ancak yapılan taşınmaz takası ile senetlerin konusuz kaldığını, alacağa ve fer'ilerine itiraz ettiklerini belirterek, 04/07/2019 tarihinden evvel konulan hacizlerin ve anılan tarihten evvelki icra işlemlerinin kaldırılmasını talep etmiştir....
Sayılı emsal içtihadında belirtildiği üzere; Şikayetçi, iddiasının dayanağı olan bütün vakıaları şikayet dilekçesinde göstermek zorundadır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 25. maddesi hükmüne göre de, hakim, şikayet dilekçesinde bildirilen vakıalarla bağlı olup, ileri sürülmeyen maddi olayları kendiliğinden gözetemez.Yine Y.12. HD.nin 27.09.2010 T., 8528/21169 EK. Sayılı ve 2009/23590 E. 2010/5162 K. sayılı emsal içtihatlarından da anlaşıldığı üzere; İnceleme icra mahkemesine sunulan şikayet dilekçesinde ileri sürülen şikayet sebepleri ile sınırlı olarak yapılır.Somut olayda; emsal içtihatlar ve HMK.nun 25. maddesi gereğince şikayet dilekçesinde yer almayan ve sonradan ileri sürülen usulsüz tebliğ iddiası incelenemez....
Sokak no 5/8 Antakya/Hatay" olduğunu, ödeme emrinin müvekkili ile hiçbir bağlantısı bulunmayan Köseoğlu İnşaat'ta birlikte çalışana tebliğ edildiğini, usulsüz tebliğ işleminin maaş haczi nedeniyle 28/08/2020 tarihinde öğrenildiğini, aynı gün takibe itiraz ettiklerini belirterek ödeme emrinin tebliğ tarihinin 28/08/2020 olarak düzeltilmesine ve takibin durdurulmasına karar verilmesini istemiştir. CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; itiraz süresi geçtikten sonra yalnızca menfi tespit davası açılabileceğini, bu nedenle borca itiraz yönünden icra mahkemesince görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, davacının tebligata ilişkin iddiasının doğru olmadığını, ödeme emrinin 25/09/2019 tarihinde muhatabın işe gitmesi nedeniyle birlikte oturan yeğeni Mehmet Yalçınkaya imzasına tebliğ edildiğini, ayrıca müvekkili ve davacı borçlu arasında yapılan sözleşmeye göre davacının adresinin "Odabaşı mah....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; borçlunun gecikmiş itiraz talebinin reddine, kötü niyetli olarak itirazda bulunduğu için asıl alacağın %20'si oranında icra-inkar tazminatına mahkum edilmesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından; "şikayet olunan tarafından şikayet eden aleyhine genel haciz yoluyla takip başlatıldığı, şikayet edene yapılan ödeme emrine ilişkin tebliğde, tebligatın muhatabın çarşıda olduğunu ve birlikte çalıştığını beyan eden Anıl Mert isimli şahsa yapıldığı anlaşılmıştır. 7201 sayılı Tebligat Kanunun 12. maddesine göre, hükmi şahıslara tebligat selahiyetli mümessillerine, bunlar birden fazla ise birine yapılır....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Şikayetlerinin haczedilmezlik şikayetinden olmadığını, şikayetlerinin esası usulsüz tebligatların iptali talebi ile ilgili olduğunu, müvekkilinin usule ve hukuka aykırı tebligatlarla dosyaya borçlu olarak eklendiğini, Müvekkilinin E-devleti üzerinden alınmış olan Nufus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünden "Tarihçeli Yerleşim Yeri Bilgileri Raporu"ndan da anlaşılacağı üzere müvekkilinin bahsi geçen bu adresi tebligat yapılan tarihte eski adres olarak göründüğünü, mernis adresi olmadığını, tebligat yapılan tarihlerde müvekkilinin mernis adresi olmayan adresine mernis adresi olarak yapılan her üç tebligat da usulsüz ve geçerli olmadığını, usule ve hukuka aykırı yapılan bu tebligatın işlemleri sonucunda müvekkilinin durumdan habersiz olduğu için itiraz hakkını da kullanamadığını, usulsüz işlemler sonucunda borçlu olmadığı dosyaya borçlu olarak eklendiğini, usule uygun olmadan yapılan tebligatın İcra İflas Hukukuna ilişkin ise muhatap İİK 16/1...
Somut olayda; davacı şirket adına TK 21'e göre yapılan tebligat, Tebligat Kanunu Ve Tebligatın Uygulanmasına Dair Yönetmeliğe göre usulüne uygundur Davacı tarafından, borca ve imzaya itiraz davasının, ödeme emrinin tebliğinden itibaren, 5 günlük süre içinde açılması gerekmektedir. Tebligatın usulüne uygun olduğu, ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren 5 günlük süre içinde açılmadığı anlaşıldığından, mahkemece usulsüz tebliğ şikayetinin reddi ile imzaya itiraz davasının süreden reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmesi, hukuken yerinde değildir. Tüm bu nedenlerle davalının istinaf talebinin HMK: 353/1- b-3 maddesi gereğince kabulüne, mahkeme kararının ortadan kaldırılmasına, davacının tebliğ usulsüzlüğü şikayetinin reddine, borca ve imzaya itiraz davasının süreden reddine, dairemizce oy birliği ile karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
İlk derece mahkemesi kararında özetle; 2004 sayılı İİK'nun 150/1. maddesine dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan ilamlı icra takibinde; borçlunun icra emri gönderilemeyeceğine ilişkin şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi kapsamında kaldığından yasal 7 günlük süreye tâbidir. Öte yandan; İİK'nun 149/a maddesi göndermesiyle ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinde de uygulanması gereken aynı Kanun'un 33. maddesine göre icra emrine karşı itirazların da 7 gün içerisinde yapılması zorunludur.( Yargıtay 12 HD nin 02/03/2015 tarih ve 2014/27406E ve 2015/4293 K sayılı emsal kararı gereğince de ) İşbu davada da borca ve ferilerine itiraz ile icra emri gönderilemeyeceğine ilişkin şikayetin icra emrinin 11/07/2019 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, itiraz ve şikayetin ise 7 günlük itiraz ve şikayet süresinden sonra 01/08/2019 tarihinde yapıldığı anlaşılmakla itirazının ve şikayetinin süre nedeniyle reddine dair karar vermek gerekmiştir....
Sayılı dosyası kapsamında itiraza rağmen durma kararı vermediği 18.08.2020 tarihli 'Karar Tensip Tutanağı' uyarınca müvekkilinin borca itirazının ödeme emrinin tebliğinden önce olduğunu süresi içinde yapılmış bir itiraz olmadığını iddia ettiği , İstanbul 6. İcra Müdürlüğü'nün 2019/36855 E. Sayılı dosyası kapsamında müvekkillerine “ödeme emri tebliğ edilemese” bile, alacaklının anlaşmazlığı ve takibi sürdürme iradesinin mevcut bulunduğunu alacaklının anlaşmazlığı ve takibi sürdürme iradesinin mevcut olduğu her an müvekkilinin itiraz ve şikayette bulunma hakkının var olduğunu ,18.08.2020 tarihli Karar Tensip Tutanağı uyarınca takibin kesinleştiği yönünde karar verilmiş olmasının açıkça usule ve yasaya aykırılık teşkil ettiği ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Takip borçlusu şirket vekili icra mahkemesine başvurusunda; ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu, takipten 24.04.2012 tarihinde haricen haberdar olduklarını, müvekkili adına rehin hakkına husumete, borca, faize ve faiz oranına gecikmiş itirazda bulunduklarını bildirerek takibin iptalini talep etmiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek, 13/12/2021 tarihinde yapılmış olan borca itiraz talebinin sonucunun ne müvekkile ne de o zaman ki vekili olan Av. Mehmet Hanifi Elmasa tebliğ edilmediğini, iş bu davayı açmak için öngörülen 7 günlük hak düşürücü sürenin tebliğ tarihi itibariyle işlemeye başlaması gerektiğini, itirazın neticesinin bilinmeden dava açma süresinin başlatılmasının usul ve yasalara aykırı olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. GEREKÇE: Uyuşmazlık, Adana Genel İcra Dairesinin 2021/44091esas sayılı dosyası ile başlatılan takipte ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğuna ilişkin şikayet ve müdürlüğün borca itirazın süresinde yapılmadığından reddine ilişkin kararın kaldırılması talepli şikayettir....