Dava usulsüz tebligat şikayeti ve İİK'nun 82/1- 12 maddesi uyarınca açılmış meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 16. maddesine göre; "Kendisine tebligat yapılacak şahıs, adresinde bulunmazsa tebliğ, aynı konutta oturan kimselere veya hizmetçilerden birine yapılır." 4829 Sayılı Kanun ile; Tebligat Kanunu'nun 16. maddesinde yer alan "birlikte oturan ailesi efradı" ibaresi, "aynı konutta oturan kişiler" şeklinde değiştirildiğinden, muhatap adına kendilerine tebligat yapılacak aynı konutta oturan kişiler, aile fertleri, yakın ve uzak akrabalar veya hizmetçilerden biri olabileceği gibi, bu kimseler dışında kalan ancak muhatapla birlikte oturan diğer kimseler de olabileceklerdir. Muhatapla birlikte oturma şartının gerçekleşmiş sayılabilmesi için, muhatapla aynı çatı altında oturmak yetmeyip, aynı daireyi paylaşmış olmak gerekir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; şikayete konu 103 davetiyesi ve kıymet takdiri Tebligat Kanunu’na göre işlem yapılmadan tebliğ edilmeye çalışılması nedeni ile usulsüz tebliğ edildiğinden kıymet takdiri ve 103 davetiyesi tebliği hukuka aykırı olduğunu ve iptali gerektiğini, yine usulsüz tebliğ edilen kıymet takdiri ve 103 davetiyesi aynı zarf içerisinde tebliğ edilmiş olup bu iki evrakın hukuken nitelikleri ve itiraz süreleri ayrı olup farklı iki evrakın tek zarfta tebliği bile tek başına hukuka aykırılık olduğunu, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 2l/2. maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, tebliği çıkaran mercice, tebligat çıkarılan adresin, muhatabın, adres kayıt sistemindeki adresi olduğu belirtilerek bu adrese TK' nın 21/2. maddesine göre tebligat yapılacağına dair tebliğ evrakı üzerine kayıt düşülmesi zorunlu olup; tebligatı çıkaran mercii tarafından söz konusu şerh verilmeden dağıtıcı tarafından TK' nın 21/2. maddesine göre tebliğ...
evinin haczedilmesinin açıkça hukuka aykırı olduğunu, açıklanan tüm bu nedenlerle haczedilmezlik şikayetimizin kabulü ile dava konusu yerdeki haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Somut olayda, meskeniyet şikayetinde borçlu 15.06.2015 tarihinde SMS ile hacizden haberdar olduğunu belirterek 22.06.2015 tarihinde dava açmış, mahkemece verilen şikayetin kabulü kararının temyizi üzerine; Dairemizce ipoteğin niteliği ve hacizden önce ödenip ödenmediğinin araştırılması yönünde bozma kararında, maddi hata sonucu usulsüz tebligat şikayetinin de değerlendirilmesi gerektiği belirtilerek karar bozulmuştur. O halde mahkemece, tebligat usulsüzlüğü ve haczedilmezlik şikayetinin süreden reddine karar verilmişse de şikayetin süresinde olduğu, uyulan bozma ilamında belirtildiği şekilde ipoteğin niteliği ve borcun haciz tarihinden önce ödenip ödenmediği araştırılarak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisisi isabetsizdir....
Dosya istinaf sebepleri ile birlikte HMK'nın 355 maddesi çerçevesinde incelenmiş olup, dava konusu edilen usulsüz tebligat şikayeti yönünden istinaf talebinin bulunmadığı, taşkın haciz şikayeti yönünden ise, mahkemece bu yöne ilişkin kararın kesin olarak verildiği, İİK'nun 363. maddesi uyarınca istinaf incelemesine tabi kararlardan olmadığı nazara alındığında davacı vekilinin taşkın haciz şikayetinin istinafa tabi olduğuna ilişkin talebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır....
Mahkemece; Davalı Alternatif Bank bakımından davacının şikayetlerinin pasif husumet yokluğundan usulden reddine, davalı Gelecek Varlık bakımından; davacı tarafın usulsüz tebligat şikayetinin reddine, davacı tarafın meskeniyet nedeni ile haczedilmezlik şikayetinin süreden reddine, şeklinde karar verildiği görülmüştür....
Mahkemece; Davacının usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile, Kayseri Banka Alacakları İcra Müdürlüğünün 2022/858 Esas sayılı takip dosyasından davacıya yapılan ödeme emri tebligatının 14.02.2022 tarihi olarak düzeltilmesine, Kayseri Banka Alacakları İcra Müdürlüğünün 2022/858 esas sayılı takip dosyasında davacının menkul ve gayrimenkulleri üzerine konulan hacizlerin kaldırılmasına, davacının meskeniyet ve haczedilmezlik şikayetinin hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine, davacının takibin iptaline, yönelik talebinin reddine yönelik karar verildiği görülmüştür....
Bu süre öğrenme tarihinden başlar ve hak düşürücü niteliktedir. Somut olayda, borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunduğu taşınmazın 12.04.2012 tarihinde haczedildiği, hacze ilişkin 103 davetiyesinin 26.08.2012 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlunun 20.01.2014 tarihinde haczedilmezlik şikayeti ile icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmaktadır. Taşınmaz haczine ilişkin 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayet de İİK'nun 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tâbidir. Borçlu meskeniyet şikayetine ilişkin dilekçesinde açıkça 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiği yönünde bir iddiada bulunmamış, süresinden sonra 10.04.2014 havale tarihli cevaba cevap dilekçesi ile tebligatın usulsüzlüğünü ileri sürmüştür. O halde mahkemece meskeniyet şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Bölge Adliye Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile icra takibine başlandığı, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, sair şikayetleri ile birlikte aile konutu iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetinde bulunarak taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasını istediği, ilk derece mahkemesince usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne, diğer şikayetlerin ise süre yönünden reddine karar verildiği, taraflarca istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, tebligat usulsüzlüğünün de süre aşımı nedeniyle reddine, aile konutu iddiasına dayalı haciz kaldırılması iddiasının ise süreye bağlı olmaksızın şikayet konusu...
Kat 11 nolu bağımsız bölümde bulunan taşınmazın kaydına 28.11.2020 tarihinde haciz şerhi işlendiği, İİK’nun 103. maddesine dair davetiyenin borçluya 04.03.2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun şikayet dilekçesinde 103 davetiyesi tebliğ işlemine yönelik bir tebligat usulsüzlüğü iddiasının bulunmadığı, yapılan meskeniyet şikayeti başvurusunun ise 15.06.2021 tarihli olduğu, davacı borçlu tarafından Örnek 103 davetiyesinin tebliğinden itibaren 7 günlük süre içerisinde dava açılmaması nedeniyle T1 meskeniyet şikayetinin süresinde olmaması nedeniyle reddine,T2 'ın haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkı olmaması nedeniyle davacı T2 tarafından açılan haczedilmezlik şikayetinin reddine karar verilmiştir....