HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/3309 KARAR NO : 2022/2355 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 20/10/2021 NUMARASI : 2021/14 ESAS, 2021/295 KARAR DAVA KONUSU : MESKENİYET ŞİKAYETİ, USULSÜZ TEBLİGAT ŞİKAYETİ KARAR : Nazilli İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/14 Esas, 2021/295 Karar sayılı dosyasında verilen usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ve meskeniyet şikayetinin reddi kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilen ve heyetçe incelenen dosyada; İSTEM : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı tarafından müvekkili aleyhine Nazilli İcra Müdürlüğünün 2020/3360 Esas sayılı dosyası ile başlatılan takipte, müvekkili adına kayıtlı Aydın İli, İncirliova İlçesi, İncirliova Mah., 8782 parsel 8 nolu bağımsız bölüme haciz şerhi konulduğunu, müvekkilinin 05/10/2020 tarihinden itibaren yaklaşık 3 aylık bir elektrik...
O halde mahkemece, öncelikle borçlu vasisinin usulsüz tebliğ şikayetinin değerlendirilmesi ve tebligatın usulsüz olduğu tespit edilirse, istemin öğrenme tarihine göre yasal süresinde olup olmadığının araştırılması ve şayet istem süresinde ise işin esasının incelenmesine geçilerek, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, usulsüz tebliğ şikayeti göz ardı edilerek, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Diğer taraftan, Gerekçeli Karar başlığında; “Davacı” olarak,... vasisi, bir başka ifadeyle...’in yasal temsilcisi olduğu belirtilmeksizin ... ismine yer verilmesi doğru bulunmamış, ancak mahkemesince düzeltilebilecek bir husus olduğundan bozma nedeni yapılmamıştır....
Bu süre öğrenme tarihinden başlar ve hak düşürücü niteliktedir. Somut olayda, borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunduğu taşınmazın 12.04.2012 tarihinde haczedildiği, hacze ilişkin 103 davetiyesinin 26.08.2012 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlunun 20.01.2014 tarihinde haczedilmezlik şikayeti ile icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmaktadır. Taşınmaz haczine ilişkin 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayet de İİK'nun 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tâbidir. Borçlu meskeniyet şikayetine ilişkin dilekçesinde açıkça 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiği yönünde bir iddiada bulunmamış, süresinden sonra 10.04.2014 havale tarihli cevaba cevap dilekçesi ile tebligatın usulsüzlüğünü ileri sürmüştür. O halde mahkemece meskeniyet şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller. Şikayete konu taşınmaz üzerinde ipotek tesis edildiği anlaşıldığından, ipoteğin mesken kredisi, zirai kredi, esnaf kredisi gibi, zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olup olmadığının araştırılması gerekir. Somut olayda, meskeniyet şikayetinde borçlu 15.06.2015 tarihinde SMS ile hacizden haberdar olduğunu belirterek 22.06.2015 tarihinde dava açmış, mahkemece verilen şikayetin kabulü kararının temyizi üzerine; Dairemizce ipoteğin niteliği ve hacizden önce ödenip ödenmediğinin araştırılması yönünde bozma kararında, maddi hata sonucu usulsüz tebligat şikayetinin de değerlendirilmesi gerektiği belirtilerek karar bozulmuştur....
Ne var ki asile ve vekiline çıkarılan tebligatlarda haczi bildirilen taşınmazların farklı olduğu, şikayete konu 8 no’lu bağımsız bölümün haczine ilişkin 27.05.2014 tarihli 22 örnek davet kâğıdının vekile tebliğ edilmediği görülmektedir. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 11. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 18. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunlu olup, haczedilemezliği öne sürülen 8 No’lu bağımsız bölümün haczine dair vekile çıkarılmış ve usule aykırı bir tebligat da bulunmadığına göre, olayda usulsüz tebliğ ile ilgili 7201 Sayılı Tebligat Yasası'nın 32. maddesinin uygulama yeri yoktur. Bu itibarla, borçlu vekilinin vekaletnamesini ibrazından sonra 22 örnek davet kağıdının borçlu asile gönderilmesi yasaya aykırıdır. Borçlunun vekili varken asile yapılan tebligat yok hükmünde olup sonuç doğurmaz; bu tebligat ile yasal itiraz ve şikayet süreleri işlemeye başlamaz....
talep ve dava etmiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, icra dosyasında vekil varken asile yapılan 103 davetiyesi tebligatının Tebligat Kanunu 11. maddesi uyarınca geçersiz olduğunu, haciz işlemi uygulanan gayrimenkulün müvekkili ve ailesinin aile konutu olarak kullandığı haline münasip tek evleri olduğunu, haczi, icra dosyasından bilirkişi raporlarının 11/12/2020 tarihinde e-tebliğ ile tebliğ edilmesi ile öğrendiğini, kullanılan evin gerek aile birliğinin devamı için yaşam ve barınma, gerekse müşterek çocuklarının okul ve sosyal hayatlarının devamı için gerekli olduğunu, yerel mahkeme tarafından usulsüz tebliğ şikayeti ile ilgili karar verilmediğini, yerel mahkemenin taleplerden sadece biri hakkında karar verdiğini ve verilen kararın eksik ve yanlış olduğunu, Yargıtay içtihatlarında da kabul gördüğü üzere dosyada vekil var iken asile yapılan tebligatın hukuken geçersiz olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir....
İlk derece mahkemesince, haczedilmezlik şikayeti ve kıymet takdir işlemine yönelik şikayetler hakkında hüküm kurulmuş ise de; şikayetçilere gönderilen ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine ve şikayetçilerden T2 gönderilen 103 davet kağıdının usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayetler hakkında inceleme yapılmadığı ve olumlu/olumsuz bir hüküm kurulmadığı görülmüştür. Usulsüz tebligat şikayetinin incelenmesi, haczedilmezlik şikayetinin yasal 7 günlük sürede yapılıp yapılmadığının tespiti yönünden de önem taşımaktadır....
Maddenin memura araştırma yükümlülüğü getirdiğini, bu araştırmanın yapılmaması ve tevsik edilmemesinin tebliği usulsüz hale getireceğini, tebliğe muttali tarihi olarak 25/09/2021 tarihinin kabulünün gerektiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu belirtmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; Uyuşmazlık, 103 davetiyesinin usulsüz tebliği şikayetine ve meskeniyet şikayetine ilişkindir. Meskeniyet şikayetinin taşınmaz haczinin öğrenildiği tarihten itibaren İİK. 'nun 16. Maddesi uyarınca 7 günlük yasal süre içerisinde yapılması gerekir. Bu husus kamu düzenine ilişkin olup, resen nazara alınır. Somut olayda, davacı borçluya gönderilen 103 davetiyesinin incelenmesinde; davacının komşusu bulunmadığından haber verilmesinin mümkün olmadığı belirtilmiş olup, tebliğ işleminin bu hali ile Tebligat Kanununun 21/1. ve İlgili Yönetmeliğin 30- 35. Maddelerine açıkça aykırı ve usulsüz olduğu aşikardır....
Somut olayda, davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Ilgın İcra müdürlüğünün 2010/644 talimat sayılı dosyasından alınan kıymet takdiri raporunu içerir tebligatın usulsüz olduğunu ve gecikmiş itiraz ileri sürerek tebligatın iptalini, meskeniyet şikayeti ileri sürerek haczin kaldırılmasını ve kıymet takdirine itirazını ileri sürerek yeniden rapor aldırılmasını talep etmiş olup; -Davacının usulsüz tebligat ve gecikmiş itiraz şikayeti inceleme yetkisinin, İzmir 14. İcra Dairesinin bağlı olduğu İzmir İcra Hukuk Mahkemelerine aittir. - Meskeniyet şikayetine konu mahcuz taşınmazın tapu kaydının incelenmesinde, taşınmaza, asıl takip dosyası olan İzmir 14. İcra Müdürlüğü'nün 2008/5275 Esas sayılı dosyasından yazılan müzekkere ile doğrudan haciz konulduğundan, şikayeti inceleme yetkisinin, haciz işlemini yapan icra dairesinin bağlı olduğu İzmir İcra Hukuk Mahkemelerine ait aittir. - İzmir 14....