Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğünün 2018/85672 sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takip kapsamında müvekkilinin maliki olduğu davaya konu taşınmazın haczedildiğini ve kıymet takdirinin yapıldığını, ancak müvekkiline İİK 103. davetiyesinin gönderilmediğini, müvekkiline çıkartılan kıymet takdir raporu tebligat parçasının usulsüz olarak tebliğ edildiğini, 01/11/2019 tarihli tebligattaki imzanın müvekkiline ait olmadığını, takip dayanağı bono ve vekâletnamedeki müvekkilinin imzası ile 01/11/2019 tarihli bilirkişi raporu tebligatındaki imza çıplak gözle görülecek şekilde farklı olduğunu belirterek davaya konu taşınmazın haczedilmesine ilişkin haczedilmezlik şikayetlerinin kabulüne, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. DOSYADA TOPLANAN DELİLLER: Kocaeli 8. İcra Müdürlüğünün 2018/85672 sayılı icra dosyası....

Somut olayda; şikayete konu taşınmazın 26/06/2014 tarihinde haczedildiği, haczin borçluya 103 davetiyesi ile 04/08/2014 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise yedi günlük yasal süreden sonra 08/09/2014 tarihinde haczedilmezlik şikayeti ile icra mahkemesine başvurduğu, 103 davetiyesi tebliğinin usulsüz olduğuna ilişkin bir iddiada bulunmadığı görülmüştür. O halde mahkemece, haczedilmezlik şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu iddiası İİK.nun 16. maddesi kapsamında şikayet olup açıkça ve delilleriyle ileri sürülmesi gerekir (HGK'nun 27.01.2010 tarih 2009/12-539 E.,2010/16 sayılı kararı). Somut olayda borçlunun icra mahkemesine verdiği dilekçesinde kendisine gönderilen ödeme emri tebligatının usulsüz olduğuna dair açık bir iddiası bulunmamaktadır. Şikayet dilekçesinde yer alan: "ödeme emrinin muhtara bırakıldığı, ödeme emrinden 21.09.2015 tarihinde haberdar olunduğu" şeklindeki beyanlar usulsüz tebligat şikayeti olarak yorumlanamaz. Zira tebligat usulsüzlüğü ayrıca, açıkça ve delilleriyle ileri sürülmüş değildir. O halde yöntemine uygun olarak açıkça ve delilleriyle ileri sürülen bir tebligat usulsüzlük şikayeti bulunmadığı halde mahkemece hukuki tavsifte hataya düşülerek 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uygulanmak suretiyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte, borçlu, usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte borca ve imzaya itirazda bulunmuş, mahkemece usulsüz tebligat şikayeti yönünden inceleme yapılmaksızın, imzaya itirazın esası incelenerek itirazın kabulüne karar verildiği görülmüştür....

        Kat: 3 B.B sayılı taşınmazın haczedildiğine ilişkin 103 davet kağıdının 13/03/2017 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, tebliğden itibaren haczedilmezlik şikayetinin 7 günlük süre geçtikten sonra 08/08/2017 tarihinde yapıldığı, davacının 19/12/2017 tarihli cevaba cevap dilekçesinde usulüz tebligat iddiasında bulunduğu, dava dilekçesinde 103 davetiye tebliğinin usulsüz olduğuna dair herhangi bir beyanda bulunmadığu, usulsüz tebligata ilişkin şikayet süresinin 7 gün olduğu, davacı tarafça usulsüz tebligata ilişkin süresinde yapılmış bir itiraz olmadığı, süresinde olmayan usulsüz tebliğ itirazının kabul edilemeyeceği bu durumda meskeniyete ilişkin şikayetin süresinde olmadığı anlaşılmakla şikayetin süreden reddine karar verilmiştir....

        İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin bilinen en son adresine tebligat çıkarılmadan direkt mernis adresine tebligat çıkarılmasının usulsüz olduğunu, müvekkilinin tebligatı dava açtığı tarihte öğrendiğini ve TK. 32.maddeye göre davayı süresinde açtığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre, davalı tarafından davacı hakkında başlatılan icra takibinde davacıya ait taşınmaza haczin konulduğu, davacı tarafından taşınmazın haline münasip evi olduğu iddiası ile şikayette bulunulduğu, ilk derece mahkemesi tarafından şikayetin süreden reddine karar verildiği, davacı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. İİK'nun 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbi olup, bu süre öğrenme tarihinden başlar....

        icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, ödeme emri, kıymet takdiri raporu ve 103 davetiyesi tebliğlerinin usulsüz olduğu, tebliğ tarihlerinin iptali ile ıttıla tarihi olan 21.12.2015 olarak düzeltilmesine, kıymet takdiri davasının ve meskeniyet şikayetinin kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verildiği görülmektedir....

          Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; şikayet dilekçesindeki beyanlarını tekrar etmekle birlikte müvekkiline gönderilen 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiğini, müvekkilinin hacizden 11.12.2018 tarihinde haberdar olduğunu ve şikayetin süresinde olduğunu beyanla mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İİK'nın 82/1- 12'de düzenlenen haline münasip evin haczedilmezliği şikayeti, İİK'nın 16/1 maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir....

          Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara ve özellikle dava dilekçesi ile 103 davetiyesi tebliğinin usulsüz olduğuna dair bir iddianın ileri sürülmemiş bulunmasına göre ilk derece mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava ve takip dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından istinaf isteminin esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

          İlk derece mahkemesince, tensip kararı ile haczedilmezlik şikayeti yönüyle dosyanın tefrikine karar verilmiş, yargılama neticesinde yasal süresi içerisinde yapılmayan haczedilmezlik şikayetinin reddine karar verilmiştir. Davacı borçlu istinaf başvuru dilekçesinde özetle, haczi kıymet takdirinin tebliği ile öğrendiğini, yasal süre içerisinde hacze itiraz ettiğini, haczedilen taşınmazın kendisinin ve ailesinin geçimi için zorunlu olduğunu, kendisine yapılan 103 davetiyesi tebligatından kararla birlikte haberdar olduğunu, yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, davanın süresinde açıldığını belirterek istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

          UYAP Entegrasyonu