ALACAKLI : İSA TOPAL - VEKİLİ : Av. MURAT LAVSAÇ - [16066- 60970- 96923] UETS DAVANIN KONUSU : İstihkak (Taşınır Mal Haczinden Kaynaklanan), haczedilmezlikşikayeti ve İİK'nun 99. Maddesine göre haczin yapılmış sayılması KARAR YAZIM TARİHİ : 03/02/2022 KARAR TARİHİ : 03/02/2022 Mersin 2....
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, her ne kadar borçlu vekiline tebligat yapılmış ise de söz konusu 103 davetiyesinin tebliğ edildiği tarihte henüz keşif yapılarak taşınmazın haline münasip olup olmadığının tespit edilmediğini, bu nedenle davanın süre yönünden reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğunu, kararın kaldırılarak haczedilmezlik şikayetinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dava İİK'nun 82/1- 12 maddesi uyarınca açılmış meskeniyet iddasına dayalı haczedilmezlik şikayeti davası olup, iş bu davanın öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük hak düşürücü süre içinde açılması zorunludur. Bu husus taraflarca ileri sürülmese dahi mahkemece resen nazara alınması gerekir....
Yine, usulsüz tebligat şikayetinin süresi, İİK'nun 16 maddesi gereğince, usulsüz tebliğin öğrenildiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Borçlunun meskeniyete dayanan haczedilmezlik şikayetinde bulunması, 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiğinin öğrenildiği anlamına gelmez. Zira, haczedilmezlik şikayetinde bulunmak için 103 davetiyesinin tebliğ edilmiş olması şart değildir. Fakat, 103 davetiyesi usulünce tebliğ edilmiş ise, en geç tebligat tarihinde haciz öğrenilmiş kabul edilir....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın süresinde açılmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunun yetersiz ve denetime elverişsiz olduğunu, arsa ve yapı değerlerinin ayrı ayrı belirtilmeksizin düzenlendiğini, haline münasip mesken değeri olarak belirtilen 75.000,00 TL'nin çok yüksek olduğunu, rapora karşı itirazlarının mahkemece dikkate alınmadığını, yine davanın kısmen kabul edilmesine rağmen lehe vekalet ücretine hükmedilmediği gibi yargılama giderlerinin tamamından müvekkilinin sorumlu tutulmasının da isabetsiz olduğunu, tüm bu nedenlerle kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Dava İİK'nun 82/1- 12 maddesi uyarınca açılmış meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti davasıdır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, bonoya dayalı kambiyo senetlerine mahsus takipte ödeme emrinin borçluya usulsüz tebliğ edildiği iddiasına dayalı tebliğ tarihinin düzeltilmesi şikayeti ve imzaya itiraza ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince davacının usulsüz tebliğ şikayeti yerinde görülerek beyan edilen tarihe göre ödeme emrinin tebliğ tarihi düzeltilmiş olup verilen bu karar yönünden istinaf başvurusu bulunmamaktadır. Davacının imzaya itiraza ilişkin talebi hakkında İlk Derece Mahkemesince HMK.nun 20. Maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, davacı imzaya itiraza ilişkin verilen açılmamış sayılmaya ilişkin karara yönelik istinaf başvurusunda bulunmuş, yenileme dilekçesinin usulsüz tebliğ edildiğini öne sürmüştür....
Diğer yandan, borçlunun aynı mahkemenin 2015/90 E.-2016/8 K. sayılı dosyasında ödeme emri tebligatının usulsüzlüğüne yönelik olarak 27.7.2015 tarihinde şikayette bulunduğu, bu dosyada şikayetin kabulü ile borçluya gönderilen ödeme emrine ilişkin tebligatın iptaline karar verildiği, mahkemece, bahsi geçen dosyada tebligat iptal edildiğine göre henüz takip kesinleşmemiş olacağından bahisle yapılan hacizlerin de usulsüz olacağı kabul edilerek, hacizlerin kaldırılması yönünde karar verildiği, ancak, tebligat usulsüzlüğüne ilişkin şikayetin kabulüne dair kararın henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Somut olayda haciz, şikayete konu ödeme emrinin tebliğ tarihine göre takibin kesinleşmesinden sonrasına ilişkindir. Ancak, usulsüz tebligat şikayeti nedeniyle haczin geçerli olup olmayacağı, tebligat usulsüzlüğü şikayeti üzerine verilen kararın kesinleşmiş olmasına bağlıdır....
Mahkemenin, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takipte haciz sahfası bulunmadığından meskeniyet şikayetinde bulunulamayacağına dair gerekçe ile red kararı vermesi gerekirken haciz safhası olan takipte uygulanması gereken yedi günlük sürede haczedilmezlik şikayetinde bulunmadığından reddine karar vermesi isabetsiz olmuştur. Bu takipte haczedilmezlik şikayeti yapılamayacağından sürenin başlangıcında esas alınan tebligatın usulsüz olup olmadığının incelenmesi gerekmez....
Bu durumda ödeme emri tebliğ işlemi usulsüz kabul edilse bile muhatabın en geç bu tarihte usulsüz tebliğ işlemini öğrendiğinin kabulü gerekeceğinden, borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna ilişkin şikayeti anılan tarihe göre İİK. nun 16/1.maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreden sonradır. Şikayet süresinin geçirilmesinden sonra borçluya kayyum atanmış olması sonuca etkili değildir. Diğer bir ifadeyle bu husus şikayet süresini yeniden başlatmaz. O halde mahkemece şikayetin süre aşımı nedeniyle reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. Kabule göre de; mahkemece tebligatın usulsüzlüğü kabul edildiğine göre, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 32.maddesine göre tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesi yerine ödeme emrinin iptali yönünde hüküm tesisi doğru değildir. SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK.'nun 366. ve HUMK.'...
Ömer Eyyüpoğlu'na tebliğ edilen kıymet takdir raporunun usul ve yasaya uygun olduğu, kıymet takdirine itiraz ve meskeniyete dayalı haczedilmezlik şikayetinin 7 günlük süreye tabii olduğu, kıymet takdir raporunun 05/09/2018 tarihinde tebliğ edilmesiyle kıymet takdiri ve haczedilmezliğe yönelik şikayetin 12/09/2018 tarihine kadar yapılması gerekeceği, iş bu şikayetin ise 05/10/2018 tarihinde yapıldığı anlaşılmakla kıymet takdirine itiraz ve haczedilmezlik iddiasına yönelik şikayetin süre yönünden reddine karar verildiği görülmüştür. İstinaf başvuru dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinin tekrarı ile usul ve yasaya aykırı İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir....